Görme engelliler internette gezinirken, renkleri tanırken, tansiyon ölçerken ve saati öğrenirken yardım istemiyor artık. Hayatlarında ‘konuşan teknoloji’nin yeri büyük...
‘Ben kendi kendime yetmenin, bana verilenle ‘en iyi’ olmanın savaşını veriyorum. Teknoloji, özrümden kaynaklanan açığı kapatmamı sağlıyor. Hatta bu nimetten faydalanmayanların önüne de geçiriyor.’ diyor AK Parti İstanbul Milletvekili Lokman Ayva. Bu isim hem engellilere hem de siyasi arenayı yakından takip edenlere tanıdık gelse de bir hatırlatma; bu bir Lokman Ayva röportajı değil…
Dünyanın beş duyu organını kullanan insanlara göre tasarlandığı bir gerçek. Fakat görme, işitme ve bedensel engelli insanlar da anne-baba oluyor, iş hayatına atılıyor, günlük hayatlarını kendi kendilerine idame ettiriyor. Normal insanların ‘acaba nasıl yaparım’ diye aklının ucuna bile getirmediği işleri, engelliler bin bir zorluğa katlanarak yapıyor. Gerçi ‘bin bir zorluk’ tanımı son yıllarda yumuşamaya başladı. Çünkü teknolojik gelişmelerden görme engelliler de nasibini alıyor. Onlara özel, hayatlarını kolaylaştıran pek çok ürün artık piyasada. Bu yeni ürünler ortaya çıktıkça hayatımızı kuşatan, kolaylaştıran ufacık aletlerin aslında ne kadar önemli olduğu, engellilerin kendi ayakları üzerinde durmak için harcadığı çaba daha iyi anlaşılıyor. Hatta bu haberden sonra daha bir farklı bakacaksınız küçücük tansiyon aletinize, mini fırınınıza, bilgisayarınıza, kol saatinize, baskülünüze ve daha pek çok şeye…
Türkiye’deki engelliler yıllarca evlerinden dışarı çıkamadı, topluma entegre olamadı. Dolayısıyla sokaklar, iş yerleri, okullar, toplu taşım araçları hizmet verirken hep onları unuttu. Bugün engelli vatandaşları hayatın her karesinde görmek mümkün. Hem de başarılarıyla, hayata tutunmadaki heyecanlarıyla birlikte. Yalnız herkesin kabul ettiği bir gerçek var ki tüm bu gelişmelerin ardında engelliler için üretilen teknolojinin payı büyük. En çok da okuma programlarının... Görme engelliler bu yazılımlar sayesinde bilgisayar ekranındaki herhangi bir bilgiyi görerek değil, dinleyerek okuyor. En yaygın kullanılan program Jaws for Windows, bilgisayar açılmasıyla devreye giriyor ve bilgisayar kapatılana kadar tüm ekranı Türkçe okuyup detaylı bilgi veriyor, klavyedeki tuşları ve faaliyetlerini seslendiriyor. Engelliler bilgisayarı klavyedeki kısa yol tuşlarıyla kullanıyor. Türkçeye ilaveten isteğe bağlı olarak dil alternatifleri de bulunuyor.
VE… WINDOWS EYES TÜRKİYE’DE
Kanunlara göre Türkiye’deki tüm kurum ve kuruluşlar her 100 çalışanından 3’ünü engelli vatandaşlardan istihdam etmek zorunda. Dolayısıyla engellilerin çalışabileceği yerler birkaç kişinin istihdam edildiği KOBİ’ler değil, aksine yüzlerce personelin görevlendirildiği büyük şirketler. Network ağı üzerinde çalışan bu şirketler görme engelli birinin okuma programlarını çalıştırması için uygun değildi Windows Eyes gelene kadar. Bu yeni okuma programı artık network ağı üzerinde çalışabiliyor. Böylece diğer çalışanlardan engelli personelin hiçbir farkı kalmıyor. Hatta program flashdisk ile taşınabiliyor. Ürünün kanun dışı kullanımını önlemek amacıyla yetki anahtarı yerine seri numarası veriliyor. Programın kısayol tuşları kullanıcı tarafından düzenlenebiliyor. Çünkü görme engelliler fiziksel fareyi kullanamazken Windows-Eyes’ın kısayolları sayesinde fare okunu hareket ettirip ekranı dolaşıyor, okun altında bulunan metni Windows-Eyes seslendiriyor, ilk satırdan yüzüncü satıra atlayabiliyor, yazının puntosunu, rengini, yazı tipini öğrenebiliyor. Özellikle kütüphane, laboratuar gibi birden fazla kullanıcının bulunduğu ortamlar düşünülerek geliştirilen ‘çoklu kullanıcı özelliği’ ile de farklı kullanıcı profilleri de oluşturulabiliyor. Böylece her kullanıcı kendi seslendirme ve okuma ayarlarını programa kaydedip kendi ihtiyaçları doğrultusunda özgünleştirebiliyor.
