Muharrem ayının ilk günü dolayısıyla düzenlenen iftarda birlik, beraberlik ve kardeşlik mesajları verildi. Bu coğrafyanın insanının gönlünün Kerbela'da kaldığını söyleyen TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, "Şimdi bize düşen, onların hak ve hakikat davasını 21. yüzyılda taşımak. Bunun da yolu dilimizi sevgi, muhabbet, barış dili yapmaktan geçer." dedi. Türkmen Alevi - Bektaşi Derneği Genel Başkanı Özdemir Özdemir ise "Bu ülkenin her çakıl taşı için şehit vermişiz. Çanakkale'de ne Kürt, ne Türk, ne Alevi, ne Alevi, ne Sünni ne de Kızılbaş' denmiş. Biz tek yumruğuz." diye konuştu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Yılmaz, Muharrem ayının ilk orucu nedeniyle düzenlenen iftar programında konuştu.

Hicri yılbaşı olarak kabul edilen Muharrem ayının ilk günü dolayısıyla iftar düzenleyen Türk Kızılayı ve Türkmen Alevi-Bektaşi Derneği, onlarca insanı aynı masa etrafında bir araya getirdi. Hacı Bayram-ı Veli Camii avlusunda kurulan iftar çadırlarında, Kızılay aşçılarının yaptıkları yemeklerle Muharrem ayının ilk orucu açıldı. İftar programına Meclis Başkanı İsmet Yılmaz'ın yanı sıra Türkmen Alevi - Bektaşi Derneği Genel Başkanı Özdemir Özdemir, Kızılay yetkilileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yapılan duanın ardından etkinliğe katılan vatandaşlar oruçlarını açtı.

İftar yemeğinde konuşan TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, birlik beraberlik mesajı verdi. Programı düzenleyen her iki kuruluşa da teşekkür eden Yılmaz, Muharrem ayının hüzün ve keder ayı olduğunu söyledi. Yılmaz, "Kerbela şehitlerini rahmetle anıyorum. Ama onları anmak anlamaktan geçer. Onları anlamanın yolu da Hüseyin gibi düşünmek, yaşamak, hakkın ve doğrunun yanında olmak ve onun birliğiyle beraberlik içinde olmaktır. Sevgi dilini konuşmaktır. Ama görüyoruz ki, İslam coğrafyasında hala bu noktadan çok çok daha uzağız. Nice Kerbela'lar yaşanıyor. Herkes baksın Bağdat'ta, Halep'te, Şam'da, Kahire'de... Buna daha birçok başkenti ekleyebilmek mümkün. En son bizim Ankara'mızda da üzücü ve kardeşlerimizi yakan hainler tarafından bir eylem gerçekleşti." ifadelerini kullandı.

'BU COĞRAFYADA YİNE BU ANLAYIŞIN KATKISIYLA DİĞER COĞRAFYALARDAN ÇOK DAHA İYİ BİR HUZUR, BARIŞ VAR'

"Gün Hz. Hüseyin'in yolunu takip etme günü" diyen TBMM Başkanı Yılmaz, şöyle devam etti: "Gün, hakkın ve hakikatin yanında olma günü. Biz 72 millet dahi olsak, bir imparatorluk bakiyesiyiz. Dilimiz, dinimiz, rengimiz ne olursa olsun bir kazanda kaynamışız. Bir yıldır sevinçleri, hüzünleri bir yapmışız. Bugün keşke yaşasaydım da Hz. Hüseyin'in yanında olmasaydım diyen bir kimse var mı? Hiç kimse olmaz. Yeni camiden geldik; Hz, Hüseyin'in, Hz. Hasan'ın, Hz. Ali'nin ismi vardır. Dolayısıyla bu coğrafyanın insanı hepsi gönlü Kerbela'da kaldı. Şimdi bize düşen, onların hak ve hakikat davasını 21. yüzyılda taşımak. Bunun da yolu dilimizi sevgi, muhabbet, barış dili yapmaktan geçer. Yine de bu coğrafyada, yine bu kültürün de, anlayışın da katkısıyla diğer coğrafyalardan çok daha iyi bir huzur, barış var. Onlar bizim birliğimizi ortadan kaldırmak istiyorlar. O halde bu alçakları yapmış olduğu eylemlerin hiçbir netice alınmamasını istiyorsak, o zaman birliğimize mi saldırdılar; daha çok birliğimize sarılmamız lazım. Onlar istikrarımıza mı sarıldılar; daha çok istikrarımıza sarılmamız lazım. Onlar kardeşliğimize mi sarıldılar; daha çok kardeş olmamız lazım. Küslüğü ayrılığı, gayrılığı deride bırakmamız lazım. Bilin ki, yaramız bir yasımız bir."

'ÇANAKKALE'DE NE KÜRT, NE TÜRK, NE ALEVİ, NE ALEVİ, NE SÜNNİ NE DE KIZILBAŞ DENMİŞ'

Türkmen Alevi - Bektaşi Derneği Genel Başkanı Özdemir Özdemir ise Muharrem iftar çadırının ikincisini düzenlediklerini aktardı. Özdemir, " 'Ramazan da bizim Muharrem de bizim' diyoruz. Toplumun tüm katmanlarını aramızda görmek istedik. Önümüzdeki yıllarda daha geniş yapacağız. Bir ülkenin her çakıl taşı için şehit vermişiz. Çanakkale'de ne Kürt, ne Türk, ne Alevi, ne Alevi, ne Sünni ne de Kızılbaş' denmiş. Biz tek yumruğuz." diye konuştu. CİHAN