15 Temmuz’dan bugüne Adalet Bakanlığı’na bağlı cezaevleri ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı emniyet birimlerinin illegal kullanıldığı sorgu, gözaltı mekânlarında onlarca işkence, kötü muamele, taciz ve insanlık dışı muameleler ortaya çıktı. Ancak kamuoyuna yansıyan bu insanlık suçlarıyla ilgili bakanlıklar yalanlama ve basın açıklaması dışında bir şey yapmadı.
İŞKENCE DOSYALARI İŞKENCECİLERİ ÖMÜR BOYU TAKİP EDECEK
TBMM İnsan Hakları ve İşkenceyi İzleme komiteleri çalışmadığı gibi Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’in işkence takip kurumları engellendi. Türk Ceza Kanunu’nun 94. ve 95. maddelerinde işkence ve eziyet açık şekilde insanlık suçu olarak düzenlenmiş durumda. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (3.madde) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne (5.madde) açıkça aykırı şekilde fiilî, fizikî, sözlü, sistematik ve devlet kontrolünde işkence gerçekleştiriliyor.
İşkenceyle ilgili davalarda, uluslararası hukuk kurallarına göre zaman aşımı bulunmuyor. Yani işkenceye maruz kalanlar, bu zulümden kurtuldukları andan itibaren işkencecilerin hesap vermesini sağlayabilir.
3 YILDAN 15 YILA KADAR CEZASI VAR
TCK’da işkence suçu en az 3 yıldan 12 yıla kadar cezayı gerektiriyor. Suç çocuğa, gebe kadına, avukata ya da başka bir kamu görevlisine karşı işlenirse ceza 8-15 yıl, cinsel yönden taciz şeklinde olduğunda 10 yıldan 15 yıla ceza hükmolunuyor. Kanun, “Suçun işlenişine iştirak edenler de yapan gibi cezalandırılır” diyor.
HİÇBİR ŞART ALTINDA İŞKENCE YAPILAMAZ
Kanunun ikinci fıkrasında OHAL ve savaş halleri dâhil hiçbir şekilde işkence ve insanlık dışı muameleye tevessül edilemeyeceği kayıt altına alınmış: “Hiçbir istisnai durum, ne harp hâli ne de bir harp tehdidi, dâhili, siyasî istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hâl, işkencenin uygulanması için gerekçe gösterilemez.”
ÜÇ BAKANLIK DÂHİL KABİNE VE ALT BİRİMLERİN AMİRLERİ DOĞRUDAN SORUMLU
Adalet ve İçişleri Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı sorumluluğunda bulunan emniyet, gözaltı ve sorgu mekânları, cezaevleri ve harici suç mekânlarındaki işkence ve insanlık dışı muamelelerle ilgili yürütülen adli ve idari soruşturmalar kamuoyuna bildirilmiyor. Aksine AKP’li Mehmet Metiner, Metin Külünk, kabine üyesi Bakan Nihat Zeybekçi gibi isimlerin işkence, darp yapılmasını teşvik eden, nefret suçunu körükleyen demeçleriyle adeta kamu görevlileri ve vatandaş suç işlemeye teşvik ediliyor.
ULUSLARARASI DENETİMİ ENGELLENDİ
Geçen sürede Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’in işkenceyi izleme birimleri engellendi. CPT gelmeden sorgu ve gözaltı mekânlarının da temizlik yapılması talimatı verildiği ortaya çıkmıştı. Açık isimleri, olay yerleri, tarihleri belli olduğu halde kamuoyuna yansıyan onlarca işkence, kötü ve insanlık dışı muamele, şüpheli ölümlere dair açılmış soruşturma maalesef bulunmuyor. Olanlar duyurulmuyor, olayların üstü örtülüyor.
İŞKENCE VE İNSANLIK DIŞI MUAMELEDE YARGILAMANIN ZAMAN AŞIMI YOK
Kanunlara göre, bu suçu işleyen veya bildiği halde engellemeyen tüm kamu görevlileri müteselsil sorumlu olarak zaman sınırı olmaksızın yargı önüne çıkarılıyor. Zaman aşımından kapatılmaya çalışılsa da 12 Eylül darbesinin işkencecileri ve darbecileri yıllar sonra yargılanmaya başlamıştı.
İşkence suçunun yargılanmasıyla ilgili uluslararası hukuk Türkiye’ye maddi-manevi cezai sorumluluk yüklüyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ işkence ve kötü muamele yok basın açıklamalarıyla yetinirken, TBMM’de konuşan Ceza Evleri Genel Müdürü Enis Y. Yıldırım, çıplak arama ve işkenceleri kabul edip münferit savunması yapmıştı.
İşte kamuoyuna yansıyan ve tek bir soruşturma dahi açılmayan işkence kötü muamele örneklerinden bilinenlerden sadece bir kısmına dair örnekler.
1-YÜKSEK HÂKİMLERE TECRİT VE İŞKENCE
MAĞDUR: İbrahim Güneç-Danıştay üyesi (Yüksek Yargıç)
Yer: Ankara-Sincan Cezaevi
Suç Tarihi: 9-25 Eylül 2016
Darbe girişimi sonrası tutuklanan 41 Danıştay üyesinden İbrahim Güneç’in tecritte tutulduğu, diğer mahkûmlarla, ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmediği CHP Milletvekili Hüseyin Aygün’ün ziyaretinde ortaya çıkmıştı. 25 Eylül’de konu kamuoyuna mal olmasına karşın, tecrit ve hâkimlere işkence ve kötü muamele ile ilgili açılmış soruşturma yok.
