New York Tımes haklı çıktı

New York Times gazetesi Eylül 2014'te 'Türkiye'den IŞİD'e militan akıyor' başlıklı bir haber yayınlamış ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da yer aldığı bir fotoğraf kullanmıştı. O haberden iki yıl sonra El Nusra tetikçisi Ankara'nın göbeğinde Rus büyükelçiyi vurdu. Dikkat çekici olansa Mevlüt Mert Altıntaş'ın Hacıbayram'da Nurettin Yıldız'ın sohbetlerine gitmesiydi.

O haberi hatırladınız mı?

 Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikastı ile 2 yıl önceki bir New York Times haberinin ilgisi olabilir mi?

Hemen söyleyeyim var.

ABD merkezli New York Times gazetesi, Eylül 2016'da Türkiye 'den Irak Şam İslam Devleti'ne katılımın yüksek olduğunu iddia eden bir haber yaptı.



TÜRKİYE'DEN IŞİD'E MİLİTAN AKIYOR

"Türkiye'den IŞİD'e sabit bir şekilde militan akıyor" başlıklı haberde, çok çarpıcı bilgiler vardı. Ama haberde kullanılan fotoğraf çok daha dikkat çekici ve suçlayıcıydı.

ERDOĞAN'I KIZDIRAN FOTOĞRAF

Ankara'da Hacı Bayram Camii civarından terör örgütü IŞİD'in eleman devşirdiğini yazan gazete, haberde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakan'ı Ahmet Davutoğlu'nun Hacı Bayram Camii'nden çıkarken çekilmiş bir fotoğraf kullandı. 

Erdoğan hem habere hem de fotoğrafa büyük tepki gösterdi. "ABD’de, batıda ve içeride bazı medya, el birliğiyle bir saldırı başlattı... Dün uluslararası bir gazete, benim ve Sayın Başbakan'ın Hacı Bayram Camii'nde namazdan çıkarken çekilmiş fotoğrafımızı kullanıyor, altına da bir terör örgütünün o caminin bulunduğu bölgeden, terörist devşirdiğini yazıyor. Çok açık söylüyorum; bu en hafif tabiriyle, edepsizliktir, alçaklıktır, adiliktir." dedi.

Gazete Erdoğan'ın tepkisi üzerine fotoğrafı değiştirdi ama iddialarının arkasında durdu.

RUS ELÇİNİN KATİLİ HACI BAYRAM'DA NURETTİN YILDIZ'IN SOHBETLERİNE GİDİYORDU

3 yıl sonra ise Rusya büyükelçisi Karlov Hacıbayram Camii'nde Nurettin Yıldız'ın sohbetlerine düzenli olarak giden Mevlüt Mert Altıntaş adlı El Nusra üyesi bir terörist tarafından öldürüldü. Üstelik ev arkadaşları da katille birlikte aynı sohbetlere gidiyordu.

NEW YORK TİMES NE YAZMIŞTI?

gazetenin Ankara 'daki IŞİD sempatizanları ve mağdurlarıyla görüşmelerine yer veriliyor. Makalenin bir kısmı şu şekildeydi: 

"Türkiye'nin başkentinin en fakir mahallelerinden birinde, gençliğinin çoğunu uyuşturucu bağımlısı olarak geçiren Can, on çocukluk arkadaşıyla dünyanın en aşırı uç cihatçı örgütüne katılmak amacıyla Suriye'ye gittiğinde kaybedecek fazla bir şeyinin olmadığını düşünmüş. 

27 yaşındaki Can, Suriye'nin Rakka kentindeki IŞİD'in eğitim kampında 15 gün kaldıktan sonra bir savaş birimine gönderilmiş. Bu sürede iki kişiyi öldürmüş ve halka açık bir infaza katılmış. IŞİD militanları Can'a, bir adamı canlı canlı gömdükten sonra tam anlamıyla bir IŞİD savaşçısı olduğunu söylemişler. 

