AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Suriye’ye yakınlaşma girişimlerini ihtiyatla karşılıyorum
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Suriye’ye yakınlaşma girişimlerini ihtiyatla karşılıyorum. Seçimleri kazanmak için değil bu defa erteletmek için bir sınır ötesi operasyona veya belki de bir savaşa ihtiyacı var Erdoğan’ın. Denize düşen yılana sarılır misali Erdoğan şimdi de Rusya ve Suriye’ye sarılmış durumda. Rusya, Türkiye’nin Suriye’ye sınır ötesi operasyon yapmasına izin vermiyor, karşı çıkıyor, hatta Esad’ı konuşturarak bunun büyük bir savaşa neden olabileceği uyarısında bulunuyor. Hal böyle olunca Erdoğan’ın Rusya ve hatta İran’ın onayını almadan Suriye operasyonuna girişmesi imkansız.
Erdoğan, bugüne kadar ne dediyse ya tersini yaptı, ya da dediklerini bir bir inkar edip hiç kimsenin beklemediği bir şekilde U dönüşü yaptı. Sanırım burada Erdoğan’ın U dönüşlerini sıralasak günlerce tefrika yapmamız gerekecek. Siyasal İslam, devlet gemisini karaya oturtmak üzere. Siyasal İslam’ın filizlenmeye başladığı 1960’lı yıllardan bu yana işte ülkenin geldiği durum bu! İnşallah büyük bir hasar olmadan atlatılır.
Suriye konusuna gelecek olursak… Suriye ile yeni bir dönemden söz ediliyor! Erdoğan’ın yardımcısı MHP Lideri Bahçeli yine açıklamış; Suriye ile siyasi dönemden bahsetmiş Devlet bey! Türkiye Cumhuriyeti’nin geldiği duruma bak! Körle yatan şaşı kalkar misali, Erdoğan ile Bahçeli ikilisinin yönettiği ülke daha ne kadar dayanacak bilmiyorum! Baştan şunu ifade etmek istiyorum; AKP iktidarının Suriye politikası baştan beri yanlıştı. Bir kere Suriye Lideri Beşar Esad ile kavga etmenin ne alemi vardı. Sırf Esad’ı devirme adına eyleme girişildi, Rusya ve İran hatta Çin etkisi hiçe sayıldı. Rusya ve İran’ın Suriye’yi feda etmemek için her şeyi yapacağını düşünemedi bu akıllı devlet büyükleri. Şimdi de Rusya’nın baskısı ile yana yakıla Esad ile anlaşma zemini oluşturulmaya çalışılıyor. Doğu Perinçek ile Erdoğan aşığı iş insanı Ethem Sancak’ın önümüzdeki günlerde Şam’a gidip Esad’la görüşecek olmaları ilginç gelişme! Aynı ikili hatırlanacak olursa Rusya’nın Ukrayna işgali sonrasında Rusya lideri Putin ile görüşmüştü. Benzer bir durum şimdi Esad işin geçerli. Gerçi tam 8 yıl önce Şam’a giriyorduk Emevi Camii’sinde namaz kılıyorduk. Türkiye sınırları genişliyor, Halep bilmem kaçıncı vilayetimiz oluyordu. Yazık! Biz Suriye’ye taşınacağız derken Suriye bize taşındı. Türkiye’de resmi olmayan kayıtlara göre 4 milyonun üzerinden Suriyeli yaşıyor. Türkiye’de onlarca çocuk doğdu, küçükler belki kendi ülkelerini unuttular.
Erdoğan’ın hem Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) hem de Suudi Arabistan hatta hem de İsrail ilişkilerinde nasıl bir U dönüşü yaptığını biliyoruz. Burada tek tek anlatmanın anlamı yok! Şimdi sırada Suriye var, sonra Mısır! Türkiye’nin ilişkilerini tabi ki düzeltmesi, Erdoğan’ın hatalarını anlaması iyi bir olay. Zira gelecek yıl Erdoğan iktidarının olmayacağı bir yıl yaşayacağız. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’ncu yılında 2023’te hiç kimse komşuları ile kavgalı bir Türkiye istemez. Erdoğan giderayak hiç olmaz bunu sağlasın, yani bozduğu ilişkileri düzeltsin. Gerçi bu ülkelerin Erdoğan’a bakışı belli, güvenmiyorlar ve hiç de inanmıyorlar.
