"Medyası özgür olmayan bir ülkenin demokrasisinden söz edilemez. Medyası tehdit altında olan bir ülkede seçimin meşruiyeti tartışılır."
Lafı uzatmadan söylemek gerekirse İpek Grubu'na baskının tek amacı ‘muhalif medyayı' susturmak veya ‘aykırı sesleri' boğmak.
Yoksa mali nedenler, hukuki gerekçeler, ‘kara para' iddiaları falan hikaye. Devlet aylardır grubun içinde zaten. Bakmadık defter bırakmadı. Bütün sayfaları didik didik etti. Santim santim, milim milim denetledi. Bir şey bulamadı.
Pes etmedi. Tekrar tekrar inceledi. Müfettişlerin hiçbir talebi karşılıksız kalmadı. Her istedikleri verildi. 5 yıl sınırı da aşıldı. 8 yıl öncesine gidildi. Sonuç değişmedi. Hiçbir suçun izine rastlanmadı. Nereden mi biliyorum? Hem Akın Bey'le defalarca konuştum, hem de grup kamuoyunu sürekli bilgilendirdi. Havuzun yalan haberlerini düzeltti.
Dün Türkiye, İpek Grubu'na operasyon haberleriyle uyandı. Sürpriz mi? Hayır. Bir süredir ayak sesleri duyuluyordu zaten. Söylentiler kulislere düştü. Hukukun, adaletin değil, faşizmin ayak sesleri. Beş sayfalık arama kararında medya organları da yazılı. Gruba ait gazete ve televizyon binalarının açık adresi var.
(...)