Mehtap Televizyonunda Cuma akşamı yayınlanan Algılar ve Gerçekler programı toplumda oluşturulan yanlış algıları düzeltmeye devam ediyor.
SARAYLARDA YAŞAMAK İTİBAR MI ARTTIRIR?
Algılar ve Gerçekler’de İlahiyatçı Ö. Faruk Şentürk ve Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan, Ülkemizde ciddi bir tepkiye ve infilale sebep olan Başbakanlık için yapıldığı söylenen ancak sonradan Cumhurbaşkanının ikamet edeceği ortaya çıkan, eski parayla 1 katrilyon 370 trilyon liraya mal olan 1000 odalı Ak-Saray tartışmalarını İslâmî açıdan mercek altına aldı. Programda “Saraylarda Yaşarsak İtibarımız Artar” savunmasının yapıldığı bu konuyla ilgili “Debdebeli bir hayat sürmek , saraylarda yaşamak itibar mı arttırır?” algısı dini yönleriyle masaya yatırıldı.
“İSLÂMÎ DEĞERLER İÇİN YOLA ÇIKTIĞINIZI SÖYLÜYORSANIZ, PEYGAMBERİMİZİN HAYATINI HAYATINIZA TAŞIMANIZ GEREKMEZ Mİ?”
Mehap TV’de Algılar ve Gerçekler programında Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan Müslümanların her olayı, tavır ve davranışları Kur’an ve Sünnet perspektifinden değerlendirmesinin esas olduğunu, bunun dine bağlılığın gereği ve kendi şahsiyet ve karakterimize saygının da bir göstergesi olduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Çapan, “İslâmi değerler için ve dindar bir nesil yetiştireceğiz diye yola çıktık diyorsanız, okullarımıza Peygamberimizin hayatını, Hz. Ebu Bekir’in, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali gibi râşit halifelerin hayatını anlatan dersler koyuyorsanız, ki bunlar takdire şayan hizmetlerdir, onların hayatını bizim gerek ferdî, gerek toplum gerek de yönetim hayatımıza taşımamız gerekmez mi?” diye sordu. Çapan, bir Müslümanın olaylara böyle bakması gerektiğini, Kur’an ve Sünet’e göre şahısların değil, davranışların ve vasıfların önemli olduğunu belirtti.
“MÜSLÜMANLARIN BU DÖNEMDEKİ EN BÜYÜK İMTİHANI LÜKS VE RAHAT BİR HAYAT YAŞAMAK”
Mehtap TV’de Algılar ve Gerçekler’de Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan, Bediüzzaman Hazretlerinin Kastamonu Lahikasında “Bilerek dünya hayatını ahirete tercih ederler” ayetine dikkat çektiğini, bu ayetin kendisini çok düşündürdüğünü ve asrın en büyük imtihanlarından biri olarak gördüğünü ifade etti. Ergün Çapan, bu ayetin Kur’an’da inanmayanların bir vasfı olarak zikredildiğini ama o vasfın bugün Müslümanlar arasında kol gezdiğini kaydetti.Yrd. Doç. Dr. Çapan, Bediüzzaman’ın insanda şahsını, çoluk çocuğunu, ailesini ve toplumunu korumaya yönelik bir duygu (latife) olduğunu, bu duygunun da bu değerleri muhafaza için insana verildiğini, ama günümüzde o çok yaralandığı için bütün duyguları da kendiyle meşgul ettiğini ve tamamen dünyevi ve rahat bir hayat yaşamak için insanı endekslediğini söylediğini belirtti. Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan, Müslümanların her dönemde değişik imtihanlara tabi tutulduğunu bu dönemin en büyük imtihanının da lüks ve rahat bir hayat yaşamak olduğuna dikkat çekti. İslâm’da cimriliğin de israfın da hoş görülmediğini, iktisatlı yaşamanın esas olduğunu ancak, İmam-ı Azam’ın da belirttiği gibi hayır yolunda harcananların israf olmadığını, israfta da hayır olmadığını kaydetti.
“ŞAHSÎ PARANIN İSRAFI GÜNAH, MİLLETE AİT PARANIN İSRAFI İSE KATMERLİ BÜYÜK GÜNAH”
Ergün Çapan, Kur’an-ı Kerim’de israfın haram kılındığını, “saçıp savuranların şeytanın kardeşleri” olarak nitelendirildiğini, kendi parasını bile saçıp savurmanın günah olduğunu, özellikle millete ait paranın israf edilmesin ise daha büyük katmerli bir günah olduğunu, çünkü onda milletin bütün fertlerinin hakkının olduğunu belirtti.
“PEYGAMBERİMİZ VE RAŞİT HALİFELER TOPLUMDA VASAT BİR İNSAN NASIL YAŞIYORSA ÖYLE YAŞADILAR”
İslamî kaynaklara bakıldığında “beytü’l mal”den (devlet hazinesi) yapılacak harcamaların muhakkak toplumun menfaatine yönelik olması gerektiğini, saçıp savurmaya kesinlikle izin verilmediğini söyledi. Müslümanların her konuda örneğinin Peygamberimiz (s.a.s.) ve râşit halifeler olması gerektiğini, onların hayatına bakıldığında da toplumdaki vasat bir insan nasıl yaşıyorsa öyle yaşadıklarını ifade etti.
“DEBDEBELİ SARAY HAYATLARI ÇÖKÜŞTE HEP BİRİNCİ SEBEP OLDU”
Daha sonraki dönemlerde Müslümanların Peygamberimizin ve Raşit halifelerin hayatlarını örnek aldıklarında çok büyük fetihler gerçekleştirdiklerini, dünyada pek çok insanın gönlüne girdiklerini, Müslümanlar için saray hayatının, debdebeli, şaşaâlı hayatların da çöküşte birinci sebep olduğunu vurguladı.