Kuşku ile baksam da Erdoğan’ın Esad ile anlaşmak istemesi önemli bir olay. Zaten bir dönemdir Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) üzerinden iki ülke arasında önemli görüşmelerin yapıldığına ilişkin bazı bilgiler ortaya çıkmıştı. Şimdi de anlaşılan ciddi bir adım atmak istiyor Erdoğan. Ancak Ankara’da bir yandan Esad ile anlaşma yapılırken bir yandan da Esad destekli bir Kuzey Suriye operasyonundan bahsediliyor. Hatta tarih bile veriliyor. AKP’nin derin kulislerinde dönen bilgiye göre Eylül ayı sonuna kadar Esad ile anlaşmanın zemini oluşturulacak.
Hesap şu; Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt bölgesi var. Kuzey sınır bölgesinde Esad yönteminin hiçbir etkisi yok. Bölge, Türkiye-ABD ve Rusya tarafından parsellenmiş durumda. Esad’ın ABD’yi bölgeden çıkarma gücü bulunmuyor, hatta Esad kendisini desteklemesi halinde ABD’nin buradaki varlığına ses çıkarmıyor. Rusya zaten Esad’a en büyük destek veren unsur. Bu üç ülke haricinde bir de Kürtlere yani PYD oluşumuna ait bölgeler var. İşte Erdoğan bu Kürt bölgesine operasyon yapmak istiyor. Zira bu operasyon ile bir yandan seçim öncesinde milliyetçilik duyguları körüklenecek, bu sayede ekonomik kriz başta olmak üzere iktidarı rahatsız eden hangi konu varsa bunların konuşulmasının önüne geçilecek. Suriye Kürtlerine yapılacak operasyonla da Türkiye Kürtlerine yönelik bir baskı mekanizması geliştirilecek, belki de HDP’nin kapatılması bu dönemde gündeme gelecek. Belki de oradaki savaş daha da büyüyecek, belki de Şam yönetimini içine alacak. Erdoğan’ın aklında ne olduğunu kestirmek güç ama şunu bilmek gerekiyor ki AKP Genel Başkanı, seçimlerin olmaması için elinden gelen bütün imkanları seferber edecek.
Yunanistan’la olası kriz senaryoları işlemiyor zira hem ABD ve hem AB sert tavır gösteriyor. Kuzey Irak durum da öyle. Hem Barzani yönetimi hem de Bağdat yönetimini ve dahası İran çok sert tavır ortaya kokuyor. Kala kala elde Rusya’nın kısmi izin vereceği, Esad’a tabiri caizse “Ben Kürtleri bitireyim gel sen de sessiz kal” operasyonu yapmak kalıyor.
AKP yeni bir sopalı seçime hazırlanıyor!
Bakın tam bu adımlar atılırken 17 Ağustos 2022’de Suriye'nin resmi haber ajansı SANA şöyle bir haber geçti. SANA, Türkiye'nin operasyon hazırlıklarını hızlandırdığını ve bölgede halka evlerinden çıkmama çağrıları yapıldığını iddia etti. SANA'ya konuşan yerel kaynaklar, Suriye'deki Türk askerlerinin cami hoparlörlerinden Halep'e bağlı Cerablus yakınında halka operasyon hazırlıkları nedeniyle evlerinden çıkmama çağrısı yaptığını söyledi. Kaynaklar, sınıra yakın bölgelerde çok sayıda Türk İHA'sı görüldüğünü, Türk güçlerinin Haseke, Rakka ve Halep'teki sınır bölgelerinde hızla konuşlandığını savundu. Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG terör örgütüne yeni operasyon düzenleme planı uzun süredir gündemde. Haber bu şekilde! Nitekim Türkiye'nin operasyonuna karşı çıkan Suriye de son dönemde sınırdaki askeri varlığını artırdı.
Erdoğan, iktidarı kaybetmek istemiyor. Bunun için seçim sandığının milletin önüne gelmemesi gerekiyor. Gelmemesi için de bir savaş sebebi olması lazım. Ya da Olağanüstü Hal (OHAL) veya sıkıyönetim dönemine geçilmesi gerekiyor. Erdoğan seçimleri ancak böyle bir dönemde yapar! 1912 seçimleri İttihat ve Terakki’nin baskısı nedeniyle tarihe Sopalı Seçimler olarak geçmişti. Şimdi onun İslamcı türevi olan AKP yeni bir sopalı seçime hazırlanıyor! Kaybedeceklerinden ve kaybetmemek için savaş çıkarmak zorunda olduklarından çok eminler! Onun için seçimlerin sopalı olması yetmeyecek onlar için daha fazlasını yapacaklar… İkballeri için ülkeyi ateşe atacaklar. Ve bu onların sonu olacak! Hem de çok acı bir sonla siyaset sahnesine veda edecekler.