ABD Başkanlık seçimlerinde 25 yıl önce Ronald Regan'a rakip olan eski senatör Patricia Schroeder çarpıcı bir açıklamada bulundu.
ABD Başkanlık seçimlerinde 25 yıl önce Ronald Regan'a rakip olan eski senatör Patricia Schroeder, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Kasım ayında yapılacak ABD Başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi Parti başkan adayı Mitt Romney'e verdiği desteğin kendisini korkuttuğunu belirterek,
''ABD seçimlerinde bir başka devletin liderinin başkan adaylarından birine açık destek verdiği daha önce görülmüş şey değil'' dedi.
Schroeder, İngilizce Konuşanlar Derneği'nin (ESU) Dünya Kongresi'ne katılmak için geldiği İstanbul'da soruları yanıtladı.
ABD Kongresi'ne 1972'de seçilen ve 24 yıl boyunca kongre üyeliği yapan Schoreder, 1987'de Demokrat Parti içinde dönemin ABD Başkanı Ronald Regan'ın karşısına çıkmak için aday da oldu. ABD Başkanlığı için ciddi adım atan az sayıdaki ABD kadın siyasetçi arasında yer alan Schroeder, bir süre sonra ''seçim kampanyasının gayri insani yönleri''nin kendisini yıprattığını belirterek, adaylıktan çekildi.
Halen Amerikan Yayıncılar Birliği Başkanlığı ve ESU Amerika ile ESU Uluslararası Konseyi Başkanlığı görevlerini yürüten Schroeder, Kasım ayında yapılacak ABD Başkanlık seçimleri konusunda kaygılı olduğunu belirtti.
Özellikle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kamuoyu önünde Cumhuriyetçi parti başkan adayı Mitt Romney'e verdiği desteği ve Başkan Barack Obama ile ilgili demeçlerini eleştiren Schroeder,
''ABD seçimlerinde bir başka devletin liderinin başkan adaylarından birine açık destek verdiği daha önce görülmüş şey değil. Netanyahu'nun Romney'e verdiği destek beni korkutuyor. Obama'yla ilgili sözleri gerçekten kaygı verici. Demokrat Parti seçmenleri arasında önemli bir Yahudi kitle var. Netanyahu'nun açıklamaları bunların partiden uzaklaşmasına neden oluyor'' diye konuştu.
Netanyahu'nun desteğini alan Romney'in seçimi kazanması halinde İsrail'in İran politikasında ''ABD'yi peşine takabileceğini'' savunan Schroeder,
''Böyle bir durumda Türkiye yanı başında bir savaş bulursa şaşırmayın'' dedi.
ABD'de başkanlık seçimlerinde dış politikanın bu kadar merkezde yer almasını da ''sorun'' olarak niteleyen Schroeder, seçimde ekonominin ve istihdamın tartışılması gerektiğini söyledi.
Barack Obama'nın maruz kaldığı baskılara karşın ''dik bir duruş'' sergilediğini kaydeden Schroeder, ''Obama'nın dış politikayı iç politikaya kurban etmemesini takdir ediyorum'' ifadesini kullandı.
-''Pek çok insan oy vermekten soğudu''-
ABD'de yaklaşan seçimlerin ''zorlu'' olacağını, ancak ''adil'' olacağı konusunda şüpheleri olduğunu dile getiren Schroeder, ABD Yüksek Mahkemesi'nin şirketlerin başkan adaylarının seçim kampanyalarına bağış yapmasının yolunu açan kararını ve çeşitli eyaletlerde oy verme işlemini güçleştiren yasal düzenlemelere gidilmesini eleştirdi.
Schroeder, pek çok eyalette oy kullanmak için ''kimlik'' zorunluluğu getiren düzenlemedeki çarpıklığa dikkati çekerek, ''Söz gelimi, Teksas'ta üniversite öğrencileri, devlet üniversitesinde bile okusalar, okul kimlik kartlarıyla oy kullanamayacaklar. Halbuki silah taşıma belgesiyle oy kullanılabilecek'' bilgisini verdi.
Cumhuriyetçilerin pek çok eyalet meclisine hakim olduğunu ve oy verme işleminin düzenlenmesinin eyaletlere bırakıldığını belirten Schroeder, ''Bu türden düzenlemeler yüzünden pek çok insan oy vermekten soğudu. Bu, Amerika için şoke edici bir durum. Çünkü bugüne kadar hep 'Oy verme işlemini nasıl daha kolaylaştırırız?' diye çalıştık, şimdi ise birden bire 'Nasıl zorlaştıracağız?' diye uğraşılmaya başlandı'' dedi.
-''Amerika'da kimsenin izlediğini sanmıyorum''-
İslam dünyasında şiddetli tepkiye yol açan, Hz. Muhammed'e hakaret içeren filmin de ABD iç politikasında malzeme haline getirildiğini belirten Schroeder, şunları söyledi:
''Bu filmi görmedim. Amerika'da kimsenin izlediğini de sanmıyorum. Kimin yaptığı konusunda da fikrim yok. Fakat ortada ABD için sıkıntılı bir durum var. ABD'de bu filmi daha hiç kimse izlemiş değilken, iletişim teknolojisi öyle bir kullanıldı ki, dünyada, sanki bu Hollywood yapımı bir filmmiş izlenimi oluştu. Bunun büyük sorunlara yol açtığı kesin. Romney'in de eline Obama'yı eleştirmek için bir fırsat daha geçti. Şimdi Obama'nın dünyayı ABD adına özür dileyerek dolaştığını söylüyor. Bence durum bu değil, ama film yüzünden olanları Obama'ya karşı kullanıyorlar.''
-''Türkiye, ABD için iyi bir eğitmen''-
Schroeder, Türkiye'ye, özellikle ABD kongresinin Silahlı Hizmetler Komitesi'nde görev yaparken defalarca geldiğini ifade ederek, ''Türkiye'yi her zaman çok takdir ettim. Zorlu bir coğrafyada. Sorunlu komşuları var ama daima yürüyen ilişkilere sahip. Bence Türkiye, ABD için her zaman önemli bir eğitmen olmuştur. Türkiye, bölgesinde, ABD'nin sahip olduğundan çok daha fazla güvene ve krediye sahip. Bence Türkiye'yi dinlemek, bölgeyle ilgili düşüncelerini, hislerini öğrenmek ABD için çok önemli. Türkiye'nin bölgeyi, ABD'den çok daha yakından ve doğru gördüğünü düşünüyorum'' şeklinde konuştu.