Neden red room, neden bayrak yok?

Özgür Düşünce Gazetesi yazarlarından Ergun Babahan Erdoğan'ın ABD ziyaretini yazdı.

Babahan'a göre ABD gezisinde korumaların Türk gazetecilere saldırması, durumun Dünyaya anlatılması açısından önemli bir görüntü ve bu yüzden teşekkürü hak ediyor. Babahan, Cengiz Çandar'ın yaptığı bir yorumu da köşesine taşıdı. Çandar'a göre görüşmenin Red Room'da yapılması ve bayrakların olmaması da bir mesaj.

Babahan'ın yazısından ilgili bölüm...

***
Bakın, bu bir dramdır!

Elinizin zayıf olduğunu bildiğiniz bir geziye çıkıyorsunuz. Gazetelere, gazetecilere, akademisyenlere yaptıklarınız nedeniyle size burada hoş bakılmayacağı kesin. Binbir rica, para bağışıyla konuşma yapacağınız binaya girişte korumalarınız kadın-erkek demeden gazetecilere saldırıyor. Türkiye'de medyanın durumunu daha somut gösteren bir olay daha olamaz herhalde.

Tüm dünya medyası gözleriyle tanıklık etmiş oldu ki, Türkiye'de iktidarın hoşuna gitmeyen gazeteciler ya dayak yemekte ya da cezaevine atılmaktadır. Bu durumu yabancılara anlatabilmek için çabalayan bizlere büyük hizmetiniz oldu teşekkür ederiz.

Şimdi dünyanın herhangi bir lideri, Washington'a giderken Twitter'da “WeLoveErdoğan” diye bir kampanya başlatıyor, oraya gittiğinde de başkentin sokaklarında üzerinde bu slogan olan bir kamyon dolaştırıyorsa, bunun ancak iki sebebi olabilir: Sevgi eksikliği ve Amerikalılara Türk halkının arkasında olduğunu göstermek.

Başta Washington olmak üzere Batı başkentlerinde ne kadar sevildiğinin farkında olmasının kaçınılmaz tepkisidir bu uygulama. Çoğulcukçu anlayışıyla Batı'ya “Benimle çalışmak zorundasınız” mesajı vermeye çalışıyor.

Obama ile bin bir ricadan sonra görüşebilmesi, Maryland'deki cami açılışına bir tek Amerikalı yetkilinin katılmayışı Erdoğan'a Washington'da gerçek bakışın özetidir aslında. Anti-demokratik eylemleri, anti-Batı söylemleri nedeniyle Erdoğan mecbur kalınan bir liderdir, itibar gösterilen değil.

Can Dündar'ın duruşması için Adliyede buluştuğumuz Cengiz Çandar, Obama'nın tavrını Erdoğan'ı kabul ettiği odanın ve oda dizaynının gösterdiğini söyledi. Obama, Erdoğan'ı dünya liderlerini kabul ettiği Oval Ofis'te değil, ‘Red Room'da ağırlamıştı. Ayrıca görüşmede ülke bayrakları yoktu. Görüşme öncesi Beyaz Saray Sözcüsü'ne bilerek Erdoğan'ın Obama ile “çok kısa bir süre görüşme şansı” olacağı söyletilmişti.

Bunlar Amerika'nın Erdoğan'a yaklaşımını gösteren sembolik davranışlar ama ülkeler arasındaki ilişkiler açısından önemli. Sonuçta başta İncirlik olmak üzere çok sayıda Amerikan üssünü topraklarında barındıran, Suriye savaşında kritik bir rol oynayan bir ülkenin lideri Erdoğan ve Obama'nın onu yok sayması elbette düşünülemez.

Ancak görüşmek için her yolu deneyen bir lider konumuna düşürebilir ve ağırlarken ne düşündüğünü kendi kadrolarına net bir biçimde gösterebilir. Obama da tam bunu yaptı.

Elbette Beyaz Saray'dan ibaret kalmadı bu tavır. New York Times'tan New Yorker'e, Los Angeles Times'tan Washington Post'a kadar birçok saygın gazete ve dergide Erdoğan hakkında çok ama çok ağır ifadeler içeren yorumlar yayınlandı. Altı yedi yıl öncesine kadar Müslüman-demokratlığın simgesi olarak gösterilen Erdoğan'ın artık baskının, otoriterliğin simgesi haline geldiğinin göstergesiydi bu değerlendirmeler

02 Nisan 2016 11:18
DİĞER HABERLER