AKP ve MHP’nin Cumhurbaşkanlığı’na dönük “Cumhur ittifakı” adı altında milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçiminde birlikte hareket edeceği kesinleşirken, ‘hayır bloku’nda yer alan muhalefet partilerinin oluşturacağı ittifak için de “vatan ittifakı” adı seslendirilmeye başlandı.
İttifak konusunda bir süredir “arka kapı diplomasisinin sürdüğünü” açıklayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önümüzdeki günlerde, yeniden İyi Parti Genel Başkanı seçilen Meral Akşener’le “nezaket ve kutlama” adı altında yapacağı görüşmenin muhalefet cephesindeki hareketliliği artırması bekleniyor.
Cumhuriyet'ten Ayşe Sayın'ın kulis haberine göre Cumhurbaşkanlığı seçiminde, ilk turda her partinin kendi adayını çıkarması, ikinci turda en çok oyu alan muhalefet adayının desteklenmesi konusunda görüş birliği oluşmuş görünse de, CHP’de alternatifli seçenekler konuşuluyor. Bu kapsamda, ‘hayır bloku’nun “tek cumhurbaşkanı adayı”yla çıkması, genel seçimde “barajı sıfırlama” ittifakı yapılarak parlamentoda “güçlü temsil”in sağlanması seçeneği de değerlendiriliyor. Böylece parlamentoda güçlü bir muhalefet cephesi oluşturarak ikinci turda psikolojik üstünlüğün elde edilmesi hesabı yapılıyor. CHP ve muhalefet kulislerinde öne çıkan ittifak modelleri ve seçim stratejilerine ilişkin yapılan değerlendirmeler şöyle:
Birden çok ittifak, ikinci turda tek aday: CHP, İYİ Parti ve SP’de Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda herkesin kendi adayını çıkarması, ikinci turda en çok oyu alan adayın desteklenmesi görüşü ağırlıklı görünüyor. Her üç partide ilk tur öncesinde bir “ilkeler bildirgesi”nin açıklanması ve ikinci turda seçmenin karşısına bu ilkeler etrafında gidilmesi gerektiği görüşü seslendiriliyor. Kılıçdaroğlu da geçen hafta milletvekilleri ile yaptığı görüşmelerde, “İsim yerine ilkeler üzerinde uzlaşma” sağlanması gerektiğini belirtip bu uzlaşmanın da “demokratik parlamenter sisteme dönüşün nasıl sağlanacağı ve tüm sorunların çözümü” noktasında olacağı mesajı verdi. Milletvekili seçiminde ise “birden çok ittifak” yapılması öngörülüyor. Bu modele göre, İYİ Parti-SP-DP ittifakı, HDP’nin ise daha önceki seçimlerde de işbirliği yaptığı sol sosyalist gruplarla ittifak yapması ve CHP’nin de tek olarak genel seçime girmesi konuşuluyor.
Tek adaylı “vatan ittifakı”: CHP içinde seslendirilen bir başka önemli formül ise hem parlamento hem de Cumhurbaşkanlığı seçimine tek aday ve en geniş ittifakla gidilmesi yönünde. Bu formülü savunanlar, Erdoğan’ın iktidarın tek adayı olarak seçime gireceğini, buna karşın muhalefet cephesinin çok sayıda adayının seçmende “kafa karışıklığına” yol açacağını savunuyorlar. Bunun yerine muhalefetin güçlü bir tek adayla seçime gitmesini savunuyorlar. Hatta bu görüşü savunanlar, “cumhur ittifakı”na karşı “vatan ittifakı” ismini de seslendiriyor. Güçlü bir muhalefet adayının genel seçimler için de “çıtayı yükselteceği” savunuluyor. Ayrıca, adayı seçimi kaybeden muhalefet partilerinin, ikinci tura kalan adayı destekleme konusunda 15 günlük sürede motive olmasının da zor olacağına dikkat çekiliyor.
Sıfır baraj ittifakı: CHP’de dile getirilen bir başka görüş ise genel seçimlerde CHP’nin öncülüğünde, parlamento dışındaki partilerin en geniş ittifakı yapması yönünde. Bu yöntemle, AKP’nin MHP’yi “baraj sorunu”ndan kurtardığı gibi, CHP ile yapılacak liste ittifakıyla, parlamento dışındaki partilerin parlamentoya girişinin sağlanması öngörülüyor. Bu formülü savunanlar, “Geniş bir muhalefetle hem Meclis’te farklı grupların temsili sağlanır, hem örneğin 400’e yakın sandalye kazanılırsa, muhalefet Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda büyük bir psikolojik üstünlük ve avantaj yakalamış olur” görüşünü dile getiriyorlar.
HDP ile işbirliği olur mu?: AKP-MHP ittifakı, ‘hayır bloku’nda yer alan siyasi partileri HDP ile ittifaka zorluyor. Ancak ‘hayır bloku’nda yer alan partiler HDP’nin önceki seçimlerde de güç birliği yaptığı sol sosyalist partilerle ittifak yapmasından yana görüş bildiriyor. CHP de HDP ile ittifaka mesafeli duruyor. CHP Genel Bakan Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, bu konudaki soruya, “Hiçbir partiyle henüz özel temasımız yok, ama özel bir rezervimiz de yok” yanıtını verdi.
Yerelde “örtülü” ittifak: 2019 seçimlerine dönük “ittifak” düzenlemesi genel seçimleri içeriyor. Ancak, AKP’nin seslendirmeye başladığı, “güçlü olan yerlerde ittifak ortağının adayını destekleme” formülünün, muhalefet cephesinde de yapılması planlanıyor. Özellikle 16 Nisan referandumunda “hayır” çıkan Ankara ve İstanbul’un da aralarında bulunduğu büyükşehirlerde, güçlü olan partinin ya da “adayı güçlü” olan partinin desteklenmesi formülü üzerinde duruluyor.
Kılıçdaroğlu aday olacak mı?: CHP lideri bu konuda net bir açıklama yapmış değil. Ağırlıklı görüş, aday olmayacağı yönünde. Bu görüşü savunanlar CHP liderinin geçen ay yapılan tüzük kurultayında, ön seçim tartışmalarını bitirmek için söylediği, “Milletvekilleri ön seçimle seçilecek, ben de MYK üyelerimiz de ön seçime girecek” sözlerini dayanak gösteriyorlar. Ancak, seçime çok uzun süre olduğu ve henüz diğer muhalefet partileriyle bu konuda somut görüşmeler yapılmadığından Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için tahmin yapmanın “çok erken olacağı” dile getiriliyor.
Tezcan: Yüzde 45 için özel strateji
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ın PM üyeleri ve milletvekillerine yaptığı, “2019 strateji” araştırması sunumunda çok önemli veriler olduğuna dikkat çekerek, parti olarak bu tür araştırmalardan yararlanacaklarını söyledi. Araştırmaya göre Türkiye’de yüzde 45’lik kesimin hiçbir partiye aidiyet duymadığına dikkat çeken Tezcan, “Sunumda, siyasetin, özellikle sosyo-ekonomik eksende, kültürel kimlik ekseninde sıkışmışlığa karşı yeni bir eksen tarif edilmeli diyor. Büyük bir toplumsal uzlaşmayla, yeni bir söyleme ve çıkışa ihtiyaç olduğu tespitine yer veriyor. Biz bu sunum çerçevesinde yeni çalışmalar yapmayı sürdüreceğiz” dedi.