Mustafa Akyol: Can ve Erdem'in tahliyesi tutuklu gazeteciler için umuttur

Gazeteci yazar Mustafa Akyol, Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararının ardından Can Dündar ile Erdem Gül'ün tahliye edilmesinin basın özgürlüğü açısından bir nefes alma olduğunu söyledi. Akyol, "İki meslektaşımız hapisten çıktı, özgürlüklerine kavuştu. İnsani açıdan seviniyoruz. Daha önemlisi, Türkiye'de hukuk devletinin tamamen yürürlükten kalkmadığını, hala hukuku koruyan bazı mekanizmaların olduğunu gördük." dedi. Akyol, kararın diğer tutuklu gazeteciler için de bir umut olduğunu vurguladı.

Can Dündar ve Erdem Gül'ün tahliye edilmesini Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) değerlendiren Mustafa Akyol, karara hem bir gazeteci hem de bir vatandaş olarak çok sevindiğini söyledi. Akyol, " İki meslektaşımız hapisten çıktı, özgürlüklerine kavuştu. İnsani açıdan seviniyoruz. Daha önemlisi Türkiye'de hukuk devletinin tamamen yürürlükten kalkmadığını, hala hukuku koruyan bazı mekanizmaların olduğunu gördük. Anayasa Mahkemesi'nin bana göre son yıllarda çok doğru kararları oldu. Hukuku, hak ve özgürlükleri koruyan kararlar aldı. Twitter yasağının kaldırılması gibi, iktidarı zaman zaman rahatsız eden, bazen iktidar karşıtı çevreleri rahatsız eden kararlar aldı. Benim gördüğüm kadarıyla Anayasa Mahkemesi, özellikle Sayın Abdullah Gül'ün atamalarıyla ve kendi içindeki gelişimi ile AİHM'i esas alan, onun içtihatlarını esas alan, evrensel anlamda hak ve özgürlüğü koruyan bir mahkeme. O anlamda Türkiye için bir şans." ifadelerini kullandı.

Anayasa Mahkemesi'nin diğer tutuklu gazetecilerin durumunu da bir an önce görüşmesi gerektiğini vurgulayan Akyol, "Dileğim; Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül'ü serbest bırakan bu karar gibi, diğer tutuklu gazetecilerin durumlarını görmesi ve onları da bir an önce özgürlüklerini kavuşturmasıdır." şeklinde konuştu.

'GAZETECİLER ÜZERİNDEKİ BASKI SADECE HAPİS DEĞİL'

"Bu emsal bir karardır." diyen Akyol, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anayasa Mahkemesi bu kararı verirken aynı zamanda basın özgürlüğüne vurgu yaptı, halkın haber alma özgürlüğüne vurgu yaptı. Atıfta bulunduğu bu meseleler, bu gibi davalara nasıl bakılması gerektiğine dair bir çerçeve oluşturuyor. Can Dündar ve Erdem Gül casuslukla, terör örgütünden vesaire. Diğer gazeteciler de aynı şekilde suçlanıyor.

Ben Anayasa Mahkemesi bu kararı alınca büyük ihtimalle mahkeme de bu karar uyar ve tahliyede bulunur diye düşündüm. Nitekim öyle de oldu. Öyle olmasa büyük bir skandal olurdu. Allah'a şükür henüz o noktada değiliz anladığım kadarıyla. Böyle bir hukuk düzeni tasavvur edenler var. Bunların elinde siyasi güç de var. Onları düzeni ile hukuk arasında bir gerilim var bu gerilim nasıl bir nihayete kavuşacak göreceğiz.

Bu karar basın özgürlüğü açısından bir nefes almadır. Fakat gazeteciler üzerindeki baskı sadece hapse atılma baskısı değil. İşinden olma, gazetenin patronunun mali olarak sıkıştırılması ve gazeteyi başka birisine satması. O gazeteyi alan kişinin iktidar yanlısı bir tavır ile gazeteyi baştan sona değiştirmesi gibi başka mekanizmalar da var basın üzerinde tehdit oluşturan. Basın özgürlüğü çok büyük bir sorun. Bunun yanında sokaklarda saldırılar gibi, adam dövenler, tamamen hukuk dışı şeyler de var. Dolayasıyla basın özgürlüğü sorunu bitmiş değil ama bu bir nefes alma fırsatıdır. Bunu sağladığı izin de Anayasa Mahkemesi'ne müteşekkirim."







Cihan CİHAN
27 Şubat 2016 15:12
DİĞER HABERLER