Hırsız ve çapkın bir karakterin imamlık yaparken canlandırıldığı ve büyük tepki toplayan dizinin bir özelliği daha ortaya çıktı.
Müslümanları/imamlık mesleğini aşağıladığı ve imamları rencide ettiği için büyük tepki toplayan atv'nin dizisi "Kertenkele" hakkında Zaman yazarı Nedim Hazar'dan da yorum geldi. Hazar, bir hırsız karakterinin başrol aldığı dizinin Kemal Tebrizi’nin Marmoulak-Kertenkele isimli 2004 yapımı İran filminden esinlenme olduğunu dile getirerek "Marmoulak’taki hırsızın adının Rıza olduğunu" söyledi.
İşte o yazı:
***
Kertenkele
Efekt kanallarını kapatıp, sadece insan sesi ile dublajlı film diye sessiz sinema seyrettirdiklerinden ve dahi özetleri ana bölümden uzun, sinema filmlerine rahmet okutturan dizi alışkanlıkları başladığından beri televizyonda sinema ve dizi işlerini izlemeyi bırakalı, epey oldu.
Son dönem havuz medyasının tıka basa yalan ve nefretle taşması TV ile olan ilişkimi neredeyse sıfırladı.
İş bu nedenle yeni yayına başlayan Kertenkele isimli diziden epey geç ve okurların yoğun ikazı sonucu haberim oldu. Belki izleyenleriniz ya da duyanınız vardır, bilemiyorum, Kertenkele azılı ve sabıkalı bir hırsızın hapishaneden imam kostümüyle kaçıp, toplumda itibar gördüğünü fark edince bu rolü oynamaya devam edişini anlatan bir dizi.
Diziyi yayınlayanlar, jet hızıyla akan son jeneriğin en altına (catering firmalarından bile sonra) küçük puntolarla yazdıkları gibi, dizi bir İran filminden uyarlama. (Onlar ‘esinlenme’ diye yazmışlar) Aynı yerin girişine de klasik olarak, dizinin gerçek kişilerle alakası olmadığı filan yazılı. Kemal Tebrizi’nin Marmoulak-Kertenkele isimli 2004 yapımı İran filmi, azılı bir hırsızın hapishaneden kaçmak için bir ‘Molla’ kıyafetiyle halkın arasına sızmasını, devletin mollalardan çekinmesi ve halkın aşırı saygısı nedeniyle kirişi kırma çabalarını anlatıyor.
Aslında her ne kadar Tebrizi, filmini özgün yapmaya çabalasa da, Kertenkele de bir başka Amerikan filmi olan We’re No Angels (1989)’ın uyarlamasıdır. O da 1955 yapımı olan bir Michael Curtiz yapımı aynı isimli filmin tekrar çevrimidir. Yani olay şu; Amerikalılar hırsızların rahip kılığına girdiği bir film çektiler, İranlılar onlardan taklit ederek hırsızın molla kılığına girdiği uyarlama bir film çekti, bir Türk televizyonu da İran’dan ‘esinlenerek’ hırsızı imam yapıp filmi diziye dönüştürdü.
Sean Penn ve Robert DeNiro’nun oynadığı 89 yapımı Neil Jordan yapımı Biz Melek Değiliz, biri saf, diğeri kurnaz iki adi suçlunun rahip kılığında ABD-Kanada sınırını geçmesini anlatırken hem hurafelere doğrudan yüklenir hem de saf inancı yükseltir. Keza Tebrizi de alabildiğince özgünleştirerek anlattığı hikâyede, Molla rejimine ağır eleştiriler yapar ve halkın kolay kandırılabileceğini etkileyici şekilde anlatır. Her iki yapıma da bakıldığında sahip oldukları inanç kültürüne uygun eleştiri vardır. Ancak bu tema bize uymaz. Zira bizim inanç kültürümüzde ruhban sınıfı yoktur. Bir kere imamlar cami kostümleriyle sokaklarda gezmezler. Oysa rahipler ve mollalar gezerler. Onlara kanun ve yerleşik kurallar pek işlemez. Biz de ise Cumhuriyet rejimi boyunca din adamları potansiyel suçlu, rejim ve millet düşmanı olarak görülmüşlerdir. Bırakınız azılı hırsız olmayı, suç işlemeden olağan şüpheli olarak sürekli baskı ve tarassut altında kalmışlardır.
Kaldı ki Tebrizi’nin Kertenkele’yi İran’da vizyona sokması hiç de kolay olmamış, doğal olarak mollalar ve rejim aşırı rahatsız olmuş, Tebrizi, çok zekice bir pilot gösterimle aşmıştır bu sıkıntıyı. Haremlik selamlık olarak düzenlenen salonda, bir tarafa kadın ve çocukları, diğer yana mollalar ve bürokratları oturtmuş, filmi izletmeye başlamış, salonun bir kısmı kahkahadan yerlere yatarken, diğer kısım homur homur sessizce sinirlenmiş. Ancak bir noktadan sonra öteki kısım da yelkenleri indirip gülmeye başlamıştır.
Orijinal Kertenkele, çok ciddi bir “molla rejimi” eleştirisidir. Hassaten ruhban sınıfına ağır tenkitler yönetirken İran halkının kesin inançlılığına da ciddi dokundurmalarda bulunur. Kürsüye çıkan üçkâğıtçı molla “Bugün size ehl-i kitap kardeşimiz Tarantino’nun Pulp Fiction filminden bahsedeceğim” der mesela!
Bizim Kertenkele ise halkı değil, sosyete ve mafyayı ele alırken kurulu düzene doğal olarak en ufak bir eleştiri yapmak yerine klişe şaklabanlıklarla din adamını karikatürize etmekten başka bir şey yapmamış ne yazık ki! Dolayısıyla illa bir İran ‘esinlenme’ dizisi yapılacaksa, başka bir yapım seçilmeliydi, diye düşünüyorum.
Ha bu arada bir şey hatırlatayım. Orijinal Kertenkele’de yani Marmoulak’taki hırsızın adı Rıza’dır…