İran ile İsrail arasında 14 Haziran’da patlak veren çatışma kısa sürede büyük bir yıpratma savaşına dönüştü. İsrail, İran’ın art arda fırlattığı yüzlerce balistik füzeye karşı üstün bir savunma sergilediğini iddia etse de her gün yüz milyonlarca dolara mal olan savunma harcamaları nedeniyle sistemin sürdürülebilirliği tartışılıyor. Bu arada, başkent Tel Aviv'den, savaşın şiddetini yansıtan yıkım manzaraları gelmeye devam ediyor.

Son olarak, Tel Aviv şehir merkezine isabet eden İran füzeleri, 'İsrail’in en güvenli bölgelerinin dahi tehdit altında olduğunu' gözler önüne serdi. Bu bölgelere ordu ve istihbarat merkezleri de dahil. 

Tel Aviv'in Ramat HaSharon bölgesinde konuşlu büyük bir ordu yerleşkesi olan Moshe Dayan Kampı’na isabet eden bir İran füzesi, başta istihbarat merkezi Unit 8200 olmak üzere İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Askeri İstihbarat (AMAN) Karargahı, Askeri İstihbarat Okulu ile yerleşkede bulunan ve İsrail ordusuna subay ve kurmay yetiştiren diğer askeri okulların da açık hedef haline geldiğini gösterdi.

ABD Başkanı Donald Trump, İran’a 'nükleer programını derhal durdurma' yönünde sert bir ültimatom verse de, henüz doğrudan bir askeri müdahale kararı almadı. ABD’nin savaşa dahil olup olmayacağı belirsizliğini korurken, 'İsrail’in mevcut füze savunma kapasitesinin sadece 10 ila 12 gün daha yeteceği' iddia ediliyor. 

İsrail kaynakları bugüne dek '400 İran füzesinden yalnızca 35’inin hedefi vurduğunu ve yüzde 90’ın üzerinde bir başarı yakaladıklarını' iddia ederken, mevcut durum, bir askeri başarıdan söz edebilmeyi zorlaştırıyor.

NY Times'ta yer alan bir habere göre, İsrail'in İran saldırıları karşısında ödediği bedel oldukça ağır. 

İsrail’in önde gelen finans gazetesi The Marker, ülkenin hava savunma harcamalarının gecelik 1 milyar şekel (yaklaşık 285 milyon dolar) seviyesine ulaştığını yazdı. Savaş durumu propaganda koşulları göz önüne alındığında rakamların bundan çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor.

Habere göre, ABD’den ek mühimmat sevkiyatı ya da askeri destek gelmezse, İsrail'in, mevcut saldırı temposunda, füze savunmasını yalnızca 10-12 gün daha sürdürebileceği değerlendiriliyor. 

Konuya ilişkin bilgi sahibi bir kaynak, “Çok yakında, İsrail hangi füzeleri vurmak istediğini seçmek zorunda kalacak. Sistem zaten aşırı yüklenmiş durumda” dedi.

İsrailli füze uzmanı Tal Inbar, İsrail’in 2014’te Hamas’la ateşkes istemesinin en önemli nedenlerinden birinin de 'hava savunma füzelerinin tükenmeye başlaması' olduğunu hatırlattı. Ona göre bu durum, İsrail’in bu kez de ateşkese yaklaşmasına neden olabilir.

İsrail’in çok katmanlı savunma sistemi; Iron Dome (Demir Kubbe), David’s Sling (Davud’un Sapanı), Arrow ve ABD’den temin edilen Patriot ile THAAD sistemlerinden oluşuyor. Ancak İran’ın yüksek hızlı balistik füzelerine karşı en etkili sistem, birim maliyeti 3 milyon dolar olan Arrow füzeleri. 

Inbar’a göre Demir Kubbe, İran füzelerine karşı “9 milimetrelik tabancayla ses hızının katbekat üzerindeki bir füzeye ateş etmeye çalışmak gibi.”

İsrail hava savunması, 14 Haziran'dan bu yana bazı İran füzelerinin İsrail ordu karargâhına çok yakın mesafelere ulaşmasını engelleyemedi. 

Tel Aviv şehir merkezine isabet eden füzeler büyük tahribata yol açtı. Pazar gecesi ise bir İran füzesi, Hayfa yakınlarındaki önemli bir petrol rafinerisini devre dışı bıraktı.

Salı sabahı ise sosyal medyaya düşen ve Washington Post tarafından doğrulanan görüntülerde, İran füzelerinin Tel Aviv’in kuzeyindeki İsrail istihbarat karargâhının yakınlarına düştüğü görülüyor. 

Bu füzelerden biri, İsrail askeri istihbaratının ve sinyal istihbarat birimi Unit 8200’ün bulunduğu Moshe Dayan Kampı’na isabet etti.

İran Devrim Muhafızları, İsrail istihbarat ve askeri yetkililerini öldürdüklerini öne sürdü; ancak bu iddialar doğrulanamadı. İsrail ordusu da bu konuda yorum yapmadı. 

Savaşın seyri düşünüldüğünde, bu iddialar güçlü bir olasılık olarak geçerliliğini koruyor.