Tyrkiske Tårer, (Türk Gözyaşları) ilk olarak 22 Kasım’da Kristiansand’da okuyucularıyla buluştu. Ardından Kopenhag, Løten, Porsgrunn, Oslo, Trondheim, Stavanger ve Bergen gibi Norveç’in farklı şehirlerinde lansman ve imza günleri düzenlendi. Yedi farklı şehirde sadece iki hafta içinde gerçekleşen bu etkinliklerde kitap, beklenenin ötesinde bir ilgi gördü. Lansmanlara katılan okurlar, hem kitapta anlatılan hikayelere derinden etkilendi hem de yazar Odd Anders With’in samimi paylaşımlarına tanık oldu. Kitabın etkisi şimdi Norveç sınırlarını aşmak üzere; farklı dillere çevrilmesi için hazırlıklar yapılıyor.

Oslo'dan Süleyman Aydemir'in haberine göre Odd Anders With, eserinde Türkiye’nin son yıllardaki politik atmosferine dair çarpıcı gerçeklere ve öykülere yer veriyor. Yazara göre Erdoğan kâr amacı gütmeyen sektörlere tahammül dahi edemiyor ve gönüllülük hareketine karşı ezici saldırılarda bulunuyor. Ayrıca Odd Anders, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhalefetten de çekindiğini belirtti ve Ahmet Altan, Tahir Elçi, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’a uygulanan hukuksuzluklardan Erdoğan’ı sorumlu tuttu. “Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Meclis mahkemelerin çalışmalarına sürekli olarak müdahale etti” ifadelerini kullandı. 

With, kitabında şu ana konular etrafında bir çerçeve çiziyor:

- 15 Temmuz ve Türkiye’deki Durum

- Erdoğan’ın baş düşmanı: Hizmet Hareketi ve Fethullah Gülen

- 2016 öncesi ve sonrası şiddet, işkence ve sansür

- Sivil Toplumdan Korkan Bir Başkan

- Gazetecilerin hapsedilmesinde dünya rekoru

- Norveç’te Türkler; İşkence Tanıkları

- Yeni Bir vatan için umut; Diyalog Hareketi Sorumluluk alıyor

- Umut kaybolmaz!

"Türkiye'deki basın sansürü, baskılar, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarına getirilen yasaklar, keyfi tutuklamalar ve işkence gibi insan hakları ihlalleri, NATO üyesi bir ülkede tabu haline gelmiş durumda. Norveç ve NATO, ortak değerler ile gerçeklik arasındaki bu açık çelişkiler karşısında harekete geçmelidir."

"Fethullah Gülen, hayatını barışa, diyaloğa ve ülkeler arasındaki ilişkileri geliştirmeye adamış bir liderdi. Onun Trondheim gibi Norveç şehirlerindeki diyalog çalışmalarından duyduğu memnuniyeti, insanların birbirlerinin kutsal alanlarına saygıyla yaklaşmasını takdir ettiğini unutamam. Gülen Hareketi diyaloğu ve nezaketi araç olarak kullanarak meyve veren tutumlar yaratacaktır. "

"AB ve Avrupa dışından gelen mülteciler arasında, Türkler kadar yeni vatanlarında topluma faydalı bireyler olmaya adanmış insanlar bulmak zordur. Hizmet Hareketi mensupları, bu konuda büyük bir örnek oluşturmaktadır."

“Işığın karanlığa galip gelmesi gerektiğini öğrendim. Bu benim umudum!

“Hatırlıyoruz “bahar” diye çağrılanı;

Güzeli bekleyen, bekler faydasız olmayanı

Umut besleyen, umut aşılar ancak

Bahar ki ümitle bekler mahpus kocasını

Bahar ki adıyla haykırır baharı!

BAHAR GELİYOR”

Norveç Devlet Kanalı NRK, Trondheim’da düzenlenen kitap lansmanını haberleştirdi. Lansmanda, Türk mültecilerin kişisel hikayeleri ve yaşadıkları zulümler ele alındı. NRK röportajında yazar Odd Anders With, Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin hem Norveç hem de uluslararası kamuoyunda yeterince gündeme gelmediğini vurguladı:

"Norveç ve NATO, ortak değerler ile gerçeklik arasındaki çelişkiye kayıtsız kalmamalıdır." Etkinlikte, Trondheim şehrindeki Mangfoldhetshuset’in (Çokkültürlülük Evi) başkanı Ahmed Karais de konuştu. Karais, sadece sosyal faaliyetler düzenlemesine rağmen Türkiye hükümeti tarafından “terörist” olarak kara listeye alındığını belirtti ve Türk büyükelçiliğinin yurt dışındaki kişileri ihbar etmeye teşvik ettiğini söyledi.

Kitap, Norveç dışında da geniş bir ilgi görüyor. Odd Anders With, yaklaşık 20 Norveçli Türk mülteciyle yaptığı röportajları belgelerle desteklediğini ifade ederek şunları söyledi:

"Bu kitap, uluslararası düzeyde insan hakları ihlalleriyle ilgili daha büyük bir tartışma başlatmayı hedefliyor."

Tyrkiske Tårer’in gördüğü yoğun ilgi sonrası diğer İskandinav ülkelerinde de kitap tanıtımları düzenlenmesi planlanıyor. Kitap, hem Norveç’te hem de uluslararası arenada insan hakları ve özgürlükler konusundaki tartışmaları alevlendirmeye devam edecek gibi görünüyor.