Nijer’in askeri yönetimi, ülkenin tek endüstriyel altın madenini işleten Avustralyalı şirketi “ciddi ihlaller”le suçlayarak tesisi kamulaştırdığını açıkladı. 2023’te darbeyle iktidara gelen cunta, doğal kaynaklar üzerindeki kontrolünü artırma politikasını sürdürüyor.
Resmî duyuru, Cuma günü devlet televizyonunda okunan ve Cunta lideri General Abdourahamane Tiani tarafından imzalanan karar emriyle yapıldı. Kararda, “Bu stratejik öneme sahip şirketi kurtarma amacıyla Nijer devleti, Societe des mines du Liptako (SML) şirketini kamulaştırma kararı almıştır. Bu adım, halkın doğal kaynaklarının tam sahiplenilmesini sağlama vizyonumuzla uyumludur” ifadeleri yer aldı.
SML, Nijer Nehri kıyısında yer alıyor ve 2019’da çoğunluk hissesi, kamuya ait bir şirketten Avustralyalı McKinel Resources Limited tarafından satın alındı. Ancak Nijer yönetimi, devralmadan sonra madenin “alarm verici” bir ekonomik duruma sürüklendiğini belirtiyor.
Cunta, McKinel’in 10 milyon dolarlık yatırım planını hayata geçirmediğini, bunun da vergi ve maaş ödemelerinde gecikmelere, işçi çıkarmalara, borçların artmasına ve üretim durmalarına yol açtığını savundu.
2023 yılında SML’deki endüstriyel altın üretimi 177 kilogramda kalırken, ülke genelindeki geleneksel yöntemlerle yapılan üretim 2,2 tona ulaştı.
Madenin faaliyetleri, güvenlik sorunlarıyla da sık sık kesintiye uğradı. Mayıs ayında, ülkenin batısındaki Tillaberi bölgesinde, SML çalışanlarını hedef alan bombalı saldırıda en az 8 işçi hayatını kaybetmişti. Bu bölge, Nijer’de şiddetin en yoğun yaşandığı yerlerden biri olarak biliniyor.
Nijer ordusu, çevrede faaliyet gösteren cihatçı gruplara karşı 2 binden fazla askerini konuşlandırmış durumda. Cunta, güvenlik sorunlarıyla mücadele ve yabancı şirketlerin etkisini sınırlama hedefi doğrultusunda, Haziran ayında da Fransız uranyum devi Orano’nun yerel şubesini kamulaştırmıştı.
Nijer, komşu Burkina Faso ve Mali’deki askeri yönetimlerle birlikte son yıllarda yabancı madencilik şirketlerine yönelik baskıyı artırıyor. Bu politikalar, hem doğal kaynakların millileştirilmesi hem de bölgedeki ekonomik bağımsızlığın güçlendirilmesi amacıyla uygulanıyor.