Mümtaz'er Türköne: İktidarın medya sorunu ekonominin genelini felç eden dev bir soruna dönüştü

Mümtaz'er Türköne: İktidarın medya sorunu ekonominin genelini felç eden dev bir soruna dönüştü
Davutoğlu'nun kırmızı çizgisi kaç punto?
Dün birçok gazetede yer alan Erdoğan'ı Obama ile görüşürken çalışma masasında gösteren fotoğraf, medyanın kemâle yaklaşan tekdüzeliği için önemli bir işaret.

Yıllar önce Orta Asya'daki bir Türk Cumhuriyeti'nde masa üzerindeki aylık gazete koleksiyonunu incelerken dikkatimi çekmişti. Devlet başkanı hep birinci sayfada, aynı hacimde farklı fotoğraflarla yer alıyordu. Soruşturdum. Gazeteye her fotoğraf basılmazmış, mutlaka Devlet Başkanlığı ofisinden gönderilmiş olan sabit bir santimetrekare hesabıyla birinci sayfanın göbeğine konurmuş. Tıpkı Erdoğan'ın dünkü fotoğrafının özel kalemi marifetiyle servis edilmesi gibi. Çok bir mesafe kalmadı, bütün gazeteler aynı fotoğrafa ve aynı içeriğe aynı standartlarda yer vermeye başladığı zaman bizde de mesele kalmayacak. Basın özgürlüğü, dün görüldüğü üzere bu resimlere derin anlamlar yükleyen yorumlarla sınırlı olacak. O zaman Davutoğlu'nun basın özgürlüğü konusunda ilan ettiği kırmızı çizginin sadece kaç punto olacağına bakacağız. Erdoğan fotoğraflarının konturundan daha kalın olması mümkün mü?

İçerik ve görsel malzeme bu kadar tekdüze olunca, o kadar gazeteye ve televizyona niye ihtiyaç olsun? Aynı argümanları bir zekâ pırıltısı ilave etmeden sevimsiz bir şekilde yansıtan köşe yazarlarını ve televizyon yorumcularını da bu “artık gereksiz” kategorisine ilave edebilirsiniz. Halkın zihni karışıyor, iki haber kanalı, iki gazete aynı fotoğrafların veya görüntülerin oluşturacağı etkiyi dağılmadan daha iyi yansıtmaz mı?

Davutoğlu'nun medya özgürlüğü ile ilgili kırmızı çizgilerini bir teminat olarak görebilmek için, parlamenter sisteme uygun olarak gazetelerin birinci sayfasında resminin öne çıkması şart. Medya üzerindeki kontrol araçları onun elinde değil. İktidar yanlısı ve muhalif medyanın önümüzdeki günlerde karşılaşacağı problemleri kestirebilmek için, bugün gazeteleri süsleyen o tek fotoğraftaki kişinin hesaplarına bakmamız lâzım.

İktidarın medya sorunu giderek büyüyen ve ekonominin genelini felç eden dev bir soruna dönüşmüş durumda. Kamu rantı ile finanse edilen çok sayıda gazete ve televizyon hem iktidarın hem de rasyonel bir ekonomik düzenin üzerinde taşınamaz bir yük oluşturuyor. Sadece bir örnek. Konut reklamları, Batı'da şirketlerin sadece binde beşi iken, Türkiye'de iktidar medyasına akıtılan bu kaynak yüzde 5'e ulaşmış durumda. Hangi kamu rantı bu pahalı pazarlamayı kaldırabilir? İşlevsiz ve sürekli zarar eden bu kadar gazetenin devlet imkânlarına ve özel firmalara taklalar attırarak finanse edilmesinin iktidar cephesine kazandırdığı hiçbir şey olmadığı tecrübelerle sabit. Tersine iç cephedeki kalem kavgalarına bakınca, iktidar yanlısı medya doğrudan kişisel iktidar ve nüfûz çatışması platformuna dönüşmüş durumda. Sağı solu en keskin tehditlerle hizaya sokanların, asıl bulundukları yeri pekiştirmeye ve rakiplerini yok etmeye odaklandıkları aşikâr değil mi?

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
12 Kasım 2015 09:05
DİĞER HABERLER