Selahattin Aydın (36) Windows Eyes’ı Türkiye’ye getirip satışını üstlenen kişi. Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun ve görme engelli. Aydın, ‘beyit.com’ adresinde programın satıldığını belirterek, “Windows Eyes’ı son kullanıcının alması biraz zor. 877 dolar. Genelde şirketlere, belediyelere satıyoruz. Halk eğitim merkezlerinde görme engellilere bu program üzerinden bilgisayar kursu veriliyor. Şu an Türkiye’de İstanbul, İzmir, Adıyaman, Manisa gibi illerde kullanılıyor. Görme engellilerin internetten daha fazla istifade etmesi amaçlanıyor.” diyor. “Bizim için önemli olan bu işin felsefesidir.” diyen Aydın’a göre, dünya belli standartlar üzerine kurulmuş ve bu çizginin altında ya da üstünde kalanlara da ‘engelli’ denilmiş. Günümüz teknolojisi ise, engelliyle engelli olmayanı eşitlemek için var.
‘Görme engelliler’ total görme engelliler ve az görenler olarak ikiye ayrılıyor. Az görenler, bilgisayar ekranındaki yazıları puntoları küçük olduğu için okuyamıyor. Sesli okuma programları ise onlara hitap etmiyor. Dolayısıyla az görenler de Zoomtext adı verilen bir büyütme yazılımını kullanıyor. Böylece bilgisayarı gözlerini yormadan ve başkasından yardım almadan rahatlıkla kullanabiliyorlar. Dünyada en çok tercih edilen program olarak tanınan Zoomtext kişinin ‘görme oranına’ göre düzenlenebiliyor. Ekrandaki resim, metin, benzeri objeler istenilen boyutlarda görüntülenip arka plan ve ön plan renkleri ihtiyaca göre, istenilen şekilde tasarlanabiliyor. Programın ‘arama özelliği’ sayesinde metin, internet ve uygulamalar üzerinde istediğiniz noktaya kolayca ulaşılabiliyorsunuz. Zoomtext’i ekran okuyucu olarak da kullanabiliyorsunuz.
