AKP iktidarı, gelinen noktada bir başarı hikâyesi olarak sunduğu ekonomide derin bir çalkantı ile baş başa kaldı. Ancak iktidar yetkilileri, gerçeği görmezden gelerek halka toz pembe bir Türkiye tablosu çizmeye devam ediyorlar. Bakan Berat Albayrak’ın “ekonomide yeni başarı hikâyesi” söylemi bunun son örneklerinden…
Sözcü yazarı Murat Muratoğlu, Albayrak’ın sözüne ironiyle yaklaşarak, “Hayret valla bugüne kadar kimsenin aklına gelmedi! Devlet kabzımallık işine girdi. Tanzim satış mağazaları açıp sebze satmaya karar verdi” diyor.
Kamunun seracılıkta da yer alacağını söyleyen ekonomist, “Sebze meyve üretip manav açıp satacakmış. Yahu 2023 yılında süper güç olacağız, Avrupa Birliği'ne gireceğiz diye yola çıktılar. Son geldiğimiz noktada kabzımallığa başladılar” ifadesini kullanıyor ve ekliyor:
“Türk Telekom'u, Tekel'i, Petkim'i, Tüpraş'ı ‘babalar gibi’ yok pahasına sat. Yokluktan domates, biber patlıcan satmak için tanzim satış yerleri aç. Sonra da ‘başarı hikayesi’ diye millete masal anlat! Maksat vatandaşın ülke ekonomisini bu hale getirenleri suçlamak yerine pazarcıların, marketlerin çakallık yaptığına inanması…”
Gidilen bu yolun çok tehlikeli olduğuna vurgu yapan Muratoğlu, “Sahi bunu yaparken düşündüler mi pazarcı ne satacak, manav nasıl kazanacak? Ülkede hayvancılık sürünüyor. Millet pahalılıktan et yiyemiyor. Sırası gelince devlet gidip kasap mı açacak?” diye soruyor.
Muratoğlu, kurulan işletmelerde oy hesabı yapılarak zararına satış yapılabileceğine dikkat çekiyor. Zararın da devletin kasasından halkın vergileriyle finanse edileceğinin altını çizen ekonomist, “Peki, bu durumda esnaf nasıl ev geçindirir? Devlet ile nasıl rekabet edebilir? Kapatır dükkanı faaliyetini sona erdirir. O olacak” görüşünü dile getiriyor.
Son dönemde dünya gündeminde de olan Venezuela örneği ile yazısını sürdüren yazar, “Örnek vermek gibi olmasın ama Venezuela da ekonomiyi batırmadan önce bu yollardan geçti. Sanki Türkiye'nin ruh ikizi” yorumunu yapıyor ve şöyle devam ediyor:
“Önce zabıta zoruyla fiyatlar indirildi. Kâr edemeyince çiftçi üretimden çekildi. Mal bulunamayınca halk tepki göstermesin diye her ürün ithal edildi. Ucuza mal satıp oy kapmak adına ülkenin kaynakları eridi, bitti. Lakin diğer bir açıdan, bu formül tam bir kazan-kazan… Satış noktalarında bir müddet sonra beşer, onar insan da istihdam edilir. Hepsi de partililerin köyünden, toprağından seçilir. Hem partili kollanır, hem tepkiler sonlandırılır. Yakında çiftlik alıp küçükbaş yetiştirirler. Millete ucuza işkembe, kokoreç yedirirler. Bir de tekne aldın mı vira bismillah… Derya kuzuları bunlar… Çok yakında “kamu balıkçısı” açarlar. Vizyonları bu kadar!”