Muharrem ayı nasıl değerlendirilmeli?

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmeli?
Yarın Muharrem ayının ilk günü, hicri yılbaşı. Bu ayın diğer aylar arasında farklı bir yeri var.
Çünkü içinde 'aşure' gibi önemli bir günü barındırıyor. Bugünde on peygamberine on farklı ikramda bulunan Allah (cc), bizlere de af ve mağfiret için imkânlar sunuyor. Peki, bu kutlu ayı nasıl değerlendirmeli? Asr-ı saadet döneminde sahabeden biri Peygamberimiz'in (sas) yanına gelir ve "Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?" diye sorar. Peygamberimiz, "Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Bu ayın onuncu gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önceki bir senenin günahlarına kefaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum." cevabını verir. Yarın bu mübarek aya giriyoruz. Aynı zamanda hicri takvime göre yeni bir yılın başlangıcı yarın. Hicretin 1433'üncü yılına girilecek. Efendimiz'in Mekke'den Medine'ye hicretini esas alan bugün, İslam tarihinde bir dönüm noktası. Bu mübarek gün, Hz. Ömer zamanında takvim başlangıcı kabul edildi ve 1 Muharrem hicri yılbaşı oldu. Hicri senenin ilk ayı olan Muharrem'in 10'u aşure günü. Bu ayın diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, aşure gününün de diğer günler içinde bereketli bir yeri var. Allah katında önemli olduğu Fecr Sûresi'nin ikinci ayetinde, "On geceye yemin olsun." ifadeleriyle anlatılıyor. Allah (cc), bu gecelere yemin ederek onların bereketini bildiriyor. Muharrem ayı ve aşure günü, Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da kutsal sayılırdı. Nitekim Peygamberimiz Medine'ye hicret ettikten sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi. Bunun ne orucu olduğunu sordu. Yahudiler, "Bugün Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı, Firavun'u boğdurduğu gün. Hz. Musa, şükür olarak bugün oruç tutmuştur." dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz de, "Biz, Musa'nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz." buyurdu. O gün oruç tuttu ve tutulmasını da emretti. Ancak ertesi sene Ramazan orucu farz kılınınca isteyenlerin tutmasını söyledi. Peygamberimiz (sas), bu günle ilgili olarak, "Zilhiccenin son günü ve Muharrem'in birinci günü oruç tutan, o yılın tamamında oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur." buyuruyor. Bir gün ikramda bulun, bir sene kazan "Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur." hadis-i şerifi, bugünlerde tutulan orucun önemini ifade ediyor. Bu hadisin açıklamasını İmam-ı Gazali şöyle yapıyor: "Muharrem ayı hicri senenin başlangıcı. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayandırmak ne güzel olur. Bereketinin devamı daha fazla ümit edilir." Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam aşure gününe denk getirmemek için, Muharrem'in dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye ediliyor. Bugünde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi güzel âdetler de yaşatılmalı. Herkes, bugünlerin faziletini bildiren hadiseleri hatırlayarak ailesine, akraba ve komşularına ihsanda bulunursa şüphesiz sevabını kat kat alır. Peygamberimiz, müminin aile efradına aşure gününde her zamankinden daha çok (fazla külfete girmeden, aile bütçesini zorlamadan) ikramda bulunmasını tavsiye ediyor. Bir hadiste şöyle buyuruyor: "Her kim aşure gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder." Şükürler olsun Ehli Beyt'in sonu kesilmedi Muharrem Ercan (Alevi dedesi): Muharrem ayının onuncu günü Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehadetine denk geldiğinden Aleviler olarak 12 gün oruç tutarız. Bu orucun adı 'yas orucu'dur. 12. günden sonra İmam Hüseyin'in oğlu Zeynel Abidin sağ kurtulduğu için hem aşure kaynatır hem de kurbanlar keseriz. "Şükürler olsun Ehli Beyt'in sonu kesilmedi." diye. Kerbela'da İmam Hüseyin'e su verilmediği için su içmiyoruz. Muharrem orucunda 12 gün boyunca su ihtiyacı başka sulu gıdalardan alınıyor ve et yenilmiyor. On peygambere on ikram Bu güne aşure denmesinin sebebi, Arapça "aşûra" kelimesinin onuncu gün anlamına gelmesi. Allah (cc) bu günde, on peygamberine on değişik ikram ve ihsanda bulunuyor: 1. Hz. Musa'nın denizi yarması üzerine Firavun ile ordusu sulara gömüldü. 2. Cudi Dağı'nın üzerine Hz. Nuh gemisini demirledi. 3. Balığın karnından Hz. Yunus, bu günde kurtuldu. 4. Hz. Âdem'in tövbesi kabul edildi. 5. Hz. İsa, aşure günü dünyaya geldi ve o gün semaya yükseldi. 6. Kardeşlerinin attığı kuyudan Hz. Yusuf bu günde çıkarıldı. 7. Hz. Davud'un tövbesi kabul edildi. 8. Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail doğdu. 9. Hz. Yusuf'un hasretinden dolayı gözleri kapanan Hz. Yakub görmeye başladı. 10. Hz. Eyyûb, hastalığından o gün şifaya kavuştu. Hicri yılbaşı kutlanmalı mı? Prof. Dr. Orhan Çeker (İlahiyatçı): İslâm'da mübarek sayılan zaman dilimleri bellidir. Yılbaşı diye bir zamanın kutlanması ne Kur'an'da ne de sünnette mevcut değil. Çünkü Peygamberimiz zamanında hicret, yılbaşı ilan edilmemişti. Müslüman, her an muhasebe ve kontrol içinde olmalı. Aslında Allah için zamanların birbirinden farkı yok. Ramazan orucunun, miladî takvime göre yılda 11 gün kayarak 36 yılda bir, tüm ayları dolaştığı biliniyor. Demek ki yılın tüm günlerini Ramazanmış gibi geçirmeliyiz. İnsanların, "yeni yılın hayırlı olsun" gibi dileklerde bulunmasının sakıncası yok. İslam'ın kabul etmediği eğlence çeşitlerinden uzak durmamız gerekiyor. Takvim, neden hicrete göre belirlendi? Yrd. Doç. Dr. Emanullah Polat (İlahiyatçı): Hicret'in Efendimiz'in hayatında olduğu gibi, İslam ümmetinin hayatında da ehemmiyeti büyük. Hicret, İslâm'ın tahakkümden kurtulup kendi ayakları üstünde durmaya başladığının başlangıç günü ve sembolü. İmanın gereği bir ibadet. Hicret edenlerin Allah katındaki yerleri başka hiçbir varlığa nasip olmadı. Bu kutlu olayın takvim için başlangıç sayılması Hz. Ömer tarafından uygulandı. Hz. Ömer ki; 15 civarında ayet, onun Allah Resulü ile olan istişarelerinde ileri sürdüğü fikirleriyle teyit edildi.
25 Kasım 2011 10:17
DİĞER HABERLER