“Her namazdan sonra kim otuz üç defa “sübhânallah", otuz üç defa “elhamdülillâh”, otuz üç defa “Allâhü ekber” der, yüze tamamlamak için de “lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr” derse, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile affedilir.”
Hüseyin Yağmur’la Dua Köşesi
Namaz Sonrası Tesbihat
Sevgili dostlar bu günkü duamız Hz.Ebu Eyyub el-Ensari’den..
Mihmandar-ı Resulullah..
Hz. Halid bin Zeyd Ebu Eyyub el-Ensari radıyallahu anh.
Efendimizin akrabalarından..
Hicret sonrası Medine’de yedi ay kadar Efendimizi evinde misafir eden..
Hazırladığı iki kişilik yemek iki yüz kişiye yetecek şekilde evinde bereket mucizesi cereyan eden..
Seksen küsur yaşına rağmen Kostantiniye’yi fethetmek üzere hazırlanan orduya iştirak eden..
Cephede vefatından önce de “bir isteğin var mı” denilince:
"Sizlere vasiyetim olsun: Öldükten sonra cesedimi, burada bırakmayın! Gâzilerin girebildikleri, en uzak yere götürün! Bizans topraklarının, Kostantiniye’ye en yakın noktasına defnedin. Zîrâ Peygamber Efendimiz; “Kostantiniyye’de kalenin yanında salih bir kişi defnolunacaktır" buyurmuştu diyen...
Sekiz asır sonra fetihle birlikte kabri Akşemseddin tarafından keşfen bulunan..
O günden beri İstanbul’un şeref misafiri olarak kabul edilen meşhur sahabi...
İşte bu büyük sahabi Ebû Eyyûb el-Ensârî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir kimse on defa,
“Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr”
“Allah’tan başka ilah yoktur. O birdir. Mülkünde ortağı yoktur. Mülkünde hükümranlık O’na aittir. Bütünüyle Hamd O’na mahsustur. O’nun her şeye gücü yeter”. derse, Hz. İsmâil aleyhisselâm’ın neslinden dört tane hürriyetini kaybetmiş insanı hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap kazanır.” (Buhârî, Daavât 64; Müslim, Zikir 30)
Kaf Suresindeki şu ayetler beş vakit kılınan farz namazları, ilaveten eda edilen sünnetleri ve sonrasında yapılan tesbihatı işaret etmektedir.
“O halde sen onların söylediklerine karşı sabret. Gerek güneşin doğuşundan, gerek batışından önce Rabbine hamd ederek ibadet et! Geceleyin de, secdelerin peşinden de Ona ibadet et!”(Kaf Suresi, 39-40)
Tefsirciler, “secdelerin peşinden yapılan tesbihattan” maksat, farzdan sonra kılınan nafile namazlar ve namazdan sonra yapılan zikir ve tesbihat olabilir demişlerdir.
"Secdelerin peşinden Allah'ı tesbih etme" ifadesinden Mücahid'in Abdullah b. Abbas'tan naklettiği bir görüşe göre, namazdan sonra tesbih çekmektir.
Yine bu manayı teyit eden Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edilen başka bir hadisi şerifde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Her namazdan sonra kim otuz üç defa “sübhânallah", otuz üç defa “elhamdülillâh”, otuz üç defa “Allâhü ekber” der, yüze tamamlamak için de “lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr” derse, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile affedilir.” (Müslim, Mesâcid 146)
Ka'b İbnu Ucre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Namazın takipçileri (muakkıbât) var. Onları her namazın peşinden söyleyenler -veya yapanlar- cennet ve mükâfaat hususunda hüsrâna uğramazlar. Bunlar otuz üç adet tesbih, otuz üç adet tahmid, otuzdört adet tekbir'dir". [Müslim, Mesâcid 144, (596); Tirmizî Daavât 25, (3409); Nesâî, 91, (3, 75).]
Hadiste geçen "muakkıbât"ın lügat anlamı takipçiler demektir. Bundan kastedilen ise tesbihât'dır. Tesbihler namazın akabinde ve peş peşe söylendiği için böyle isimlendirilmiştir.
Hadiste zikri geçen "tesbih"ten maksad sübhânallah kelimesidir, "tahmid" ile elhamdülillah, "tekbir" ile de Allahu ekberkelimesi kastedilmiştir.
Cenab-ı Allah namazlarını hakkıyla kılmaya ve sonrasında da tesbihatı devamlı yapmaya bizleri muvaffak eylesin..
Amin...