'Müfettişler gelirken, Cumhurbaşkanı geliyormuş gibi hazırlık yapılıyordu'

Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin hayatını kaybettiği Eynez Maden Ocağı'nda dinamit patlatan ve faciadan kurtulan tanık Sezai Gezgin, müfettişlerin madeni denetlemeye geçeceğinin önceden bilindiğini, onlar madene denetlemeye gelirken sanki Cumhurbaşkanı geliyormuş gibi hazırlık yapıldığını söyledi.

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden Soma maden faciasına ilişkin 8'i tutuklu 46 sanığın yargılandığı davanın dördüncü oturumu, yedinci celsesi sona erdi. Duruşmaya, öğle arasının ardından tanıkların dinlenmesiyle devam edildi.

Tanık Sezai Gezgin, 2006 yılında başladığı madenciliğe 2008 yılından sonra Eynez maden ocağında devam ettiğini, madende patlatıcı olarak görev yaptığını söyledi. Olay günü üçüncü bandın altına delik delindiğini, çağrılması üzerine deliğe 3'te 1 miktarında dinamit koyarak patlatma gerçekleştirdiğini anlatan Gezgin, "Patlatmadan sonra her şey normaldi. Bandı kontrol ettik, hasar yoktu. Bantlar çalışır vaziyette oradan ayrıldım. 15-20 dakika sonra patlatma yaptığım yönden duman geldiği söylendi. Ben, patlayıcı nitelik taşıyan dinamit malzemelerini yukarı çıkarmak için istedim ve yukarı çıktım. Dinamit atımı öncesinde gaz ölçümü yapıldı, sonrasında ise yapılmadı. Orada hava muazzamdı, üç taraftan hava geliyordu." diye konuştu.

MÜFETTİŞLER GELİRKEN CUMHURBAŞKANI GELİYORMUŞ GİBİ HAZIRLIK YAPILIYORDU

Gezgin, mahkeme başkanı Aytaç Ballı'nın "Her patlatmada emniyetçi bulunması gerekmiyor mu?" sorusu üzerine, "Her patlatmada emniyetçi bulmak mümkün değil." yanıtını verdi. Müfettişlerin ocağa geleceğinin önceden bilindiğini belirten Sezai Gezgin, "Onlar gelirken sanki Cumhurbaşkanı ilçeye gelse, ne hazırlık yapılırsa o şekilde hazırlık yapılırdı." açıklamasında bulundu. Olay sırasında acil eylem planı uygulanmadığını, organizasyon yapılamadığını ileri süren Gezgin, çalıştığı süre içinde gaz maskesinin kontrol ya da bakım amacıyla kendisinden istenmediğini kaydetti. Üretim baskısıyla ilgili soru üzerine de Gezgin, "Amirlerin 'hadi, hadi' sözü 301 kişinin ölmesiyle bıçak gibi kesilecek bir şey değil. Adı değişti, şimdi 'çabuk çabuk' oldu." diye konuştu.

Sezgin Gezgin, "Aynı ocakta 2007 yılında kor halinde kömür göçmesi yaşandığını, o zaman şans eseri yaralanan, ölen olmadığını, sadece farelerin yandığını" sözlerine ekledi.

'OLAY SIRASINDA SADACE KARDEŞİMİ DÜŞÜNDÜM'

Faciada kardeşi Rıdvan Koçan'ı kaybeden ve daha önce davaya müdahil olma talebini ileten Yusuf Koçan, tanık sıfatıyla verdiği ifadede Eynez Maden Ocağı'nda tamir tarama ekibinde çalıştığını, olay günü üçüncü bantta dinamit atılan bölgede görev yaptığını, top (dinamit) atımından 5-6 dakika sonra yoğun bir duman geldiğini anlattı. Koçan, alev görmemesine rağmen dumanın çok sıcak olduğunu savunarak, "Havanın daha erken ters çevrilmesi ve ocağa tahliyesici kıyafetleriyle girilerek 'S' panosunun kapılarının açılması halinde daha az kişinin hayatını kaybedeceğine inandığını" ifade etti. Olay sırasında sadece kardeşini düşündüğünü aktaran Rıdvan Koçan, "Niye İmbat ocağından gelip de havayı ters çeviriyorlar da bundan öncesinde ters çevirmiyorlar, niye bekliyorlar?" diye sordu. Koçan, ocağın A bölgesinde daha önce meydana gelen göçüğün iyi kapatılmadığını, olay günü yapılan dinamit atımının da o göçüğü tetiklediğini, facianın bundan kaynaklandığını öne sürdü.

Rıdvan Koçan, ifadesinin ardından "Hakim bey bir sorum var; Şu Akın Çelik, S panosunda niye emniyeti almadı?" diyerek kürsüden indi.

'MÜFETTİŞİN GELECEĞİNDEN HABERİMİZ OLUYORDU'

Tanık Yusuf Arslan ise 2009 yılında girdiği Eynez Ocağı'nda taban ekibinde külcü olarak çalıştığını, olay günü de U3 bölgesindeki üçüncü bandın kuyruğunda görev yaptığını anlattı. Mahkeme Başkanı Ballı'nın sorusu üzerine ocakta yangın tüpü gördüğünü söyleyen Arslan, dört yıl önce verilen gaz maskesinin de bu süre içinde üç kez kontrol edildiğini belirtti. Arslan, olaydan önce ocakta kısa süreli elektrik kesintileri olduğunu savunarak, ocakta bir sıcaklık artışı hissetmediğini ifade etti.

Ballı'nın, Arslan'a savcılık ifadesindeki "müfettişler geleceğinde normal zamanda alınmayan emniyet tedbirleri alınıyordu" ifadesini hatırlatması üzerine Yusuf Arslan, "Ani müfettiş baskını olmazdı. Geleceğinden haberdar oluyorduk. Müfettiş gelirken ne yapıldığını şimdi hatırlamıyorum. 'Normal zamanda alınmayan emniyet tedbirler alınıyordu' ifadesini neden söylemişim bilmiyorum." diye konuştu.

Mahkeme Başkanı Ballı, duruşmayı 23 Ekim Cuma gününe erteledi. Cuma günü ara karar verilmesi bekleniyor. CİHAN
21 Ekim 2015 22:18
DİĞER HABERLER