Mülteci tartışmasında tansiyon yüksek: AB üyesi 9 ülke AİHM'yi hedef tahtasına koydu

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), yeniden siyasi tartışmaların hedefinde. İtalya öncülüğünde 9 Avrupa Birliği ülkesi, 22 Mayıs’ta yayımladıkları ortak mektupla AİHS’nin özellikle göç alanında nasıl yorumlandığına dair “yeni ve açık fikirli” bir tartışma başlatılması çağrısında bulundu. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Alain Berset, mahkemenin siyasallaştırılmaması gerektiğini belirtti.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin ofisi tarafından yayımlanan mektuba göre, imzacı ülkeler “doğru dengenin yeniden sağlanması gerektiğini” belirtiyor. Özellikle göçmenler konusunda sert politikalar izlemek isteyen üye devletler, AİHM’in ihlal kararlarından oldukça rahatsız.

TR724'ün haberine göre mektup, Meloni ile Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen’in Roma’daki görüşmesinin ardından kamuoyuna açıklandı. İmzacı ülkeler arasında Avusturya, Belçika, Çekya, Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya da yer alıyor.

AİHM’in yetkisi tartışılıyor

Mektupta, uluslararası sözleşmelerin günümüzün zorluklarıyla nasıl örtüştüğüne dair yeni bir değerlendirme yapılması gerektiği vurgulanırken, AİHM’nin bazı kararlarının “Sözleşme’nin kapsamını fazla genişlettiği” ve “ulusal demokrasilerde siyasi karar alma yetisini sınırladığı” öne sürülüyor.

Göç konusunda AİHM’nin Letonya, Litvanya ve Polonya’ya yönelik insan hakları ihlalleriyle ilgili kararları ile Danimarka’nın aile birleşimi kurallarını değiştirmeye zorlanması ve İtalya’nın göçmenlere yönelik uygulamak istediği politikaların engellenmesi bu eleştirilerin merkezinde yer alıyor. Birleşik Krallık hükümeti de Ruanda’ya giden uçağın AİHM kararıyla durdurulmasının ardından mahkemeyi ve AİHS sistemini hedef almıştı.

Söz konusu ülkeler, mahkemenin yorumlarının artık ulusal siyaseti baskı altına aldığını iddia ederek, göç gibi “karmaşık ve hassas” meselelerde karar yetkisinin devletlerde kalması gerektiğini savunuyor.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri: “Mahkemeyi siyasallaştırmayın

Bu çıkışa Avrupa Konseyi’nden gecikmeden yanıt geldi. Konsey’in Genel Sekreteri Alain Berset, yaptığı yazılı açıklamada AİHM’nin “dışsal bir yapı” değil, 46 üye ülkenin kurduğu, gönüllü olarak imzalayıp onayladığı bir sözleşme ve kurumlar sisteminin parçası olduğunu hatırlattı.

Berset, “Tartışma sağlıklıdır, ancak Mahkemeyi siyasallaştırmak değildir. Hukukun üstünlüğünün hakim olduğu bir toplumda, hiçbir yargı organı siyasi baskıya maruz kalmamalıdır. Temel hakları koruyan kurumlar siyasi döngülere boyun eğemez. Aksi takdirde, varlık nedenleri olan istikrarı tehlikeye atmış oluruz. Mahkeme, ne hükümetlere karşı ne de hükümetler tarafından bir silah olarak kullanılmamalıdır.” dedi.

Berset, AİHM’nin Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları bağlamında insan hakları ihlallerine dair karar verebilen tek uluslararası yargı organı olduğuna dikkat çekerek, bu rolün asla zayıflatılmaması gerektiğini vurguladı. “Eğer bu kurumlar siyasi döngülere göre eğilip bükülürse, onları ayakta tutan istikrarı da yitiririz” ifadelerini kullandı.

Arka plan: Göç politikalarında sertleşen Avrupa


Göçmen karşıtı politikaların Avrupa genelinde yükselmesiyle birlikte, AİHM’nin göçmen hakları lehine verdiği kararlar özellikle sağcı iktidarlar tarafından hedef haline gelmiş durumda. Meloni’nin Arnavutluk’ta göçmen merkezleri kurma planı hukuki engellere takılırken, İngiltere’nin sığınmacıları Ruanda’ya gönderme planı da AİHM tarafından engellenmişti.

Frontex verilerine göre, 2023’te AB’ye düzensiz geçişlerde zirve görülmesinin ardından 2024’te yüzde 38’lik bir düşüş kaydedildi. Ancak bu düşüş, başta İtalya ve Danimarka olmak üzere bazı ülkeleri daha sert önlemler alma yönünde motive etti. Ekim 2024’te toplanan AB liderleri, sınır dışı işlemlerinin hızlandırılması ve “yenilikçi çözümler” geliştirilmesi çağrısı yapmıştı.

75 yıllık birikim tehlikede mi?


Avrupa bu yıl Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kabulünün 75’inci yıldönümünü kutluyor. Sözleşme ve onu yorumlayan AİHM, Soğuk Savaş’tan günümüze kadar Avrupa’yı hukuk devleti ilkesiyle şekillendiren temel yapı taşlarından biri oldu. Ancak bugünkü siyasi atmosferde, bu kurumların varlık gerekçesi olan insan hakları koruması ile devletlerin sınır güvenliği ve egemenlik talepleri arasındaki denge yeniden sorgulanıyor.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Berset AİHS ve AİHM’in geçmişini hatırlatarak, “Görevimiz, Sözleşme’yi zayıflatmak değil, onu güçlü ve güncel tutmak — özgürlük ile güvenliği, adalet ile sorumluluğu dengelemektir. Bu, devraldığımız miras ve hep birlikte taşıdığımız sorumluluktur.” ifadelerini kullandı.
25 Mayıs 2025 11:08
DİĞER HABERLER