Cadı avı mağduru NASA çalışan Türk bilim insanı New York Times'a haber oldu.
New York Times gazetesi 15 Temmuz sonrası başlayan cadı avının mağdurlarından NASA çalışan Serkan Gölge ve ailesinin yaşadıklarını haber yaptı. İşte o haber:
"NASA bilim adamı Serkan Gölge son sekiz ayı bir Türk cezaevinde geçirdi. Geçtiğimiz yaz Türkiye'de darbe girişimi sonrası hükümet, binlerce kişiyi çürük kanıtlarla tutukladı ve Serkan'da onlardan biri.
Serkan hakkındaki tek delil bir dolar olduğu görülüyor ve iyi bir bilim adamı hala hapiste. Yakında "silahlı terör örgütüne üye" olma iddiasıyla 15 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak.
Geçen Temmuz'daki darbe girişiminden sekiz gün sonra Serkan, eşi ve iki oğlu, memleketi Antakya'ya gitmeyi planladı. Ailesini ziyaret edip tatil yaptı. Tatil bitimi vedalaşıp ayrılırken iki sivil polis yanına geldi ve hayatı alt üst oldu.
Polise göre Serkan, bir CIA ajanıydı. Ve darbeyi yapan örgütün bir üyesiydi.
Serkan'ın eşi Kübra, "Bu anı anlatacak hiçbir kelime yok" dedi. "Sanki bir filmde yaşıyorduk"
37 yaşındaki Serkan, son üç yıldır NASA'da Uluslararası Uzay İstasyonunda insan mürettebatı üzerindeki uzay radyasyon etkilerini inceleyen üst düzey bir araştırma bilimcisi olarak çalışıyor. İlk olarak 2003 yılında Birleşik Devletler'e gitti ve 2010'da Amerikan vatandaşlığına kavuştu.
Kübra, "Sivrisinekleri kutuyla yakalayıp arka bahçeye bırakan bir insan. Merhamet yüzünden ona aşığım." diyor.
Polis ilk araştırmalarında hiçbir şey bulamadı. Ancak Serkan'ı gözaltına alındıktan sonra memurlar ailelerinin evine geri dönüp kardeşinin odasına doğru yürüdü. Dolabından, Serkan'a karşı dava için gerekli delil olarak kabul ettikleri bir kutuyu çıkardılar: 1 dolar!
Savcılara göre, darbenin başı Fethullah Gülen sadık takipçilerine 1 dolar hediye ediyordu. Dünyada yaklaşık 12 milyar olan her 1 dolarlık banknot artık bir terör örgütü üyeliği kanıtı haline gelmişti!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın müttefiki Başbakan Binali Yıldırım geçtiğimiz Ağustos ayında yaptığı konuşmada "Bir Amerikan doları ile bu örgüt bu ülkenin çocuklarını canavara dönüştürdü" dedi.
Erdoğan ve din adamı Gülen bir zamanlar yakın müttefiklerdi. Her şey, çıkar çatışmaları, iktidar için uzatılmış bir oyunu şiddetlendirdiğinde 2013'te değişti. 249 kişinin hayatını kaybettiği darbeden sonra, amaç yalnızca darbe planlayıcılarını hapsetmekle kalmadı, aynı zamanda tüm Gülen ağını toplumdan yok etmeye dönüştü.
Bir profesörün kütüphanesinde bulunan akademik bir kitaptan yasal olarak işletilen Gülen'e bağlı bankadaki hesaplara yapılan her şey bu ağa üye olduğunun kanıtı haline getirildi. Bu darbe ayrıca solcuları, Kürt eylemcileri, muhalif gazetecileri ve akademisyenleri de içine alacak şekilde genişledi. Şimdiye kadar, KHK'yla yaklaşık 100.000 kamu devletten atıldı. 2016 yılının sonunda, 41 bin kişi tutuklandı.
Serkan'ın davasında, Serkan'ın bir CIA ajanı olduğu iddiasıyla ilgili 1 dolar dışında tek ayrıntı onun eğitimiydi: On binlerce Türk gibi Gülen'e bağlı dersaneye gitti. Ve Fatih Üniversitesi'nden mezun oldu. (Türk devleti aslında Serkan'a burada okumak için burs verdi.)
Serkan, oğlu Mustafa ile sekiz aydır parmaklıkların arkasından görüşüyor. Herhangi bir sebep olmaksızın, bugüne kadar, tecrit edilmiş altı ay.
Ailesi Serkan'ın günde bir saat güneşi gördüğünü söyledi. Diğer mahkûmlarla iletişim kurmasının tek yolu yakındaki hücrelere bağırmak. Günlerini dua ederek ve namaz kılarak geçiriyor.
Cezaevinde 25 kilo cezaevinde kaybetti.
Kübra da öyle. 2006 yılında Serkan ile evlendiğinde, İngiliz edebiyatında master yapmak için Amerika'ya gitti.
Şimdi ise Houston'ta ipotekle aldıkları evin ödemeleri ile meşgul ve 6 yaşındaki Mustafa'nın okuluna dönmesi için çekirdek aileyi ayakta tutmaya çalışıyor.
Hâlâ ailesi ile Serkan'ın kaldığı hapishaneye gidip geliyorlar. Haftada bir kez 45 dakikada pencere ardından görebiliyorlar. Kübra'nın da diğer eşler gibi yurtdışına çıkışının yasaklanma ihtimali var. Türkiye'yi terk etmeye çalışmadıkça çıkış yasağı olup olmadığını bilme ihtimali de yok.
Serkan elini bir kağıt üzerine çizdi ve onu Kübra'ya gönderdi ve çocuklar da aynı şeyi yaptı. "Bu, birbirimize dokunmanın tek yolu" diye açıkladı. "Hepimiz mahkumlarız şu an."
Serkan ailesini hapishanede gördüğünde, özellikle de bir yaşındaki oğluna baktığında hala ağlıyor. O, oğlunu Kübra'ya soruyor: "Herhangi bir dişi çıktı mı?" "Sürünüyor mu?" diye. Bebeği her iki ayda bir tutabiliyor. Çünkü o bir terör şüphelisi, diğer tutsaklara göre daha az ziyaret hakkına sahip. Sonunda Serkan'ın doğum gününden sonraki gün Cuma günü onu gördüler.
Türk yetkililer geçen Temmuz ayında ABD vatandaşı Serkan Gölge'yi tutukladıklarını doğruluyor. ABD Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, Bay Gölge için endişe duyuyoruz ve davasını Türk makamlarıyla görüştük "dedi.
NASA, Endangered Sciords Worldwide ve Sorumlu Bilim Adamları Komitesi, de Serkan'ın tutuklanmasını şiddetle kınayan ve derhal serbest bırakılması için çağrıda bulundu.
Türkiye'deki dava ve geleceği sorulduğunda, Kübra derin bir nefes alıp: "Ülkemi seviyorum. Ben sonunda iyiliğin kazanacağına inanıyorum" diyor.
Ancak sorun ne zaman sona ereceğinde. Serkan'ın ilk duruşması Cumhurbaşkanı Erdoğan'a daha fazla güç verebilecek bir anayasa referandumunun ardından dokuz ay sonra 17 Nisan'da olacak.
Bu arada Serkan ve Kübra'nın oğlu Mustafa, yeni gerçeğe uyum sağlamaya çalışıyor.
New York Times