Fransa'nın başkenti Paris'te gerçekleşen kanlı katliam birçok sorunları beraberinde getirdi. Ülkerindeki savaş ve ekonomik problemlerden dolayı Avrupa'ya göç etmek isteyen binlerce mültecinin geleceği belirsiz.

Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan ve Makedonya 19 Kasım'dan itibaren sadece Suriye, Afganistan ve Irak devletlerinden gelen mültecilere kabul ederken, Pakistan, Sudan Fas, Sri Lanka ve Demokratik Kongo devletlerinden gelen mültecileri ülkelerinde resmi olarak savaş yaşanmadığı gerekçesi ile sınırlardan geçmesine müsaade etmiyor.
Paris saldırısının akabinde Fransa, AB ülkelerinin sınır güvenliklerini artırmasını talep etmiş, 20 Kasım'da gerçekleştirilen AB Bakanları Toplantısında bütün ülkelere bu talebin iletilmesi kararı alınmıştı.

Birleşmiş Milletler Mültecilerden Sorumlu Yüksek Komiseri Antonio Güterres yaptığı açıklamada gerçekleşen terör saldırısından dolayı mültecilerin sorumlu tutulmasının anlamsız olduğunu belirtirken terörizmi mültecilerin doğurmadığını bilakis terör, zulüm ve savaşın mülteci problemini doğurduğunu ifade etti.

Avrupa ülkeleri sınır güvenliğini artırma adına ek kontrol noktaları koymaya karar verirse, mültecilerin AB yolunda yeni rotalara sapma ihtimalleri var. Zira sınır güvenliği sorunu şu an AB ülkelerinin başlıca sorunu haline gelmiş durumda. Şu ana kadar AB ülkeleri yaklaşık 235 kilometre uzunluğunda dikenli tel çekmiş ve bu yaklaşık 175 milyon dolara mal olmuştu.

AB ülkelerinin geçişlerde uyguladığı politika daha da sertleşmesi durumunda şu an Balkan coğrafyasında bulunan mülteciler adeta kapana sıkışmış olacak. Ülkelerine geri dönmek istemeyen mültecilerin gelen kış öncesi nasıl bir durumda olacakları ise akla gelen ilk soru oluyor. Zira hâlâ birçok ülkede mültecilerin kışı geçirebilmesi adına yapılan kampların yeterli olmadığı biliniyor.

Bu noktada birçok insan hakları örgütü Avrupa Birliği'nin mülteci krizinde yaklaşan kış öncesi gerekli hazırlıkları yapmadığı, ve Balkan ülkelerine gerekli desteğin sağlanmadığı hususunda eleştiriler getiriyor. CİHAN