O anları anlattı: Kürtler helikopterden nasıl atıldı?

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun yayınına katılan Servet Turgut’un kardeşi Naif Turgut, ağabeyinin ölmeden önce asker gördüğünde korkup ağladığını söyledi. Turgut, ağabeyinin helikoptere bindirilirken sağlam olduğuna 10’ea yakın kişinin şahitlik ettiğini söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, helikopterden atıldıktan sonra hastanede bulunan ve yoğun bakımdayken hayatını kaybeden Servet Turgut’un kardeşi Naif Turgut’la gerçekleştirdiği röportajı ÖFG TV’de yayınladı.

Gergerlioğlu, Naif Turgut’a “İlk olarak o gün ne yaşandı? Servet Turgut ve Osman Şiban o gün ne yaşadı?” sorusunu yöneltti. 

Turgut soruya, “Abim 2000 yılında Van’a geldi. 1978’den beri köyümüz boştu, 64 yaşında, muhtar nüfusa yanlış yazdığı için 55 deniliyor. Abim 5 seneden beri her sene Mayıs ayı sonunda burada ot biçiyordu. Burada 5 haneyiz. Traktör yolu hariç yolumuz yok. Senelerdir dilekçe verdik yol yapılmıyor. Abim, Osman Şiban ile birlikte köye geliyor, çiftçilik yapıyor. Çiftçilik suç mu? Ot biçiyor, harman yapıyor sonra çuvallara dolduruyor. O sabah saat 06.00’da askeri bir operasyon olmuş. Abim de 12.00’ye doğru, “Ben gidip çuvalların ağzını dikeceğim” demiş. Elinde bir çuvaldız var başka bir şey yok. Saat 14.00-14.30 civarında 15-20 tane asker gelmiş. Ne yaptığını sormuş, abim “Çuvalların ağzını dikiyorum. Bunlar benim, şunlar da Osman Şiban’ındır” demiş. Osman’ı da almak için 500 metre uzaklıktaki köye gelmişler” cevabını verdi.

HELİKOPTERE BİNDİRİLİŞİNE KÖYLÜLER ŞAHİT

Servet Turgut ve Osman Şiban’ın helikoptere bindirilirken birçok köylünün buna şahit olduğunu kaydeden Naif Turgut, “Osman Şiban’ı ve Servet Turgut’u götürürken ailesi, ‘Adamları götürmeyin biz garibanız’ dese de ikisini de alıp götürüyorlar. Köyde 7 yetişkin 8 de ufak çocuk vardı. Çocukları yalvarmış ‘Babamızı götürmeyin’ diye. Köy ile tarla arasında bir depo var, yeğenleri de onları seyrediyor. Askerler ‘Biz helikoptere alıp geri göndereceğiz’ diyor. Onları alıp helikoptere bindiriyorlar, bu 7 kişi de görüyor. İkisi de şahit isimleri de yazmışız Savcılığa vermişiz” dedi.

“JANDARMA ÖNCE ‘ÖLDÜLER’ DEDİ”

Kronos'un haberine göre Gergerlioğlu’nun diğer sorusu ise, “Helikoptere götürülürken zorlama olmuş mu, vücutlarında yara izi var mıymış?” oldu. 

Turgut ise, “Helikoptere götürürken bazen sürüklemişler fakat sağlam olarak bindirmişler. Herhangi bir yaralanma yokmuş. Abim biraz kekemedir, bir zorluk olduğu zaman konuşamıyordu. Herhalde onlar da sordular, o da konuşamıyordu. Adamlar perişan, zayıf, 35 derece sıcaklık altında. 2 gün haber alınamıyor. Köyde telefon yok. 3 – 4 saat yaya gidip telefonda konuşulabiliyor. Eski köy muhtarı yardımıyla jandarmaya ulaşıyorlar. Jandarma önce, ‘Başın sağolsun, öldüler’ diyor. 15-20 dakika sonra, ‘Hayır ölmediler, Van Araştırma Hastanesi’nde yoğun bakımda’ deniyor. Bunlar gidip bakıyorlar, hakikaten 2 kişi adam gelmiş, biri isimsiz, Servet Turgut ve Osman Şiban. Sonra bana haber verdiler, Mersin’den geldim” dedi.

“DARP RAPORU’NDA ‘YÜKSEK DÜŞME’ DEDİ, SAVCI ‘BİLMİYORUM’ DEDİ”
 
Programda Naif Turgut’un Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sorularına verdiği yanıtlar şöyle: “Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden darp raporunu aldık, ‘yüksekten düşme.’ Savcıya söyledim. ‘Savcı bey bu yüksekten düşme burada herhangi bir ev yok, kayalık yok, nereden düşmüş olabilir, helikopterden düşmüştür’ dedik. Savcı, ‘Ben bilmiyorum’ cevabı verdi. Helikopterin geldiğini ve ikisini götürdüğünü herkes biliyor. Mutlaka bir yerde bırakmışlar, atmışlar, oradan artık ambulans gelmiş, önce Lokman Hekim’e getirmiş ondan sonra Lokman Hekim’den saat 07.30’da çıkış yapmış, 12.00’de Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gelmiş. 6- 7 saat gezdirmişler, nereyi gezdirmişler bilmiyorum.”

“HAYVANA BİLE BU YAPILMAZ”

“Hiçbirinin bilinci yerinde değil. Bir insan bir hayvanı bile, bir köpeği, bir kediyi bile bırakmaz. Şiddet uyguladılar, beklettiler. 8-9 gün sonra. Osman Şiban’ı geceleyin saat 24.00’de taburcu ettiler. Geldim savcı da orada. Avukatlarımız da geldi. Savcı, ‘ben ifade alamıyorum. Adam konuşamıyor, ağlıyor, gördüğü zaman psikolojisi bozulmuş ağlıyor’ dedi. Osman Şiban’ın kafa dengesi bozuktu, şuuru yerinde değildi. Vücudu her tarafı morarmıştı, kıpırdamıyordu. Ayakta duramıyordu, 3 tane adam kaldırıp oturtamıyordu yerine.”

“OSMAN ŞİBAN BAŞINI GÖSTEREREK ‘YÜKSEKTEN BİZİ ATTILAR’ DEDİ”

“Osman Şiban’ın hastanede yanına gittim. Dedim ki ‘Elini vicdanına koy, eğer atmamışsa yalan söyleme, iftira etme.’ Korkuyordu, heyecan vardı, konuşamıyordu. Eli ile başının çok üstünü işaret ederek bu kadar daha yüksekten bizi attılar dedi. Ben buna şahit oldum. İki kelime konuşurken ağlıyor. Şuuru yerinde değil. Şimdi de insanları gördüğü zaman ağlıyormuş.”

“İMAM-I ÖMER ‘BEN CAMİYİ YIKARIM, ADALETİ YIKMAM’ DEMİŞ”

“Biz Kürt olduğumuz için her zaman bize baskı yapıldı. Bu baskıyı Allah kabul etmezdi. Çünkü Cenab-ı Allah ne diyor? ‘Ey insan, sizi Adem ve Havva’dan yaratmışım.’ Hepimiz Adem’in oğlu, Havva’nın oğluyuz. Hepimiz eşitiz ancak bir takvada fark var. Siyahı ile beyazı ile hiçbir farkımız yok. Hepimiz insanız. Bir şey olduğu zaman insanca gelsinler. Yanlış yaptıysak, 100 sene ceza versin bize razıyız. Hak var, hukuk var, adalet var. İmam-ı Ömer ne demiş: ‘Ben camiyi yıkarım, adaleti yıkmam.’”

03 Ekim 2020 12:08
DİĞER HABERLER