LOKMAN AYVA: ‘KÖRLÜĞÜMÜ GÖRMÜYORUM’
‘Görme engellilere özel teknoloji’ elbette bilgisayar programlarıyla sınırlı değil. Hayatın hemen her alanında onların işini kolaylaştıran, kendi kendilerine yetebilmelerine vesile olan ürünler var. Şöyle bir günlük yaşantınızı gözünüzün önüne getirin ve neler yaptığınızı düşünün… Sabah uyanıp kahvaltınızı yapıyorsunuz, kıyafetlerinizi hazırlıyor, iş yerine gidiyorsunuz, elektronik postalarınıza bakıp cevaplandırıyorsunuz, iş yerindeki sorumluluklarınızı yerine getirdikten sonra mesai bitiminde yine evinize dönüyorsunuz. Görme engelli biri için de tüm bunlar geçerli. Onların kullandığı yardımcı aletlerin en önemli özelliği konuşuyor olması. Günlük hayatlarını kolaylaştıracak ürünleri sıralayacak olursak; konuşan çamaşır makinesi, konuşan baskül, konuşan metre, konuşan tansiyon aleti, not tutmak için cihaz, konuşan mikrodalga fırın, konuşan su ısıtıcı, konuşan mutfak tartısı, ütü koruyucu, konuşan kan şekeri ölçer, çay-kahve servisi yaparken fincanın dolduğunu öterek rapor eden aparat, konuşan telefon, çorapların yıkanırken, kururken, katlanırken renklerinin karışmasını engelleyen kıskaç, konuşan termometre, kabartma yazılı kol saati, renk tanıma cihazı, özel dikiş seti, konuşan litre…
Bunlar Türkiye’de yeni yeni kullanılmaya başlayan, birçok görme engellinin de varlığından dahi haberdar olmadığı ürünler. AK Parti Milletvekili Lokman Ayva bu ürünlerin hemen hepsini günlük hayatında kullanıyor. Lokman Bey ‘Görmediğime inanmıyorlar’ diyerek de espri yapıyor. Son günlerde en çok konuşan tartıyı kullandığını belirterek, “Başbakan ‘Bu aralar çok kilo aldın Lokman’ deyince diyete başladım. Her gün tartılıyorum. 7 kilo verdim. Eğer benim tartı konuşmasa her defasında eşimi, çocukları yanıma çağırmam gerekecek.” diyor. Ayva, hükümetin tek engelli milletvekili. Fakat bundan dolayı hiç sıkıntı çekmiyor.
‘Diğer milletvekillerine göre daha avantajlıyım’ diye konuşan Lokman Ayva, Windows Eyes kullanıyor, ‘lokmanayva.net’e gelen tüm mektupları anında okuyup cevaplıyor, internetteki kütüphanelerden faydalanıyor. Toplantılarda not almak için kullandığı ses kayıt cihazını yanından eksik etmiyor. Önemli gördüğü bilgileri anında bilgisayarına aktarıyor. Telefonuna yüklediği ‘talx’ adı verilen programla da mesajları, aralamaları, rehberdeki numaraları sesli olarak öğreniyor. Okuma-yazma bilmeyen annesinin tansiyonunu da ‘konuşan tansiyon aleti’yle ölçüyor:
“Eğer yazı yazamaz, kilonu göremezsen orada körlük başlar. Ben sadece körlüğümü görmüyorum. Kabinede en yüksek teknolojinin kullanıldığı ofis bizimki. Şehir dışında bile olsam günlük programımı, ani gelişmeleri arkadaşlar Outlook’a atar. Sürekli irtibat halindeyiz. Eğer telefon, bilgisayar kullanırken yardım almak zorunda kalsaydım hep birilerinin yanımda olması gerekirdi. Yalnız kaldığımda da hiçbir şey yapamazdım.”
Beyaz Ay Derneği’nin Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Kenan Önalan da görme engelli. Altı yıl kadar Amerika’da yaşamış. Dolayısıyla görme engellilerin hayatını kolaylaştıracak teknolojiye Türkiye’deki birçok engelliden önce sahip olmuş. Önalan, “İnternet göremeyenler için vazgeçilmez bir bilgi kaynağı. Bizi özgürleştiriyor. Eğer okuma programları olmasaydı her defasında birilerini bulup ekrandakileri okutmamız gerekecekti.” diyor. Kenan Önalan, “Bizim dokunarak okumamız, sizin görerek okumanız gibi” diyerek kabartma materyallerden de fazlaca yararlandığını anlatıyor. Mesela görme engellilerin ‘kabartma laptop’ diye tanımladıkları 700 gram ağırlığında 9 kabartma tuştan oluşan, hem not almak hem de internete girmek için kullanılan ve 6 bin dolara satılan ‘Breal notebook’u kullanıyor.
BU TEKNOLOJİYİ KULLANMAK BİR KÜLTÜR
Önalan’a göre görme engelliler için özel üretilmiş aletleri kullanmak bir kültür ve henüz bu Türkiye’de oluşmadı. Engellilerin birçoğu bu gelişmelerden haberdar olmadığı için kullanma şansları da olmuyor. Mesela çukurlara geldiğinde titreşimle haber veren lazerli bastonlar henüz Türkiye’de yok ama dünyanın birçok ülkesinde yaygın olarak kullanılıyor. Ülkemizdeki engelli vatandaşlar böyle bir bastona 2 bin dolar vermek yerine dizüstü bilgisayar almayı tercih edecektir. Çünkü alım gücü düşük ve bir tercih yapmak zorunda. Dolayısıyla lazerli baston almak bir lüks.
