Muhalefetin, Aydın Doğan'la medyasını kaybettikten sonra temasa geçtiği haberleri kulislere yansındı...
Muhalefetin, Aydın Doğan’ın 1998’de Milliyet gazetesini işadamı Korkmaz Yiğit’e satıp, yaşanan tartışma ve tepkiler üzerine geri almasından 20 yıl sonra aynı olayın yeniden yaşanabileceği beklentisiyle harekete geçerek temaslar kurduğu belirtildi. Ancak muhalefetin yeniden dönüşe ilişkin herhangi bir işaret alamadığı aktarıldı.
Cumhuriyet'ten Erdem Gül'ün haberi şöyle:
Doğan Medya Grubu’nun satışını muhalefet, “kendi iradesiyle değil baskı altında satış” şüphesiyle karşıladı. Muhalefet, Aydın Doğan’ın 1998’de Milliyet gazetesini işadamı Korkmaz Yiğit’e satıp, yaşanan tartışma ve tepkiler üzerine geri alması olayının 20 yıl sonra yeniden yaşanabileceği beklentisiyle harekete geçip, temaslar kurdu. Ancak yeniden dönüşe ilişkin işaret alamadı.
Doğan medyanın Demirören Grubu’na satışı, tüm okur/izleyiciler gibi siyasetin muhalefet kesimi için de sürpriz oldu. Satışa ait hiçbir ön duyum ve bilginin konuşulmayışı, satışa ilişkin şüphelere neden oldu. Bu nedenle muhalefet cephesinde ilk tepki olarak “Satışın nedeni gördüğü baskı mı” sorusu gündeme geldi.
Bu nedenle bir tutum almak için öncelikle satışa ilişkin haberlerle yetinilmeyip Doğan Grubu’ndan yapılacak resmi açıklamanın beklenmesi tercih edildi. Gruptan yapılan açıklama satışı doğrularken, satışın 1.2 milyar dolarla gerçekleştiğine ilişkin bilgi ise “fiyatın da düşük bulunması” nedeniyle şüpheleri artırdı.
Muhalefette satış için, “bir süredir hakkıyla habercilik yapamamasına karşın ülkenin ana akım medyasının kritik önemdeki 2019 seçimleri öncesinde el değiştirmesinin iktidarın orantısız gücünü daha da katlayacağı” değerlendirmesi yapıldı. Bu bakıştan hareketle medya dünyasında, üstelik yine Doğan Grubu ile ilgili bir gelişme üzerinde duruldu. Bu, Aydın Doğan’ın, 1998’de o zaman grupta bulunan Milliyet gazetesini, işadamı Korkmaz Yiğit’e satması olayıydı. Satış, hem grup içinde hem de siyasette ve gazete çalışanları arasında büyük tartışma ve tepkilere yol açmıştı. Yiğit’in yeraltı dünyasıyla ilişkilerinin de ortaya çıkması sonrasında bir ay gibi kısa sürede Aydın Doğan, Milliyet’i geri almıştı.
20 yıl sonra benzer bir durumun yaşanıp yaşanmayacağını anlamak için muhalif siyasetçiler, temas trafiği yürüttü. Satışın nedeni konusunda iş dünyasıyla da görüşmeler yapıldı. Yürütülen temaslarda, 1.2 milyar dolarlık fiyatın, Doğan medyanın yeni sahiplerince mi verileceği, yoksa arkasında iktidar ya da başka iç ya da dış çevrelerin de bulunup bulunmadığı sorularına yanıt alınamadı. Ancak 20 yıl önceki geri dönüşün mümkün olup olmadığı sorusu yanıt buldu. Bu kez durum farklıydı. Yürütülen görüşme trafiğinden, geri dönüş işareti alınamadı.
Yeni bir medya bakışı
Muhalefet, işaret alamayınca artık yeni döneme Doğan medyayı hesap dışı tutarak yürümesi gerektiği görüşünü kabul etti. Son referandum, eski seçimlere göre hayır blokunu oluşturan blok için medyada sesini en zor duyurduğu kampanya olmuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oluruyla yalnızca bir kez TRT’de konuşabilmişti. Referandum kampanyasında da TRT, kapılarını kapattığı için Kılıçdaroğlu’nun konuşmaları özel televizyonlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın saatleri dışında canlı yayın şansı bulabilmişti. Diğer muhalefet liderleri için ise durum daha da sıkıntılıydı. Satıştan sonra ise muhalefette 2019 kampanyası için, “Sadece AKP’ye karşı değil anormal boyuttaki medya avantajına karşı da” yeni bir ses duyuracak medya bakışı ve arayışları konuşuluyor.