"Hemen yanıbaşımızda yeni bir dünya kuruluyor. Dengeler değişip yeni güçler gövde gösterisi yaparken Türkiye'nin kolu-kanadı, beyni ve hafızası budanıyor. Her sözü kuyumcu terazisinde tartıp söylemek ve en önemlisi kartopu gibi büyüyerek üzerimize gelen felâketi önlemek için şuurumuzun bütün lâmbalarını yakmak zorundayız."
Türkiye narkozsuz, ayakta ameliyat ediliyor. Sorumluluğu doğrudan Hükümet'e çıkartmak, kısır çekişmelerle faili aramak ameliyatı hızlandıracak.
Hemen yanıbaşımızda yeni bir dünya kuruluyor. Dengeler değişip yeni güçler gövde gösterisi yaparken Türkiye'nin kolu-kanadı, beyni ve hafızası budanıyor. Her sözü kuyumcu terazisinde tartıp söylemek ve en önemlisi kartopu gibi büyüyerek üzerimize gelen felâketi önlemek için şuurumuzun bütün lâmbalarını yakmak zorundayız.
PKK'nın tırmandırdığı şiddet Kürtlerin, hatta Örgüt'ün çıkarlarına hizmet için değildi, şimdi bu ameliyatı yapanlara bir hazırlıktı. Ne kırda ne de kentte halka karşı yürütülecek "devrimci halk savaşı"nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı bir üstünlük sağlama ihtimali yoktu. Gelen şehit cenazeleri ve artan şiddet ile cumartesi günü Ankara Tren Garı'nın önünde başlanan ameliyat için Türkiye hazır hale getirildi. Birincisi, bu ameliyatın bölgedeki yeni mimaride Türkiye'nin elini kolunu bağlamak için yapıldığını, ikincisi ise bu kanlı başlangıcın -Allah muhafaza- aynı hızda devam edeceğini kestirmek lâzım. 1 Kasım'da yapılacak seçimler, ameliyatın sadece bir bölümünden ibaret. Ameliyatı durdurmak için herkes gözünü perdeleyen hesaplardan, hırs ve öfkeden kurtulmalı ve pozisyonunu tepeden tırnağa gözden geçirmeli.
Bünyenin bu kadar zayıf düşmesinin ve ameliyat masasına zahmetsizce yatırılmamızın müsebbibi "tekrar seçim"den iktidar umanlar. Türkiye bugün sandıktan çıkmış yeni bir hükümete sahip olsaydı ne 150 civarında güvenlik görevlisi şehit olur ne de cumartesi günü o kadar vatandaşımız hayatını kaybederdi. Terörün tırmanmasında hükümetin siyasî sorumluluğunu dikkate almadan gidişatı durdurmak çok zor. Türkiye yönetilemez bir ülke durumunda. Sandık yok sayıldıktan ve halka "kararınızı düzeltin" talimatı verildikten sonra demokratik sistemi işleterek ülkeyi yönetmek neredeyse imkânsız. İşbaşındaki seçim hükümeti bile entrikalarla kuruldu. 17/25 Aralık soruşturmasını durdurmak için İstanbul Emniyeti'nin başına getirilen adama, bu kadar kritik bir dönemde güvenlik sorumluluğunu verirseniz sadece ameliyata niyetlenenleri cesaretlendirmiş olursunuz. "İstifa edecek bir durum yok" dediği sürece, seri katili nasıl durdurursunuz?
"Kasap et derdinde, koyun can derdinde". Yolsuzluk şaibelerinden, yolsuzluk iddialarının peşine düşenleri katil gibi kovalayarak kurtulmaya çalışan bir iktidarın şemsiyesi altındaki ülkede her türlü ameliyat yapılır. Terör örgütlerinin korkulu rüyası haline gelmiş uzman güvenlik personeliniz sırf görevlerini yaptıkları için dört duvarın arkasına tıkılmışsa, terörü nasıl önleyeceksiniz? Terörün ve teröristin niyetini, planını-projesini deşifre eden gazetecileriniz kuduz muamelesi görüyorsa teröre karşı kamuoyunu nasıl dirençli kılacaksınız? Vatandaş devletine ve birbirine karşı güvenini kaybetmişse teröre karşı mukavemetini neyle sağlayacaksınız? Siyaset kurumu esaslı bir meşruiyet problemi yaşıyor. Yolsuzlukların üzerini örtmek için ters-yüz ettiğiniz güvenlik birimleriniz ve yargınız ile terörün peşine nasıl düşeceksiniz? Kime güveneceksiniz? Kime destek olacaksınız?
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