Mustafa Ünal: Devlet, o silahlar stoklanırken ne yapıyordu? Bu soru sorulmayacak mı?

Mustafa Ünal: Devlet, o silahlar stoklanırken ne yapıyordu? Bu soru sorulmayacak mı?
Bu kaçıncı Dağlıca yarası? Bir, iki, üç... Acı sayılara sığmaz, rakamla ifade edilemez.
Bu kaçıncı Dağlıca yarası? Bir, iki, üç... Acı sayılara sığmaz, rakamla ifade edilemez.

Dağlıca'nın adı acaba dağdan değil de ‘dağlamaktan' mı geliyor? Acının coğrafyası Dağlıca'da? ne oldu? Oradan yükselen feryatlar hep yürekleri dağladı. Günü değil biliyorum, Dağlıca zihinleri kemiren soru işaretleriyle dolu. Ne olup bittiği tam anlatılamadı.

İlk kez Genelkurmay aciz kaldı. Sustu, konuşamadı. Hükümet aynı şekilde. Başbakan Davutoğlu, gece devletin zirvesini topladı. Sonra sessizce dağıldılar. Genelkurmay kâbus gecenin ardından bilançoyu verdi: 16 şehit, 6 yaralı... Ateş yakınıma düştü. Hemen yan tarafta bir ‘ahh' sesi duydum. Öncekilerde olduğu gibi bu kez ayrıntı yok. Detaylarını kamuoyuyla paylaşmadı. Ne oldu Dağlıca'da?

Sessiz ortamlar söylentilere, akla ziyan dedikodulara fırsat verir. Verdi de... Dağlıca'nın parantezi kapanmadı, hâlâ açık. Söylenenler pek tatmin etmedi. Sokaktaki insanın bile kafasındaki soru işaretlerini dağıtamadı. Belli ki Dağlıca yarası çok derin. Daha çok dağlayacak.

(...)



09 Eylül 2015 09:36
DİĞER HABERLER