Geçtiğimiz cuma günü düzenlenen gösterilerle sahaya inen Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek muhalifleri bugün yeniden büyük bir gösteriye hazırlanıyor.
Son iki günde Mübarek taraftarı olduğu ileri sürülen kişilerin taşlı-sopalı saldırılarına maruz kalan göstericilerin, cuma namazından sonra daha güçlü olarak Mübarek'e 'ülkeyi terk et' çağrısı yapacağı belirtiliyor. Önceki gece sabaha kadar devam eden ve dün de zaman zaman sertleşen çatışmalar sonrası en az 6 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi de yaralandı. Tarafları kontrol etmeye çalışan ordu çatışmaları önlemekte yetersiz kalırken, kameraların karşısına geçen Başbakan Ahmet Şefik, saldırıya uğrayan gruplardan özür diledi. Şefik'in muhalif liderlerle görüşme çağrısı ise destek bulmadı. Baradey, Mübarek görevi bırakmadığı sürece onun atadığı isimlerle görüşmesinin mümkün olmadığını açıkladı.
Gözler cuma namazında
Dün sabah saatlerinde Tahrir Meydanı'na giden tüm yolları kontrol etmek isteyen Mübarek taraftarları akşam üzeri muhalifler tarafından püskürtülürken, zaman zaman çatışma sesleri geldi. Her iki tarafı kontrol etmeye çalışan ordu, günlerdir olduğu gibi yetersiz kalırken, gösterilerin artmasından sonra Mübarek tarafından başbakan olarak atanan Ahmet Şefik ise önceki akşam meydanı dolduran muhaliflere saldıran gruplardan dolayı özür diledi. Ancak hükümet, saldırganların kendileri tarafından organize edildiği yönündeki iddiaları reddetti. Şefik'in muhalif liderlerle görüşme çağrısı ise fazla destek bulmadı. Özellikle muhalif isimlerin üzerinde ittifak ettiği Muhammed el Baradey, Mübarek görevi bırakmadığı sürece onun atadığı isimlerle görüşmesinin mümkün olmadığını belirtti. Mısır Başsavcısı ise bazı eski bakanlara seyahat yasağı koydu, bu kişilerin banka hesaplarını dondurdu. Hüsnü Mübarek'in eylül ayında devlet başkanlığı için yeniden aday olmayacağını açıklamasından sonra bu kez de oğlu Cemal Mübarek, babasının yerine geçmek istemediğini belirtti. Daha önce ise oğul Mübarek bu konudaki soruları geçiştirmiş, ancak yaptığı diplomatik görüşmeler onun babasının koltuğu için hazırlandığı yorumlarına yol açmıştı. Çatışmalara sahne olan ünlü Tahrir Meydanı ise tam bir savaş alanını andırıyor. Önceki gün yaşanan kanlı çatışmalardan sonra meydana tonlarca taş yağdırılırken, meydanın etrafının tıpkı savaşlardaki gibi büyük çitlerle kapatılması dikkat çekiyor. Bugünkü cuma namazından sonra Mübarek aleyhtarlarının yeniden güçlü bir şekilde meydanlara dönmesi durumunda son iki gündür ülkeyi şiddete boğan Mübarek taraftarlarının yeniden ortadan kaybolacakları belirtiliyor. Mübarek aleyhtarları, kendilerine taş, sopa, bıçak ve kesici aletlerle saldıran kişilerin kesinlikle gösterilerin üçüncü gününden itibaren meydanlardan çekilen polis ve sivil istihbarat birimleri olduğunu öne sürüyor.
Dün Filistin'de Mübarek karşıtı bir gösteri düzenlenmek istendiği ancak Filistin yönetiminin bu protestoyu dağıttığı, Mübarek yanlısı bir gösteriye ise izin verdiği öne sürüldü. Öte yandan Mısır'da Türk vatandaşlarının tahliye işlemine de devam ediliyor. Dün 281 yolcu kapasiteli bir özel tahliye uçağı daha Kahire'ye gelirken, THY tarafından 2 tarifeli uçak seferi düzenlendi. Mısır Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ömer Süleyman, protesto hareketinin Cumhurbaşkanı Mübarek'in derhal gitmesi için yaptığı çağrının "kaosa çağrı" olduğunu söyledi. Başkanlığa aday olmayacağını açıklayan Süleyman, yabancıları muhalifleri kışkırtmakla suçlayarak "İçişlerimize müdahale edilmesi garip, buna izin veremeyiz." diye konuştu.
