Eminim bir çoğunuz Nikki Haley'i duymadınız. Eski Başkan Trump'ın Birleşmiş Milletler (United Nation) temsilcisi Haley, şimdiden kendini 2024 seçimleri için hazırlıyor. Bu yüzden önümüzdeki bir kaç yıl iç ve  dış basında kendisinden çok bahsettirecek. Hind asıllı bir ailenin hırslı kız çocuğu özelliklerinin tamamını üzerinde taşıyan Haley, Güney Carolina doğumlu ve buranın ilk göçmen ve bayan valisi olmayı başarmış. 

Trump Kabinesi'nde Dışişleri Bakanlığı ile dikkat çeken Mike Pompeo da 2024 başkanlık yarışı için sinyal verenlerden. Bir dönem CIA Başkanlığı da yapan Pompeo bir, sevimsizliği, iki öngörüsüzlüğü ile maça kötü başladı. 2020 Kasım seçimleri sonrasında Trump'ın seçim yenilgisi resmi kayıtlarla tescillenmesine rağmen “20 Ocak'ta Trump'ın ikinci dönem başkanlığı başlayacak!” mesajı ile ne kastettiği anlaşılamadı. 2024 Cumhuriyetçi adaylar ön seçim elemesinde başarılı olursa, eminim herkes yukarıdaki cümlesi ile ne kastettiğini soracaktır. Eski CIA Başkanı da olsa Mike Pompeo'yu şimdilik kimse ciddiye almıyor.

“Yeni Başkan Biden'in kağıtları daha nizamiyeye gelmedi. Bu ne acele?” diyebilirsiniz de, siyasi hayat için “Düşman uyur, siyasi komplolar uyumaz!” diye bir söz var. “Öyle bir söz yok, sen uyduruyorsun!” diye düşünüyorsanız artık bundan böyle yeni bir aforizmanız olduğu için sevinebilirsiniz. 2024 seçimlerine kadar Nikki Haley'i her duyduğunuzda, bu söz ve yazarınızı hatırlayacaksınız!

ABD siyasetinin dikkat çeken yönlerinden biri, siyasi figürlerin özgüven ve medeni cesaretleri. Amerikan Siyasi Tarihi'nin en kötü Başkanı sayılan Trump'ın “Uykulu Joe” diye hafife aldığı Biden karşısında aldığı tarihi yenilgiden sonra Cumhuriyetçi Parti'nin belirleyeceği strateji merak konusu oldu. Mağlubiyetin sebeplerini fark edip, parti içi disiplin cezasını göze alanlar, 2020 Kasım Seçimlerinden sonra Cumhuriyetçi Düşünce'nin Trump Kültü'nden kurtulması gerektiğinde ısrar ediyorlar.Trump karşıtları “Partiyi şahıs kültleri değil siyasi prensipler üzerine çekelim!” noktasında birleşiyorlar. Nikki Halley de bu tartışmaya katılanların başında geliyor.

Cumhuriyetçi düşünce dinozor artıkları elinde ölüyor ve her geçen gün yeniden dirilme ümidini yitiriyor.  Bizdeki iktidarın ekonomik krizden kurtulmak için arkasına saklandığı “Milli ve Yerli Ruh”, sınır ötesi operasyonlarda başarısız olduğu zaman Barbaros Hayreddin Paşa Ruh'u, İsrail-Filistin meselesi gündeme geldiğinde Salahaddin Ruhu, Saray ve İktidar itibar kaybettiğinde Yeni Kapı Ruhu türünden akıldışı arayışlar Cumhuriyetçi Partiyi sarmış durumda. Parti içi karşıtların teklif ettiği parlak dönem ise efsane başkan Reagan Ruhu. Hani şu Western filmleri ile bilinen Hollywood karakteri. Bu şöhreti, hala hayatta olan Jimmy Carter'in elinden başkanlığı söküp almaya yetmiş. 

Hind asıllı, hırslı Haley'in bir sonraki Cumhuriyetçi Aday yarışında göz dolduran bir çıkış yapması gerekiyordu. 6 Ocak Kongre Baskını sonrasında “Trump yapmaması gereken bir şey yaptı. Buna hiç tevessül etmemeliydi. Trunp'ı adım adım takip edip, her dediğini dinlemek zorunda değiliz!”(1) diyerek Cumhuriyetçi Parti'nin arayışları için yeni bir adres olduğu sinyalini verdi. 

Haley bununla da yetinmedi. Geçtiğimiz hafta kendisi gibi, anne tarafı ile Hind asıllı Başkan Yardımcısı Kamala Harris üzerinden seçimler için medya ilgisi toplamaya başladı. Harris, hem göçmen bir ailenin çocuğu hem de ABD'nin ilk bayan başkan yardımcısı. Eğer Biden, seçimler öncesinde verdiği sözü tutar ve işi bir dönem başkanlık ile bitirirse, 2024 seçimlerinde büyük ihtimalle Demokrat Parti'nin Başkan Adayı Kamala Harris olacak. Siyasi gözlemciler, Başkan Yardımcısı Harris'in, tartışmalı konulardan uzak kalarak kendisini yıpratmamaya özen göstermesini buna bağlıyorlar. Haley'in bu noktada Haris'i üzerinden yol alması zekice bir manevra.

Nikki Haley, “Abla” konumundaki Kamala Harris'in, ABD halkını ilk-kadın Başkan Yardımcılığına ikna ettiği aynı kapıdan, göçmen, Hind asıllı ve ilk-kadın başkanlık hedefine yürümeyi planlıyor olabilir. An itibari ile başkanlık yürüyüşünde gez-göz-arpacık ayarlaması fena sayılmaz.

Geçtiğimiz haftaki yazımı okuyan bir dostum, Tatar Ramazan'a ait “Ben bu oyunu bozarım!” repliğini beğenmiş ve “Ben bıçağın, saplanınca geriye dönmeyenini severim!” sözünü de kullansan iyi olur hatırlatmasında bulundu. Son üç haftadır Youtube'dan paylaşılan videolara çok yatırım yapan izleyiciler, hayal ve beklentilerinin birer birer sönmesi karşısında biraz mutsuzlar. Takipçi sayısının şehvetine kapılan organize suç örgütü lideri şimdi de “Eğleniyoruz, değil mi?” diyerek diyerek kendi pimini çekmiş oldu. 

Vurma, kırma, kesme, silah, bıçak muhabbetinden sonra  Saray'a “Abi!” deyince kartondan bıçağının ters döndüğünü fark edememiş olmalı. Üçüncü sınıf siyasetçi, İçişleri Bakanı'nı bile konumundan edemeyince, daha ne bekliyordunuz ki? Espri yaparken güldürmekle, kendini rezil etme arasında çok ince bir çizgi var. Çoğu zaman bu ikisi birbirine karıştırılıyor!