Ayşe Bügelek diğer örneklerin aksine yüzde 10 oranında görebiliyor. Üniversite mezunu. Şu an İstanbul Büyükşehir Belediyesi Özürlüler Araştırma Kütüphanesi’nin sorumlusu. 7 ve 5 yaşında iki kızı var. Bügelek tamamen görme engelli olmadığı için Zoomtext programını hem iş yerinde hem de özel hayatında kullanıyor. Ayşe Hanım, programın faydalarını şöyle anlatıyor: “Önceden çok yakından baktığımda her şeyi gördüğümü zannediyordum. Zoomtext’ten sonra aslında göremediğim çok şey olduğunu fark ettim. 4 kat büyütünce bile tüm ayrıntıları görebiliyorum. Renkler eğer zıt bir zeminde değilse ayırt etmekte zorlanıyorum. Ekranı istediğim renge dönüştürebildiğim için renkler de sorun olmuyor.”
Ayşe Hanım bir de renk tanıma cihazını yanından eksik etmiyor. 256 rengi tanıma özelliğine sahip bu cihaz insanların ten rengini dahi söylüyor. Avuç büyüklüğünde ve oldukça hafif siyah görünümlü aleti cam hariç rengini bilmek istediğiniz her nesnenin üzerine getirip düğmesine basıyorsunuz. Bir hanım sesi nesnenin rengini söylüyor. Ayrıca karanlık bir ortamdan ışıklı bir yere gittiğinizde ya da tam tersi gerçekleştiğinde de yine renk tanıma cihazı size ikazda bulunuyor. Ayşe Hanım renk tanıma cihazının işine fazlaca yaradığını söylüyor: “İki kızım var. Onlar cıvıl cıvıl ve uyumlu giyinmeyi seviyor. Renkleri görebilmem için beyazın üzerine siyah ya da siyahın üzerine beyaz olması gerekiyor. Bu da her nesnede mümkün olmadığı için kızlarıma soruyordum, onlar yardımcı oluyordu. Özellikle alışverişe çıktığımızda sıkılıyordum. Artık kimseye ‘bu ne renk’ diye sormuyorum. Bu kadar küçük bir aletin hayatımı bu kadar kolaylaştıracağını hiç düşünmezdim.”
BİR TELEFON NASIL KONUŞUR?
Nokia ve Siemens tarafından geliştirilen symbian sistemi kullanılan telefonlara yüklenen ‘talx’ programı ile görmeyen cep telefonu kullanıcıları telefon mönülerine duyarak erişebiliyor, telefonlarının tüm ayarlarını da duyarak yapabiliyorlar. Programın Türkçe versiyonu da bulunuyor. Satış fiyatı 400-450 YTL arasında değişiyor. Nokia 3650, 3660, 7650, 7610, 6600, 9210 ve Siemens SX1 modellerine uyumlu olarak çalışıyor.
OKUMA PROGRAMLARI VAR AMA…
Windows Eyes görme engellilerin en çok da internetten faydalanmalarını kolaylaştırıyor. Yalnız Windows Eyes kullanıcılarının en büyük sorunu her web sitesinin bu programa uygun olmaması. Görme engellilerin web sayfalarında rahatlıkla hareket edebilmeleri için ‘Tıklayın’ ifadelerinin yanına açıklayıcı bir bilginin yazılması gerekiyor. Çünkü okuma programı ‘Tıklayın’ ifadesini okuyor fakat engelli biri o linki ne için tıklaması gerektiğini bilmiyor. Dolayısıyla web tasarımı yapan kişilerin bu küçük ayrıntıya dikkat etmeleri gerekiyor. Avrupa ve Amerika’daki web siteleri görme engellilere uygun tasarlanmamışsa kanunlar açılmasına izin vermiyor.
AKSİYON DERGİSİ