Muhabirlerimize linç girişimi
Yönetim karşıtı gösterilerin devam ettiği Mısır'da meydanlara inen şiddetten Türk gazeteciler de nasibini aldı. Aralarında Kahire muhabirimiz Cumali Önal'ın da bulunduğu 4 Türk gazeteci Hüsnü Mübarek yönetimini destekleyen grupların sopalı saldırısına maruz kaldı. Gösterilerin devam ettiği Tahrir Meydanı çevresinde durdurulan Cumali Önal, foto muhabirimiz İsa Şimşek ve Star Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Doğan Ertuğrul, ellerinde beyzbol sopaları ve demir çubuklar bulunan kişiler tarafından kıstırılarak feci şekilde dövüldü. Türk gazeteciler, yaklaşık 10 dakika süren arbedenin ardından çevredekilerin yardımıyla saldırganlardan güçlükle kurtulabildi. Çeşitli yerlerinden hafif yaralanan gazeteciler, Türk Büyükelçiliği'ne ulaşmayı başardı. Saldırganların "gözü dönmüş" olduğunu belirten Cumali Önal, "Bugün adeta ölümden döndük. Yeni bir saldırıya maruz kalmamak için fotoğraf makinelerimizi gizlemek zorunda kaldık." diye konuştu. Sokak arasında dakikalarca darp edilen Önal, "Çevredekiler yetişmeseydi hastane veya morgda olurduk." dedi. Gösterileri izleyen TRT muhabiri Metin Turan da bir başka olayda Mübarek taraftarlarınca feci şekilde dövülerek malzemelerine el konuldu. Bu arada Medya Derneği, Türk gazetecilerin darp edilmesini kınayan bir açıklama yayımladı.
AB tutumunu sertleştiriyor
Mısır'daki halk hareketini destekleme konusunda çekimser davranan Avrupa Birliği, bu konudaki tutumunu sertleştiriyor. AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Mısır'da önceki gün Mübarek yandaşlarının protestoculara saldırması üzerine yaptığı açıklamada, "Acilen, somut ve kararlı önlemlerle Mısır halkının demokratik özlemlerini karşılayın." dedi. AB'nin 5 büyük ülkesi de ortak bildiri yayımlayarak Mübarek'e siyasi geçiş sürecinin "hemen başlaması" çağrısında bulundu. Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya liderleri, imzaladıkları bildiride, "ülkedeki siyasi krizi daha da artıran şiddeti teşvik eden ve kullananları" kınadıklarını belirtti. Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin makamından yayınlanan açıklamada, "Geçiş süreci şimdi başlamalı." denildi. Almanya Başbakanı Angela Merkel de, Mısır hükümetinden barışçıl protestoların yapılabilmesi için güvence isteyerek Mübarek'e ''muhalefetle görüşmesi'' çağrısında bulundu.
İsrail yönetimi, yeni Mısır'a göz kırptı
Mısır'daki gelişmeleri çok yakından takip eden ülkelerden biri de İsrail. İsrail yönetimi, Arap ülkeleri arasında barış anlaşmasının bulunduğu iki ülkeden biri olan Mısır'da muhtemel rejim değişikliğinin ilişkileri olumsuz etkilemesinden kaygı duyuyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün yaptığı açıklamada Mısır ile bağların korunması gerektiğini belirtti. Mısır'da işbaşına gelecek herhangi bir hükümete, Mısır-İsrail barış anlaşmasının korunmasının öneminin hatırlatılmasının uluslararası toplumun sorumluluğunda olduğunu bildirdi. Mısır'daki ayaklanmanın bölgede "uzun yıllar sürecek bir belirsizlik ve istikrasızlık dönemine yol açmasından endişe ettiğini" ifade eden Netanyahu, "Ama eminim ki, Mısır'da, demokrasiyi yerleştirmek, reformlar yapmak ve ölçülü değişiklikler getirmek isteyen bir iktidar, İsrail ile Arap dünyası arasındaki barış sürecinin de ilerlemesine katkıda bulunur.'' ifadelerini kullandı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley de Mısır'ın, gelecekte de Ortadoğu'da barış sürecindeki yapıcı rolünü devam ettireceğini umduğunu belirtti.
Olaylar Türkiye'nin önemini gösterdi
Tunus ve Mısır'da son dönemde meydana gelen olaylar, Ortadoğu'da demokratik bir yönetim olarak Türkiye'nin bölge ülkelerine model olmasının ehemmiyetini ortaya koydu. Bu nokta Avrupa Birliği yetkilileri tarafından da vurgulanıyor. AB Komisyonu Genişleme Genel Müdür Yardımcısı Stefano Sannino, Tunus ve Mısır'da yaşanan olayların AB'ye Türkiye'nin önemini tekrar gösterdiğini söyledi. Avrupa'nın Dostları adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği bir panelde konuşan AB Genişleme Genel Müdür Yardımcısı Sannino, Mısır ve Tunus'taki olayların Türkiye'yi öne çıkardığını belirterek, "Akdeniz'in güneyinde yaşananlar Türkiye ile istikrarlı ilişki geliştirmemizin önemini ortaya koyuyor." dedi.
CUMALİ ÖNAL KAHİRE