"Orada savaşmak transa geçmeye benziyor" diyen Can, örgütün misillemesinden korktuğu için haberde yalnızca göbek adının kullanılmasını istiyor. Can, "Herkes, 'Allahu Ekber' diye bağırıyordu ve bu size, kandan korkmadan veya dağılan bağırsaklardan iğrenmeden düşmanı öldürmek için ilahi bir güç veriyor" sözleriyle yaşadıklarını anlattı. 

HACIBAYRAM MİLİTAN DEVŞİRMENİN MERKEZİ 

Avrupa ve ABD'den katılanlar da dahil olmak üzere yüzlerce yabancı savaşçı, Suriye ve Irak'ta geniş toprakları elinde bulunduran IŞİD'e katıldı. Ancak, örgütün en büyük militan kaynağı, NATO üyesi komşusu Türkiye. 

Türkiye, Suriye'deki ayaklanmanın ilk günlerinde ülke içinde ve dışında açık sınır politikası nedeniyle çok eleştirilmişti. Uzmanlar, bunun IŞİD'in yükselişinde kritik rol oynadığını ifade ediyor. Türkiye, isyancıların Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı kolaylıkla devireceğine inandı, ancak savaş ilerledikçe aşırı uç örgütler yaşanan kaostan yararlanmaya başladı. 

Ankara'nın turist bölgesinin ortasındaki köhne bir mahalle olan Hacıbayram, geçen yıl boyunca IŞİD'in militan devşirme merkezi haline geldi. Hacıbayram'da yaşayanlar, en az 100 bölge sakininin IŞİD savaşçısı olmak için Suriye'ye gittiğini söyledi. 

HER DÖNÜŞÜNDE YENİ KİŞİLERLE 

Mahallenin 30 yıllık muhtarı Arif Akbaş, "Tüm bunlar, uzun, kaba sakallı bir yabancının mahallede belirmesiyle başladı. Daha sonra, tüm uyuşturucu bağımlıları camiye gitmeye başladı" sözleriyle mahallede IŞİD'in nasıl var olmaya başladığını anlattı. 

Mahalleden IŞİD'e katılan ilk isimlerden biri olan Oğuzhan Gözlemcioğlu, örgütte Muhammed Selef olarak tanınıyor. Gözlemcioğlu, üç yıl içinde Rakka'da bölgesel komutan seviyesine yükselmiş. Hacıbayram sakinleri, Gözlemcioğlu'nun Ankara'ya sıklıkla geldiğini ve Suriye'ye her dönüşünde yanında mutlaka yeni devşirdiği militanların olduğunu belirtti. 

TEK BİR OKUL YOK 

Hükümetin düşük gelirlilere yardım dağıtmasına yardımcı olan Hacıbayram sakini Mehmet Arabacı, bölgede yaşayan gençlerin, internette Gözlemcioğlu'nun elinde silah olan fotoğraflarını gördüğünü ve bunun onların ilgisini çektiğini ifade etti. Agresif bir kentsel dönüşüm projesi kapsamında, belediyenin geçen yıl bölgedeki tek okulu yıkmasının ardından, çocuklar internette daha fazla vakit geçirmeye başlamış. Arabacı, "Şu anda çevrede yedi tane camii var, ancak bir tane bile okul yok" dedi ve ekledi, "Buradaki çocukların hayatı o kadar boş ki, herhangi bir eyleme katılmak için bir bahane bulabiliyorlar." 

ÇOCUKLAR SAVAŞ OYUNLARI OYNUYOR 

Bölgedeki yıkılmış bir binanın enkazında oyun oynayan iki çocuk, oyuncak silahlarla bir savaş sahnesini canlandırıyor. Genç bir Suriyeli yanlarından geçtiğinde, onu takip ediyorlar, yere yatırıyorlar ve oyuncak silahlarını kızın başına dayıyorlar. Küçük çocuklardan biri, "Seni öldüreceğim" diye bağırıyor ve daha sonra makineli tüfek sesleri çıkarmaya başlıyorlar. 

