O bilezik hikayesi de çarpıtma çıktı

O bilezik hikayesi de çarpıtma çıktı
Başbakan Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığı adaylık konuşmasında kullandığı ‘bilezik’ hikâyesini de çarpıttığı ortaya çıktı.

Erdoğan, 1994 yılında İstanbul adayı olduğu yerel seçimler öncesi küçük bir kız çocuğunun yanına geldiğini ve annesinin kolundaki iki bilezikle birlikte kendi kolundaki plastik bileziği vererek uzaklaştığını anlatmıştı. 20 yıl sonra o kız ve annesi, gazetelere açıklamalarda bulundu. Dün 3 yandaş gazetede yer alan röportajlar, annenin Erdoğan’a hiç bilezik göndermediğini kendi ağzından ortaya koydu. Anne ve kızın açıklamaları, Erdoğan’ın anlattığı hikâyede bir değil, üç yanlışın olduğunu gösterdi.

Erdoğan, 1 Temmuz’daki  konuşmada şöyle demişti: “İstanbul’un yoksul mahallelerinden birindeydik, kalabalığın içinden 7-8 yaşlarında bir kız çocuğu, yanıma geldi. Elinde bir şey vardı, elini uzattı, elini tuttum, ‘bunları annem gönderdi’ dedi. ‘Annem, seçildikten sonra sakın bizi unutmasın’ dedi. İki tane bileziği elime tutuşturdu. Daha ne olduğunu anlayamadan kendisi de o ince bileğindeki oyuncak bileziğini çıkardı, onu da elime tutuşturdu. Ben daha bir şey söyleyemedim, kalabalığın içinde kaybolup gitti.”

ANNESİNİN BİLEZİĞİ DEĞİL

Başbakan’ın bahsettiği küçük kız, Nihal Karataş’tı. Şimdi 27 yaşında olan Karataş, dün Sabah, Takvim ve Yeni Şafak gazetelerine röportaj verdi. O da 20 yıl önceki anısını şöyle paylaştı: “Annemle Eminönü’nde dolaşırken, Başbakan’ımız da o sırada esnaf ziyareti yapıyordu. O zaman belediye başkan adayıydı. Annem de teşkilatlarda aktif olarak çalışırdı. O yüzden ben de Başbakan’ımızı çok iyi tanıyordum o dönemde. O zaman yapılan yardımları görüyordum. Ben birden annemin kolundan çıkıp Başbakanımızın yanına gittim ve kendisine kolumdan çıkardığım bileziğimi verdim. Beni kucağına aldığını hatırlıyorum.”

Yani, Erdoğan’ın anlattığı gibi, annesi kolundaki bilezikleri çıkarıp vermemişti. Sadece küçük Nihal kendi bileziğini uzatmıştı. Nitekim anne Nurşen Aybeniz (53), dün Yeni Şafak’ta çıkan röportajında, “Ramazan Bayramı’na yakın günlerde kızımla Mahmutpaşa’ya gitmiştik. Erdoğan da esnaf ziyareti yapmak üzere pasajları dolaşıyordu. Kızıma ‘bak Recep Tayyip Erdoğan’ dedim. Elimi bir anda bırakıp koşmaya başladı. Daha sonra kolundaki bileziği çıkarıp verdi.” dedi.

Hikâyede Erdoğan’ı yalanlayan tek unsur bu değil. Olay, Erdoğan’ın anlattığı gibi İstanbul’un bir ‘fakir semti’nde değil, Eminönü’nde geçiyor. Bir diğer yanıltıcı bilgi de Erdoğan’ın daha bir şey diyemeden küçük kızın kalabalığa karışıp gitmesiydi. Oysa Nihal Karataş, Başbakan’ın kendisini kucağına alıp sevdiğini anlatıyor.

‘BAŞKANIN ADAMLARI’ FİLMİNDEKİ ‘ARNAVUT KIZ’ GİBİ

Zaman'ın haberine göre, küçük bir kız çocuğunun kolundaki plastik bileziği başkan adayına vermesi yeterince etkileyici bir hikâye olmasına rağmen Erdoğan’ın neden olayı daha farklı bir şekilde senarize ettiği anlaşılamadı. Bu hikâye, akıllara Robert de Niro ve Dustin Hoffman’ın başrol oynadığı unutulmaz film Wag The Dog’u (Başkanın Adamları) getirdi. Barry Levinson’un yönettiği filmde, seçimlere kısa bir süre kala hakkındaki taciz skandalından kurtulmaya çalışan ABD Başkanı’nın propaganda ekibi devreye girer. Hayali senaryolar yazan bu kampanya uzmanları, bir anda Başkan hakkındaki iddiaları unutturur ve tam tersine, kendisini sempatik hale getirir. Kurgulanan hikâyelerden biri de Arnavutluk’un Amerikan hedeflerine saldıracağı iddiasıdır. Arnavutluk’ta bir savaş vardır. Tamamen dijital tekniklerle kucağında kedisiyle bir genç kızın ateş hattından kurtulmaya çalıştığı bir sahne çekilir. Stüdyoda çekilen bu sahne ile Arnavut kız bir sembol haline getirilir. Bir diğer hikâye de Arnavutlar tarafından hayali bir şekilde esir alınan bir çavuşun, Başkan’ın girişimleriyle kurtarılmasıdır.

05 Temmuz 2014 08:07
DİĞER HABERLER