[Murat Çetin] DEM Parti kritik konumda!

Samanyoluhaber.com yazarı Murat Çetin'in analizi
MURAT ÇETİN

AKP nihayet İstanbul adayını açıkladı; Murat Kurum! AKP’de Erdoğan ailesinin desteğini kazanan Kurum, AKP lideri tarafından İstanbul adayı olarak ilan edildi. Kurum’un Erdoğan ailesindeki gücü Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’dan geliyor. İmamoğlu 1971, Kurum ise 1976 doğumlu. Her iki adayın ortak özelliği seçim çalışmalarını “gençliğimiz var!” sloganı ile sürdürmeleri. Kuşkusuz Türk siyasetinin ortalamasına göre her iki aday da genç sayılmaz. AB’de genç aday dendiği zaman 30’lu yaşlar akla geliyor. Mesela Fransa’nın yeni başbakanı 36 yaşında. AB’de bir çok parti lideri 30’lu yaşlardı. Ama bizde parti liderlerin 60-70’li yaşlarda olduğu hesaplanırsa İmamoğlu ve Kurum genç sayılıyor. Ama değil! Gerçi konumuz da İmamoğlu ve Kurum’un gençliği değil. Zira her iki aday da “gençliğimiz var” diyerek yola çıksa da seçimi gençliklerinden ziyade Kürt seçmen nüfusu belirleyecek. Aynen 2019 yerel seçimlerinde olduğu gibi. İstanbul’da bir milyonun üzerinde Kürt seçmen nüfusu bulunuyor. İYİ Parti’nin Millet İttifakı’ndan ayrıldığı ve ısrarla kendi adayı ile yola devam edeceği bir ortamda Kürt seçmenin tercihi belki de İstanbul’un yeni belediye başkanını belirleyecek. İmamoğlu, 2019 yerel seçimlerinde Kürt seçmenin oyunu kolay bir şekilde almıştı ancak işi şimdi o kadar kolay değil. Zira Kürt siyasi hareketi DEM Parti (YSP-HDP) 2018 seçimlerine göre yüzde 3 oy kaybına uğradı. Kürt siyasi hareketinin hem 2019 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara’da aday çıkarmaması, hem de mayıs 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı çıkarmaması Kürt seçmende CHP’ye oy verme alışkanlığı oluşturdu. Bu durum en çok DEM Parti’yi etkiledi ve yüzde 3’lük oy kaybına uğradı. DEM parti bu nedenle İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bütün illerde seçimlere kendi adayları ile girmek istiyor. DEM Parti’nin bu kararı AKP açısından olumlu CHP açısından olumsuz bir durum. Zira AKP’de MHP’nin vereceği destekle birlikte İstanbul ve Ankara seçimlerini alacağını düşünüyor. İYİ Parti desteğini kaybeden CHP’nin ise İstanbul’da seçimleri sadece SP, DEVA ile Gelecek Partisinin desteği ile kazanması zor. Bu nedenle CHP açısından DEM parti desteği çok ama çok önemli. AKP, DEM Parti’nin seçimlere kendi adayları ile girme kararının arkasından durmasını istiyor. AKP lideri Erdoğan, DEM Parti’nin yerel seçimlerle kendi adayları ile girme karını sürdürmesi için bir anlamda AKP politikalarında etkin olan Kürt kökenli milletvekillerini devreye soktu. AKP’de Efgan Ala, Ömer Çelik, Mehdi Eker ve Galip Ensarioğlu’nun da bulunduğu Kürt kökenli milletvekilleri DEM Parti yönetimi üzerinde baskı oluşturuyor. AKP’li milletvekillerini DEM Parti’de bir anlamda muhatap olarak gördüklerin kişilerin başında TBMM Başkanvekili DEM Parti’li Sırrı Süreyya Önder geliyor. Önder ile TBMM Başkanı Kurtulmuş’un iyi ilişkiler içinde olması da Önder’in AKP ile yürütülen yerel seçim pazarlığında önemli bir unsur haline getiriyor.  DEM Parti’de Önder haricinde Meral Daniş Beştaş, Sezai Temelli ve Mithat Sancar da AKP ile “yazılı protokol” şartı ile işbirliği yapalıbileceği görüşünde. Ancak AKP,  DEM Parti’nin “yazılı protokol” şartını kabul etmiyor. Gelinen noktada DEM Parti, AKP ile seçimlere kendi adayları ile girme çerçevesinde bir seçim işbirliği içinde olacak. Zira DEM Parti, Kürt sorununun çözümü konusunda devletin bütün kurumlarında hakimiyet kuran AKP’yi adeta bir devlet olarak görüyor. Özellikle Sırrı Süreyya Önder AKP ile pazarlığı devletle pazarlık olarak yorumluyor. DEM Parti’nin AKP’yi bir devlet olarak görmesi Erdoğan’ın Kürt siyasetine karşı elindeki en büyük kozu. Bunun yanı sıra “PKK lideri Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması ve Öcalan’ın ev hapsine çıkarılması, Demirtaş ve Kışınak gibi Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması, DEM Parti milletvekillerine ilişkin dokunulmazlık dosyaları, DEM Parti milletvekillerini devam eden yargılamaları ve TSK’nın İran, Irak ve Suriye sınır bölgesi operasyonları AKP’nin DEM Parti’ye karşı elindeki en büyük kozu. 

