Hükümet yanlısı medya, Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye’nin elde ettiği neticeyi destansı bir şekilde çok büyük bir başarı gibi vermeye çalışıyor.
NURULLAH KAYA-SAMANYOLUHABER.COM
Bu olimpiyatları ve bundan önceki 4 olimpiyatı takip etmiş biri olarak belirtmek isterimki kazanılan madalyaları ve sporcuları kimsenin küçümsemeye hakkı yok. Özellikle de elde edilen bu madalyalarda daha çok kişisel gayretlerin rolü büyük. Ancak hem olimpiyat tarihimize hem de dünyadaki diğer ülkelerin mevcut derecelerini iyi analiz ettiğimizde ortada abartılacak büyük bir başarının olmadığını rahatlıkla görebilirsiniz. Bu durumun daha iyi anlaşılması için maddeler halinde bir kıyas yapmaya çalışalım.
1- Türkiye, Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda 2 altın, 2 gümüş ve 9 bronz toplam 13 madalya kazandı. Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatlara bir asırı aşkındır katılan Türkiye, şuana kadar toplam 104 madalya kazandı. Önceki gün sona eren Japonya’daki olimpiyatlarda ABD tek başına 113 madalya aldı. Yani bizim spordaki durumumuz ABD’nin bir asır hatta daha gerisinde.
Olimpiyatlarda 6. olmak mı, 35. olmak mı başarı?
2- Türkiye’nin daha önce katıldığı olimpiyatlardan örnekler verelim. Türkiye, 1948 Olimpiyatları’nda dünya genelinde Büyük Britanya, Hollanda ve Avustralya gibi birçok büyük ülkeyi geride bırakarak 7. sırada, 1956 Olimpiyatları’nda Fransa ve Japonya’nın hemen arkasında 12. Sırada, 1960 Olimpiyatları’nda yine birçok favori ülkeyi geçerek 6. sırada, 1964 Olimpiyatları’nda 16. sırada, 1996 Olimpiyatları’nda 20. Sırada, 2000 Olimpiyatları’nda 26. sırada yer aldı. Ancak 2020 Tokyo’da Türkiye ancak 35. sırada kendine yer bulabildi. Her olimpiyatta spor dalı ve madalya sayısının arttığını unutmayalım.
3- Olimpiyatlarda önemli olan katılmaktır. Daha sonra ise madalya kazanmaktır. Madalya denildiğinde de olimpiyatlarda ikinci ve üçüncünün çok bir değeri yoktur. Ana kriter olimpiyat şampiyonu olmak yani altın madalya kazanmaktır. Madalya sıralamasında öncelikle altın sayısına bakılır. Hangi ülkenin altın madalyası çoksa genel sıralamada öne geçer. Türkiye’nin bu konudaki en iyi derecesi 7 altın madalya kazandığı 1960 Olimpiyatları’dır. Türkiye hala bu başarısını yakalayamamıştır.
Güreş asrın imkanlarına sahip ama bekleneni veremiyor
4- Türkiye’nin olimpiyatlarda şuana kadar kazandığı başarıları sırtlayan spor dalı kuşkusuz güreş olmuştur. Ata sporumuz olan güreş Tokyo’da 3 bronz madalyayı çok zor almıştır. Güreş şuan Türkiye’de altın çağını yaşıyor dersek kesinlikle abartmış olmayız. AKP döneminde en fazla desteklenen spor dalı güreştir. Bu sporu yapanların bir dediği iki edilmemektedir. Hatta yeterliliği ve diploması dahi olmayan güreşçi Hamza Yerlikaya’nın bu spor dalı adına istediği her şey yapılmış, kendisi de gelişmiş herhangi bir ülkede olması imkansız olan bütün konumlara kadar gelmiş çok büyük paralar almıştır. Benzer şekilde yeterliliği olmayan birçok eski güreşçi, üniversiteler başta olmak üzere birçok devlet dairesinde önemli pozisyonlarda ve yüksek maaşlarla çalışmaktadırlar.
Amerika’dan daha çok ödül veriyoruz ama Amerika’yı geçemiyoruz
5- Türkiye’deki olimpiyatlara katılan sporculara verilen ödüller dünya ortalamasının çok ama çok üstündedir. Sanıldığı gibi birçok sporcunun kalbi vatan millet edebiyatıyla değil parayla atmaktadır. Olimpiyatlara hazırlanan ve orada ülkesini temsil edip üstelik bir de madalya kazanma becerisi gösteren bir sporcu gerçekten özeldir ve maddi olarak iyi imkanları haketmektedir. Ülkelerde bu hakkı sporcularına vermektedir. Ancak Türkiye’nin ödül yönetmeliği bu konuda çok abartı durumdadır. Rakamları Türk parasına çevirerek vermek istiyorum. Türkiye’de altın alan bir sporcu 3 milyon 280 bin lira ödül alırken, altın kazanan Fransız bir sporcu 550 bin lira, ABD’li bir sporcu 320 bin lira, Alman bir sporcu 190 bin lira, Kanadalı bir sporcu 140 bin lira, Avsuturalyalı bir sporcu 130 bin lira ödül almaktadır. Üstelik Türk sporcu ömür boyu çalışmasına gerek kalmadan müsteşarlıklar ve kolay devlet memurluklarıyla onurlandırılmaktadır.
1960 Olimpiyat Oyunlarında Türkiye
6- Gelişmiş ülkelerde başarılı birçok sporcuyu olimpiyatlarda üst üste en az 3-4 kez yarışırken görebiliyoruz. Hatta bir sporcu tek başına Türkiye’nin tüm sporcularından daha fazla madalya alabiliyor. Örneğin yüzme ve atletizmde birden çok disiplinde yarışıyor ve başarılı olabiliyor. Bu sayı bizde çok az. Çünkü olimpiyat sporcularımızda istikrar yok.
Spor deyince akla inşaat rantları geliyor
7- Olimpiyat şampiyonu olmuş atletlere, yüzücülere, jimnastikcilere baktığımızda yaklaşık 15 yıllık programlı bir hazırlığın ürünü olduklarını görüyoruz. AKP iktidarı 20 yıldır her olimpiyat sonrası planlardan programlardan bahsediyor ancak bunların hiçbiri uygulanmıyor. Kazanılan 1-2 altına baktığımızda sporcuların ve ailelerinin üstün gayretleri sonucunda olduğunu görüyoruz. Olimpiyat veya spor deyince mevcut iktidarın iştahını kabartan ilk şey spor salonları ve stadyum inşaatlarından gelecek inşaat rantları olarak karşımıza çıkmaktadır. Ortada sporda geleceği kucaklayan bir altyapı sözkonusu değildir.
Almanya madalyalarımızı kıskanıyor
8- Her zaman dile getirilen ve nedenini daha öğrenemediğimiz! Almanya bizi kıskanıyor söyleminede olimpiyatlar üzerinden değinelim. Almanya, 2020 Tokyo’da 10 altın 11 gümüş ve 16 bronz toplam 37 madalya ile 9. sırada yer aldı. Almanya’nın şuana kadarki kazandığı toplam madalya sayısı 1319’dur. Türkiye ise şuana kadar toplam 104 madalya aldığını tekrar yazalım.