Neden 72 saat?

Samanyoluhaber.com yazarlarından Kadir Gürcan, iktidar yanlıları tarafından dile getirilen İsrail tartışmalarını farklı bir perspektiften ele aldı.
İktidarın çaresizlik ve beceriksizlikleri ile iç siyaset yine tıkandı. Anamuhalefet  genel başkanını eskisi ile değiştirmeye yönelik iç dizayn da karaya oturunca, yapacak fazla bir şey yok. Rakip partiye kayyım atama gibi bir düşünceleri bile varmış ama, herhalde içlerinde hala “O kadar abartmayalım da işin suyu çıkmasın! ” diyebilen bir kaç akl-ı selim kalmış.

 

Saray kendisi hakkındaki yorum ve isimlendirmelere karşı çok alıngan. Sırf bu yüzden içeri alınanların haddi hesabı yok. Muhalefetin genel başkan seçmesine mani olamayınca, şimdi tazminat davaları ile öfkesini firenliyecek. Aslında biz “El-ceza mi'n cinsi'l-amel, karşılığın misli ile verilmesi prensibinden hareketle, madem muhalefet miting, boykot ve yürüyüşlerle kendisini hissettiriyor, hodri meydan, iktidar ve Saray da aynı şeyi denerler?” diye düşünmüştük.

 

Muhalefet içindeki iktidar lejyonerleri de eskisi gibi fazla iştahlı değiller. Ya ödemeleri aksıyor ya da iktidar ve Saray'a olan güvenlerini kaybettiler. Arkasına sığınıp kendilerini güvende hissettikleri “Saray kaybedeceği seçime girmez!” bariyerleri de çatırdamaya başladı gibi. Son yerel seçimlerde dahil son altı yılda üç yenilgi gördüler ve bir dördüncü maça çıkmamak için antidemokratik uygulamaların arkasına gizleniyorlar. Bir sonraki seçimde en güçlü rakibini hapse tıkmak antidemokratik uygulamaların dik-âlâsı ve cezası yüce divan'a sevk şeklinde tecelli ediyor.

 

Ana muhalefet herkesi şaşırtan, siyaset yapabileceği sürpriz bir zemin yakaladı. Saray'ın direktifleri doğrultusunda yürütülen linç girişimlerine rağmen,  ikinci kez seçilen genel başkan, parti içi ve iktidar beslemelerini çıldırtacak başarılara imza atıyor. İBB Başkanı'na uygulanan benzer karşıt propaganda unsurlarına rağmen, iki kez kurultay, bir yerel seçim ve son on yıllarda görülmemiş büyük bir miting ve boykot kısa zamanda iyi bir skore. Daha eğlencelisi, iktidarı ne yapacağını bilemiyor olma çaresizliği ile orta sahaya gömmüş olması.

 

İktidar iç siyasette sıkıştığı zamanlarda elinin altında tuttuğu taşeronlara günübirlik işler gördürmeye bayılıyor. Ekonomi ile alakalı haberleri bakandan önce Saray'ın gözü kulağı köşe yazarları, yıl sonu enflasyon ve dolar tahminlerini sosyete astrologları haber veriyor. Eh, durum böyle olunca, Saray'ın savaş şehveti için ilk adres olan İsrail ile muhtemel bir arbedenin süre tahmininin de “İktidar anketçisi” ismiyle şöhret bulan ekran yüzünden gelmesi gayet normal.

 

İktidar anketçisi son birkaç seçim tahmininde kendini başarılı saydığından olsa gerek, yeni bir askeri operasyon söylentisi ile Saray ve iktidarın elini güçlendireceğini zannediyor. Tel-Aviv'i işgalin Türkiye'ye için 72 saatlik bir iş olduğu tahmini de onun. Neden 72 saat? Havayolu ile Tel-Aviv, oneway taş çatlasın beş saat. Hadi roundtrip, gidiş-geliş deyin, on saat. Askeri jetlerin bu mesafeyi daha kısa bir sürede katedebileceklerini tahmin ediyoruz. İktidar anketçisi, işe tarihi bir boyut katıp Saray'ı Sina Çölü'nden dolaştırıp hadiseye Yavuz Sultan Selimvari bir hava katmayı mı hedefliyor dersiniz? Öyle olunca, kış gününde mest giyip üç gün boyunca yani, 72 saatlik bir süreye ihtiyaç kaçınılmaz. Anket dediğiniz şey, hesap-kitap işi! Ayrıca, Mescid-i Aksa'da Cuma kılınacağına dair bir bilgi hala paylaşılmadı. Onu da bir sonraki iç siyaset sıkışmasında duyarız. Acelemiz yok!

 

İktidara kamuoyu yoklamaları ile götürü işler yapmak başka, sınır ötesi operasyon tahminleri yapmak bambaşka bir şey. İşin uzmanları da öyle düşünüyor olmalılar ki, Mavi Türkiye Projesinin şahin teorisyenlerinden de tık çıkmadı. Onlar da 72 saate bir anlam verememiş olmalılar. Biz işin gizemini küçük bir ilmihal bilgisi ile çözerek hem iktidar hem de maaşlı anketçinin irfani derinliğine(!) ışık tutmuş olalım.

 

Birkaç hafta önce iktidarın dışişleri bakanı yılan hikayesine dönen S-400'lerin ne olacağı ve ABD'den alınacak F-35 pürüzü için “Trump bir çaresine bakar!” demez mi? İktidarın dışişleri bu halde olunca, iktidar anketçisini tutana aşk olsun. Neyse, F-35'ler gelene kadar İsrail seferberliği derin dondurucuda bekletileceği izlenimi de aldık ve içimize su serpilmiş oldu.

 

Saray ve iktidarın şuursuzca başlattığı operasyonlar zincirinin Türkiye'ye maliyeti 42 milyar dolar. İlgili bakanlıkların konu ile alakalı herhangi bir açıklamaları yok ve havuz medyası Saray'ın ana muhalefet partisi liderine açtığı beşyüz milyonluk tazminat davasını daha fazla önemsiyor. Ülke insanının ne kaybettiği değil de, Saray'ın çıt-kırıldım itibarı için mahkemelerde garantilediği tazminat gelirleri ile iç piyasada oluşturduğu işlem hacmine paha biçilemiyor. Anketçi de değiliz ki, kamuoyunun ne dediğini ne düşündüğünü araştıralım!
14 Nisan 2025 11:58
DİĞER HABERLER