Kürt seçmen ise her ne olursa olsun DEM Parti’nin AKP ile bir siyasi işbirliği içinde olmasına karşı çıkıyor.  Kürt seçmen Erdoğan’ın Kürt sorununun çözümü konusunda samimi olmadığına inanıyor. AKP’nin 2013’te Çözüm Süreci’ni sonlandırması, Selahattin Demirtaş ve Gülten Kışınak gibi Kürt kökenli siyasetçilerle birlikte Kürt kökenli akademisyen ve gazetecilerin tutuklanması, HDP’li belediyelere kayyım atanması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’ne görüşmeleri devam eden HDP kapatma davasına ilişkin “HDP kapatılmalıdır” sözleri ile kamuoyu oluşturması Kürt seçmende Erdoğan’a yönelik güvensizliği arttırdı. 

Kürt seçmen de DEM Parti’nin AKP ile hangi şartlarda olursa olsun seçim işbirliği yapılmaması için DEM Parti yönetimi üzerinde baskı kuruyor. Nitekim DEM Parti Diyabakır, Van, Mardin, Siirt, Batman, Ağrı, Hakkari ve İstanbul il ve ilçe teşkilatları DEM Parti’nin Parti Meclisi (PM) yapıldığı Kasım 2023 toplantısı öncesinde DEM Parti PM üyelerine “AKP ile seçim işbiriği yapılmasın” mailleri göndererek tepkisi iortaya koydu. Sosyal medyada da özellikle genç ve şehirli Kürt seçmen DEM Parti’nin AKP ile seçim işbiriliği yapmasına karşı olduğunu ilişkin paylaşımlar yapıyorlar. DEM Parti kendi adayları ile seçime girme kararı haricinde AKP ile birbirlerinin adaylarını desteklemeye yönelik bir seçim işbirliği içine girmesi Kürt seçmenin kısmi de olsa sandığa gitmemesi ile sonuçlanabilir. Hasılı özellikle istanbul ve Ankara’da Kürt seçmen AKP seçim işbirliğine karşı çıkıyor ancak CHP’li adaylara oy verme konusunda da kararlı görülmüyor. Her ne olursa olsun Kürt seçmen İstanbul ve Ankara’da belirleyici olduğunu biliyor ve bu kozunu da sonuna kadar kullanmak istiyor. Peki Kürt seçmenin AKP veya CHP’yi tercihi Kürt hareketine ne kazandıracak? İşte bunun net bir cevabı henüz yok! 

11 Ocak 2024 15:14
DİĞER HABERLER