Öğretmen eşi okuldan çıkartıldı: "Ev yemekleri, el açması börek, baklava yapıyorum, sarma sarıyorum. Onları satarak geçimi o şekilde sağlıyorum".. . Başka bir öğretmen eşi: "Eşim tutuklandıktan sonra yaşadığım sıkıntı ve stresten düşük yaparak bebeğimizi kaybettik..."
Manisa’daki nefret operasyonunda, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde özel bir okulda öğrencilerin önünde gözaltına alındıktan sonra tutuklanan öğretmenlerden İ.D’nin dört yaşındaki oğlu, sekiz aydır annesine ağlayarak ‘Babam ne zaman gelecek’ diye soruyor.
Anne Serpil D. ‘Gelecek, gelecek diyorsunuz ama bir türlü gelmiyor’ diye ağlayan oğluna artık cevap veremez hale gelmiş. Manisa dışında yatılı lisede okuyan evin kızı da yaşanan bu üzücü olaylardan dolayı psikolojik tedavi görmek zorunda kalmış. Derslerindeki başarı ise düşmüş. Babasının çalıştığı okulda okuyan evin ortanca oğlu ise babasının yokluğuna hala alışamamış. İddianamesi hazırlanmadığı için sekiz aydır cezaevinde yatan İ.D’nin çocukları, Ramazan ayını da babalarından ayrı geçiriyor, sahuru, iftarı babasız yapıyor. Ailenin, Ramazan Bayramı’nı da babalarından ayrı geçirecek olması üzüntüleri daha da artırıyor.
CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, Manisa T Tipi Cezaevine konan ve sekiz aydır hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulan öğretmenlerin eşleriyle bir araya geldi. Öğretmenlerin görev yaptığı okulda öğretmenlerin eşleriyle bir araya gelen Biçer, eşlerin sıkıntılarını dinledi.
“TUTUKSUZ YARGILANSINLAR”
Tutuklanan eşi İ.D. ve diğer öğretmenlerin herkes tarafından parmakla gösterilen ve çok sevilen insanlar olduğunu belirten tutuklu öğretmen İ.D’nin ev hanımı, üç çocuk annesi eşi Serpil D., eşinin ve diğer öğretmenlerin tutuklanmasını duyan herkesin buna çok şaşırdığını ve üzüldüklerini söyledi.
Bu kadar düzgün insanların sekiz aydır hiçbir sebep yokken tutuklu tutulmasının kendilerini derinden üzdüğünü dile getiren Serpil D., “Biz eşlerimiz yargılanmasın demiyoruz, yargılansınlar ancak tutuksuz yargılansınlar. Benim dört yaşında oğlum var. Babam gelmiyor diye sürekli ağlıyor. ‘Gelecek, gelecek diyorsunuz ama bir türlü gelmiyor. Ne zaman gelecek babam’ diye ağlıyor. Bana bu soruyu sorduğunda artık ona cevap verecek cümle bulamıyorum. Buda beni üzüyor. ‘Gelecek oğlum’ diyorum ama sekiz aydır babası gelmiyor. Kızım var lise 3’e gidiyor. Şehir dışında yatılı okuyor. Bu yüzden psikolojik sorunlar yaşıyor. Okulunda ağlama krizleri geçiriyormuş. Dersleri çok çok iyiydi normalde. Bu süreçte ders başarısı düştü. Baya sıkıntılar yaşadık. Diğer oğlum babasının çalıştığı okulda okuyordu ve her günü babası ile gelip gidiyordu. O da çok büyük üzüntü yaşıyor.” dedi.
“SARMA SARIP SATARAK GEÇİMİMİ SAĞLIYORUM”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın talimatı ile eşinin ve diğer öğretmenlerin okuldan işten çıkartıldığını belirten Serpil D., “Eşlerimiz işten çıkarıldıkları için maaş alamıyoruz. Normalde maaşlarının üçte birinin ödenmesi gerekiyormuş ama Milli Eğitim Bakanlığı talimatı nedeniyle o haklarımız elimizden alındı. Ben ev hanımıyım, kirada oturuyoruz. Hiç bir gelir kaynağımız yok. Üç çocuk ile ortada kaldık. Kayın babamlar emekli maaşıyla geçiyor. Benim babam 16 yıldır alzheimer hastası hastası ve yatalak. Annem 80 yaşında, onlardan herhangi bir yardım ve destek alamıyorum. Manisa ev yemekleri, el açması börek, baklava yapıyorum, sarma sarıyorum. Onları satarak geçimi o şekilde sağlıyorum. Ayrıca sigortamı mutlaka yatırmam gerekiyor. Bir taraftan sigortamı yatıyorum. İddianame hazırlnamadı ve dava süreci hala başlamadı. Eşlerimiz sekiz aydır hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuluyor ve zulüm devam ediyor.” diye konuştu.