Oyuna katılan çocuklardan biri hızlıca ilgisini kaybediyor ve uzaklaşıyor. "Oyuncaklar sıkıcı" diyor çocuk, "Benim evimde gerçek silahlarım var." 

Yakınlarda bir marketin sahibi olan çocuğun babası, IŞİD'in İslamî yönetim görüşünü tamamen desteklediğini ve çocuklarını yaşları biraz daha büyüdüğünde Rakka'ya göndermeyi umduğunu açıkladı. 

Kim olduğunu saklamak için yalnızca isminin baş harflerini veren market sahibi T.C.,"Türkiye'de uygulanan İslam'ın kirlenmiş versiyonu dine bir hakarettir. İslam Devleti'nde Allah'ın emrettiği disiplinde bir yaşam sürüyorsunuz ve sonra ödüllendiriliyorsunuz. Oradaki çocukların parkları ve yüzme havuzları var. Burada, benim çocuklarım toz toprak içinde oynuyor" dedi. 

IŞİD'E KATILDIĞI İÇİN PİŞMAN OLDU

Can, birlikte IŞİD'e katıldığı 10 arkadaşından ikisiyle, Rakka'da üç ay kaldıktan sonra Türkiye'ye döndüğünde, yaptıklarından pişmanlık duyuyormuş. "IŞİD çok vahşi" diyen Can, "Onlar, Kuran'ı kendi çıkarlarına göre yorumluyor. Allah hiçbir zaman Müslümanlara Müslümanları öldürme emri vermemiştir" sözleriyle görüşlerinin nasıl değiştiğini ifade etti. 

Ne var ki, Türkiye'deki düşük gelirli bölgelere hitap ettiği için örgüte maddi sebeplerle katılan çok kişi var. Can, "Savaştığınız zaman size günde 150 dolar veriyorlar. Her şey de bedava oluyor. Dükkan sahipleri bile size korkudan bedava ürünler veriyor" dedi. 

SORUŞTURMA BAŞLATILMADI 

IŞİD'in Hacıbayram'daki militan devşirmeleri medyanın ilgisini, Haziran'da 14 yaşında örgüte katılan birinin Rakka'da yaralandıktan sonra mahalleye dönmesiyle çekmişti. Çocuğun babası Yusuf, hükümetin bu konuda herhangi bir resmî soruşturma başlatmadığını ve bölge sakinlerinin, yetkilileri harekete geçmemekle suçladığını söyledi. 

İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü konu hakkındaki yorum isteklerine yanıt vermedi. 

Son günlerde Ankara'da, Erdoğan ve Davutoğlu, radikal Selefiler tarafından kullanılan ve IŞİD militanlarına nezaret eden bir camiiden yaklaşık 91 metre uzakta bulunan tarihî Hacı Bayram Veli Camii'nde namaz kılmaya geldi. Erdoğan ve Davutoğlu'nun mahalleyi ziyaret edecekleri duyulduğunda, bölgede yaşayanların bir kısmı hızlıca liderlerin peşinden koştu ve IŞİD mağduriyetlerini dile getirmek istedi. 

'GAZETECİLERİ ÖLDÜRECEĞİZ' 

Tüm bunlar olurken, ailesinin dükkanında vakit geçiren 10 yaşındaki bir çocuk, liderleri görmek için koşturan kalabalıkla dalga geçiyordu. Çocuk, babasının yaptığı ve IŞİD'in ABD'li gazeteci James Foley'nin kafasının kesilmesini öven uzun bir konuşmasını dinlemeyi yeni bitirmişti. "O bir ajandı ve ölmeyi hak ediyordu" diyor babası oğluna gülerek. Çocuk da babasına, "Gazeteciler, bu ülkenin kafirleri; hepsini öldüreceğiz" yanıtını veriyor."

Ertuğrul Cihan/ Haber analiz

25 Aralık 2016 15:22
DİĞER HABERLER