"Ezcümle: Kalem her zaman kılıcı keser, turna su kuşudur ama ördek değildir göllerde sazan avlar."
(...)
"Galiba yağmur yağacak" lafından "bana ördek dedin" sonucunu herkes çıkartabilir; ama hukuk mesleği mensupları ördeği gösterenlere bile "galiba yağmurdan bahsediyor" diye bakmalı. Bir cümleyi, bir metaforu, farklı anlamlara gelen bir deyimi bütün anlamları tükettikten sonra en son kertede "suç" kapsamına sokabilirsiniz. Kanunun amacı, failin niyeti, ifadenin bağlamı dikkate alınmadan lafzî yorumla yetinmek her şeyi birbirine karıştırır.
Bir süre önce "adaletin keskin kılıcı inecek ve bazı başlar düşecek" demiştim. Dün Çağlayan Adliyesi'nin içinde bana bu sözleri ilham eden iki "Adalet Mabudesi" heykelini dikkatle inceledim. Simetri kaygısıyla birinin sağ elindeki kılıç diğerinin sol elinde duruyor ama ikisi de çok keskin görünüyor. Kaslı, balık etinde, güçlü kuvvetli iki tane kadın; gözler bağlı, ayaklarının altında birer yılan ve delillerle oyları saymak yerine tartan adalet terazisi diğer ellerinde. Derin anlamlar yüklemeden bu sembollerin işlevi üzerine düşününce, eninde sonunda Adalet Mabudesi'nin keskin kılıcının bütün kördüğümleri bir darbede çözeceğini anlıyorsunuz.
(...)