“EŞİ TUTUKLANINCA, SIKINTIDAN BEBEĞİNİ DÜŞÜRDÜ”
Tutuklu öğretmen A.D.’nin eşi Melek D. de eşinin rahatsızlığı yüzünden cezaevinde zor günler geçirdiğini söyledi. Eşinde hücre yaşlanması hastalığı olduğunu aktaran Melek D., “Normalde insanlarda 100 yaşından sonra başlayan bu hastalık eşimde genç yaşta başladı. Kendi işini yapmakta zorlandığı için evde ben yardımcı oluyordum. Bu rahatsızlığından dolayı cezaevinde sıkıntılı günler geçiriyor. Birde bizim çocuğumuz olmuyordu. Dört yıldır bebek bekliyorduk ve yenice tedavi görmeye başlamıştık. Eşimi bu tedavi sürecinde tutukladılar. Eşim tutuklandıktan iki hafta sonra çocuğumuzun olacağını öğrendim ve görüşte bu müjdeyi eşime vermiştim. Çok mutlu olmuştu. Ancak yaşadığım sıkıntı ve stresten bir hafta sonra düşük yaparak bebeğimiz kaybettik. Bir daha görüşte bebeğimiz kaybettiğimiz söylediğimde eşim adeta yıkılmıştı.” şeklinde konuştu.
“HASTANEYE ELLERİ KELEPÇELİ GÖTÜRÜLÜYOR, ARACIN KLİMASI ÇALIŞTIRILMIYOR”
Eşinin hastaneye cezaevi aracında elleri kelepçeli olarak götürüldüğünü aktaran Melek D., “Bu sıcaklarda cezaevi aracının klimasını da çalıştırmıyorlarmış. Bu sıcaklarda hastaneye gitmeleri adeta işkenceye dönüyormuş. Bu kadar hukuksuzluğun bu kadar zulmün yanında birde eşlerimize kötü şartlarla inanılmaz derecede yıpratıyorlar. Nasıl bu kadar acımasız olunabilir? Hiçbir gerekçe olmadan sekiz aydır bir iddianame hazırlamadan ve olmadan eşlerimiz cezaevinde tutuklu yatıyorlar.” dedi.
“SICAKTAN KOĞUŞTA NEFES ALMAKTA ZORLANIYORLARMIŞ”
Tutuklu öğretmen M.S.K.’nin eşi Sümeyye K, eşinin ve diğer öğretmenlerin ortada hiçbir suç olmadığı halde sekiz aydır tutukluluklarının devam ettiğini ve zulmün sürdüğünü söyledi. Ramazan ayını eşinden ayrı geçirdiğini, iftarı, sahuru eşinden ayrı yaptığını, teravih namazına eşi olmadan gittiğini dile getiren Sümeyye K., “Cezaevindeki şartlar çok ağırmış. Çatının sıcağından yattıkları ranzaların demirleri ısınıyormuş. Ranzaların saçık demirine ellerini dahi dokunduramıyorlarmış. Nefes almakta zorlanıyorlarmış. Koğuşa klima alıp taktırmak ve faturasını biz ödemek için talepte bulunduk ama kabul edilmedi. Sonra vantilatör istendi. Şu anda bu sıcaklarda o kadar kişi sıcak koğuşlarda vantilatörde serinlemeye çalışıyorlar.” diye konuştu.
“MECLİS’TE KONUNUN TAKİPÇİSİ OLACAĞIM”
Tutuklu öğretmenlerin eşlerini dinleyen CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, hukuksuzluklarla mücadele etmek için elinden gelen her şeyi yapacağını söyledi. Bu konuda soru önergesi vereceğini dile getiren Biçer, “Türkiye’de her şey o kadar sıradanlaştı ki insan hakları ihlalleri bile kimsenin umurunda değil. İnsan hakkı ihlali yapılıyor. Yapılan hukuksuzluklar konusunda Meclis’te yapılması gereken ne varsa yapmaya çalışacağım. Konunun takipçisi olacağım. Bizim için önemli olan kimin tutuklu olduğu değil, hukuksuz bir şekilde tutuklanmasıdır, hukuksuzluk yapılmasıdır, adaletsiz davranılmasıdır. Bizim derdimiz cezaevi koşullarının uluslararası standartlarda olmasıdır. İnsan hakları ihlalleri herkes için kalksın. İnsanlar cezası varsa Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre çeksin. Ama bu cezayı da insani koşullarda çeksin, insani koşullarda yargılansın. Tutukluluk süreleri insani koşullarda olsun. O yüzden önce hukuk devleti diyoruz. Derdimiz hep bu. Hukuksuzluk artık hiçbir Anayasayı bile dinlemeyen bir noktada yönetimsel bir boyutla devam ediyor Türkiye’de. Ben bu konu ile ilgileneceğim. Hukuk hepimize lazım.” şeklinde konuştu.
MuhabirAjans