Yer bilimleriyle ilgili çeşitli araştırmalar yapan jeoloji profesörü Halil Murat Özler'den önemli açıklama..
Popüler bilim dergisi Nature'de yayınlanan ‘Ay üzerinde yarılma' makalesinin, Efendimiz'in inşikak-ı kamer (ayın yarılması) mucizesini kanıtlayan en önemli bulgu olduğunu söyleyen Prof. Özler önemli açıklamalarda bulundu.
İnşikak-ı kamer hadisesinin delillerini ne zamandan beri araştırıyordunuz?
Yaklaşık altı ay kadar önce, inşikak-ı kamer hadisesiyle ilgili araştırma yapmak için ay yüzeyindeki fayları inceliyordum. Bir yer bilimci olarak Kuran'daki ayetlerin manasıyla ilgili çalışmalar yaptım. En çok merak ettiğim Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sas) en büyük mucizesi olan ayın yarılma hadisesinin delilleriyle ilgiliydi. Çeşitli makalelere, NASA'nın yayınladığı ay fotoğraflarına baktım. O fotoğraflarda pek çok fay, yani yarılma görülüyordu. Fakat hiçbiri tam olarak Efendimizin mucizesini karşılayacak nitelikte değildi. Ta ki, Popüler bilim dergisi Naturen'in 2 Ekim 2014 sayısındaki ‘Ay Üzerinde Yarılma' başlıklı makaleye kadar.
Nature dergisindeki resimleri gördüğünüzde inşikak-ı kamer hadisesi mi geldi aklınıza?
Andrews J. Feustel tarafından yazılan makalede ayın görünür yüzeyinde oldukça büyük bir çöküntü alanı olan ‘Fırtınalar Okyanusu' bölgesiyle ilgili yeni keşifler konu edildi. Dünyada pek çok haber kanalı bunu ‘Ay yüzeyinde gizli çarpıcı geometrik şekiller' olarak duyurdu. Ay yüzeyinde bir yarılma olmuş, ay yüzeyi ikiye ayrılmıştı. Bu yüzden de gizli çarpıcı şekiller yüzeyden görülemiyor şeklinde ifade ediliyor. Daha önce, ‘‘Fırtınalar Okyanusu' bölgesinin bir çarpma sonucu oluştuğuyla ilgili bilimsel iddialar yazılmıştı. Fakat NASA tarafından yapılan ‘Grail Misyonu'na sahip uyduların sağladığı ‘gravite haritası', ayın bir nevi tomografisini çekerek tek parça çembersel bir yarığı net biçimde ortaya çıkarmıştır. Binlerce kilometre uzunlukta, lav taşkınlarıyla dolu uçurumların donmuş kalıntıları tespit edildi. Burada çarpıcı olan fayların binlerce kilometre boyunca, 3 bin kilometre çapındaki bir alanda ve yaklaşık 5 buçuk milyon kilometre karelik alanı çevrelemesidir. Ay'ın yüzey alanı yaklaşık 37 milyon kilometre kare olduğu için, 1/7'sine denk geliyor. Fayların birbirini tamamlaması ve yarılan bu alanın ay yüzeyinde bütün bir çember oluşturması ve tam da inşikak-ı kamer hadisesindeki gibi ayın yarılmasını ispatlıyor. Bu bulgu şimdiye kadar tespit edilen en önemli ve kesin bir delil olarak nitelendirilebilir.
NASA'nın haritalarında Ay'ın tam ortadan ayrılmadığı, bir kısmından ayrıldığı şeklinde görülüyor...
Kamer Sûresi'nde ‘Saat (Kıyamet) yakınlaştı, ay yarıldı.' diyor. Sadece ayete bakarsak, ayın riftleşmesinin, yarıldığının NASA tarafından tespiti, ayeti dört dörtlük biçimde tefsir ediyor. Ay'daki bu riftleşme, ay küresi üzerinde onu çepeçevre saran bir yarılma. Tam da ayetin ifade ettiği gibi ayın ikiye yarılarak ayrılmasını gösteriyor. Bu yarığı Efendimizin en büyük mucizesine ait olduğuna dair tam olarak ispatlamanın tek yolu var; o da ay yüzeyindeki yarıklardan ortaya çıkan lavlardan izotop numuneleri alarak, yaş tayiniyle hangi tarihte oluştuğunu tespit etmek. Ama şu an için aya gidip böyle bir numune alma imkânımız yok. Buna ihtiyaç da yok aslında. Uzmanları bile şaşkına çeviren, Ay'ı çepeçevre saran bu yarılmanın tek bir açıklaması var: Allah'ın Efendimiz'in davasını tasdik olarak gerçekleştirdiği ‘inşikak-ı kamer' hadisesi.
NASA'nın bulguları 2012'de tespit edilmiş ama haritalar 2014 yılında çıkmış.
2012'de NASA'nın Grail misyonu başlıyor, gravite verileri ikiz uydulardan alınıyor. O zamanki modellemede bu net bir şekilde görülmüyor. Yeni bir modelleme yapılmasına ihtiyaç duyuluyor ve bu veriler 2014 yılında bu çarpıcı yarılma geometrisini ortaya çıkarıyor. Biz de bunu Nature dergisinde yayımlanan makaleyle öğreniyoruz.
Daha önce de İtalyan bilim adamı Cassini, bir ay haritası yayınlamış burada da bir yarık görülmüştü...
Cassini'nin haritasında da çeşitli faylar var. Fakat bunlar bütünleşik değil. Çünkü lavlarla üzeri örtülmüş ve çıplak gözle bakarak yüzeyden tespiti mümkün olmuyor. Ancak jeofizik verilerle görülebiliyor. Bırakın Cassini haritasını, bugüne kadar yakın ve detaylı çekilen fotoğraflarda ve aya yapılan keşif gezilerinde bile görülemedi. Çünkü çarpıcı geometrik şekiller Ay üzerinde gizlenmiş, Allah onu çok açık bırakmamış. Ancak bugünkü ulaşılan jeofizik teknolojiyle bu görüntüler ortaya çıkarılabiliyor.
NASA, buna inşikak-ı kamerin ispatı demiyor herhalde?..
NASA, bu bulgular mucizenin delilidir demiyor. Zaten onlar Kur'an ayetinden ve Efendimiz'in (sas) mucizesinden haberdar da değil. Onlar ayın riftleşerek yarıldığını ve ikiye bölündüğünü net biçimde ifade ediyor. Bunun soğuma sırasında gerçekleşen bir büzüşmeden olabileceğini iddia ediyorlar. Ancak böyle bir büzüşme olabilmesi için 8 kilometre genişliğinde bir zon (genişleme) olması gerekiyor. Ancak böyle bir genişleme yok. Kendileri de bunu ifade ediyor. Böyle bir genişleme olmadığı için bunun ancak kopma ve yeniden yerine yerleşme şeklinde ifadesi mantıklı. Ama yarılmada çembersel düzlem net şekilde görülüyor. Sadece yedigen biçimli yarı-dikdörtgen rift yarıklarının oluştuğunun tespiti bile Kamer Sûresi'nde geçen, ‘Saat yakınlaştı ve ay yarıldı' ayetini tasdik ediyor.
ZAMAN