İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan sonra ikinci büyük havalimanı olacak Çukurova projesinin 36 ayda bitirilmesi planlanıyordu, Temmuz 2014'te yarım bırakıldı. Altyapı için bugüne kadar 60 milyon Euro harcandı ancak yüzde 20'si tamamlanabildi.

Kredi teminindeki çıkmaz nedeniyle inşaatı bir yıl önce durdurulan Uluslararası Çukurova Havalimanı'nın yapımındaki belirsizlik sürüyor. İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan sonra Türkiye'nin ikinci büyük havalimanı özelliğindeki projede, ilerleme sağlanamıyor. Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne ‘iflas erteleme talebinde' bulunan yüklenici firma Koçoğlu Şirketler Grubu, işin devamı için yabancı bir ortakla ‘krizi' aşmaya çalışıyor. 357 milyon Euro yatırım bedelli ilk bölgesel nitelikli Çukurova Havalimanı'nın temeli 28 Mayıs 2013'te AKP'li 3 bakan tarafından ‘gövde gösterisi' yapılarak atıldı. Koçoğlu Grubu'nun ‘yap-işlet-devret' modeliyle üstlendiği inşaatın 36 ayda (Mart 2016) tamamlanması planlandı. 30 milyon yolcu kapasiteli projenin altyapısı için bugüne kadar 60 milyon Euro harcandı. Yüzde 20'si tamamlanan inşaat mali sıkıntılar nedeniyle Temmuz 2014'te durduruldu. Firma yurtiçi ve dışında kredi arayışını sürdürürken, özkaynaklarıyla ekimde inşaata yeniden başladı. Ancak beklenen kredi bulunamayınca şubat ayında çalışmalara tekrar ara verildi. Yıllardır bu özellikteki bir havalimanının devreye girmesi için mücadele veren işadamları, gelinen aşamayı büyük bir hayal kırıklığı olarak değerlendiriyor.

Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) Başkanı Mehmet Deniz, aklı başındaki herkesin havalimanı ihalesini alan firmanın bu işi bitiremeyeceğini ve sonunun hüsran olacağını bildiğini söyledi. Fakat olumsuzluk olmasın, negatif enerji yayılmasın diye çoğunlukla soruna iyi niyetle yaklaştıklarını belirten Deniz, bu konuda verilen sözlerin hiçbirinin tutulmadığını kaydetti. Deniz, “Sözler tutmadığı gibi ucu açık hale geldi. Yüklenici firma bir bakmışız ‘yerli ortak buldum' diyor. Sonra bu sözler doğru çıkmıyor. Şimdi de ‘yabancı firma bulacağız' diyorlar. Bir işi bitirememiş, yüzüne gözüne bulaştırmış bir firmaya hiçbir yabancı firma ortak olmaz. Firmanın toprağa gömdüğü bir sermaye var. Devletin bu kişiye hak edişini ölçümleme suretiyle ödemesi ve yeniden ihaleye çıkması gerekir. Fakat bu yapılmıyor. Bu işleri ‘yap-işlet-devret' modeliyle yapıldığından yatırımı kârlı olmaktan çıkardığınız vakit hiçbir sermaye sahibi kârı olmayan bir işe sermayesini koymaz.” dedi.

Aynı zamanda Türkiye Ulaştırma Lojistik Sektör Meclisi üyesi olan Deniz, ülke genelinde sadece Çukurova'nın kara ve hava ulaştırmada geri bırakıldığını savundu. Bu durumun Türkiye'nin lojistik performans endeksini de 8, 9 puan düşürdüğünü dile getiren Deniz, MESİAD olarak firmanın havalimanını bitireceğine dair inançlarını kaybettiklerini ifade etti. Sorunun hükümetle alakalı olabileceğini söyleyen Deniz, “Devletin elinde bir sürü imkân var. Bu firma beceremiyorsa çağırır; helalleşir ve işi yeniden ihale eder. Bize göre sorun firmadan ve ihaleden kaynaklanmıyor. Tahminim merkezi hükümetin içinde aldığı bir karardır bu. Yoksa devlet bir işi kafasına koyduysa çok da firmayı kale almazdı.” diye konuştu.

‘İHALE YARARLI HALE GETİRİLMELİ'

Mersin'de bir lobi oluşturmak suretiyle yeni seçilen milletvekilleriyle bu hususta iktidara baskı yapacaklarını dile getiren Mehmet Deniz, “Bu işin çok zaman alacağını düşünüyorum. Firmanın imkânları bu derece. Araştırdık verimli olmayan bir ihaleye kimse konsorsiyum teşkil etmiyor. Geri dönmeyeceğini bilerek, hiçbir banka kredi vermiyor. İhalenin yararlı hale getirilmesi gerekir. Firmanın da gücü bu kadardır. Yeni bir firmaya verilmeli. Biz hiçbir sermaye sahibini bu şartlarda gelip havalimanına para koyacağını düşünmüyoruz.” ifadelerini kullandı.

ZAMAN