ÇHD Başkanı Selçuk Kozdağlı, hâkim, savcı, asker ve polislere Hizmet Hareketi’yle irtibatlı diye tecavüz, şişe ile işkence, tırnak sökme dâhil ağır işkenceler yapıldığını Ankara Barosu genel kurulunda ilan etmişti.
2-GAZETECİYE TACİZ, İŞKENCE, İHTİYAR KADIN MAHKÛMA ÇIPLAK ARAMA
MAĞDUR: Ayşenur Parıldak- Gazeteci
Yer: Ankara-Sincan Cezaevi
Suç Tarihi: 11 Ağustos- 5 Ekim 2016
CEZASI: EN AZ 3 İLA 15 YIL
Gözaltında darp edildi, taciz edildi, 8 gün boyunca kesintisiz sorgulandı. Üstelik sorguyu alkollü kamu görevlilerinin yaptığı ortaya çıktı. 8 günlük gözaltından sonra 11 Ağustos’ta tutuklandı. Cumhuriyet gazetesine mektubu ulaştığında 19 gündür tecritte tutulduğu ortaya çıktı. Adalet Bakanlığı olayı yalanlamakla yetindi. Açılan adli ya da idari soruşturma yok. Parıldak’ın mektubunda bileklerini kesmiş bir hâkime ve iki kez çıplak aramadan geçen 60 yaşında bir kadın mahkûmun mağduriyeti de ortaya çıktı.
3-BASIN KARTINI ERİTİP KIZGIN PLASTİKLE AYAKLARI YAKILDI
MAĞDUR: Adnan Kümek- Gazeteci
Yer: Bitlis il sınırı (Metruk bina)
Suç Tarihi: 27-29 Eylül 2016
CEZASI: EN AZ 3 İLA 15 YIL
Bitlis-Siirt yolunda gözaltına alınan Azadiye Welat Muhabiri Adnan Kümek, polis merkezi ya da savcılıkta değil, metruk bir binada sorgulandı. Basın kartı yakılarak ve eriyen plastik ayaklarına dökülmek suretiyle işkence edildi. Suçu işleyen polis ve kamu görevlileri tespit edilmedi. Soruşturma açılmadı.
4- TEFSİR ÂLİMİNE KÜFÜR, HAKARET, YAYIN YÖNETİCİLERİNE DAYAK, KÖTÜ MUAMELE
MAĞDUR: Ali Bulaç, İbrahim Karayeğen, Ahmet Böken, Ahmet Altan-Mehmet Altan
Yer: İstanbul ve Ankara Emniyet Müdürlükleri
Suç Tarihi: 27 Temmuz-1 Ekim 2016
CEZASI: 3 İLA 8 YIL
Gazeteci, Sosyolog ve Tefsir Âlimi Ali Bulaç, 27 Temmuz’da gözaltına alındı, 4 gün sonra tutuklandı. Bulaç’a Emniyet Amiri seviyesinde bir ismin “Reisin kıymetini bilemedin daha çok sürüneceksin” diye sözlü hakaret, ifade almada baskı kurduğu ortaya çıktı.
Gazeteci İbrahim Karayeğen 16 Temmuz günü gözaltına alındı. 21 gün haber alınamadı. Ağır hakaretler ve darp edilerek işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 1 Ağustos’ta gözaltına alınan TRT Eski Haber Daire Başkanı Ahmet Böken de benzer şekilde Ankara’da ağır hakaret ve darba maruz bırakıldı. Türkiye’nin en çok okunan romancısı Ahmet Altan ve kardeşi Prof. Dr. Mehmet Altan gözaltında aç-susuz bırakma, hakaret, tatil günü gözaltı yapılması nedeniyle adil yargılama, savunma hakkına erişimin engellenmesi gibi suçlarla adeta baskı altına alındı.
Olaylarda sorumluluğu alan veya ilgili soruşturma açılan emniyet mensubu bulunmuyor. Gözaltına alınan, tutuklanan ya da serbest bırakılan ve sözlü saldırıya uğrayan onlarca gazeteci bulunuyor.
5-EMNİYETTEN CENAZESİ ALINAN ÖĞRETMEN
MAĞDUR: Gökhan Açıkkol
Yer: İstanbul Emniyeti
Suç Tarihi: 23 Temmuz- 5 Ağustos 2016
CEZASI:8 İLA 15 YIL/ ADAM ÖLDÜRMEKTEN MÜEBBET
15 Temmuz darbe girişiminden sonra haksız yere gözaltına alınanlardan biri de dershane öğretmeni Gökhan Açıkkol idi. 13 günlük gözaltı sürecinde İstanbul Emniyeti’nde hayatını kaybetti. Şeker hastası öğretmene ilaçlarının verilmediği kötü muamele nedeniyle hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Açıkkol’un cenazesi bile ailesine teslim edilmek istenmemişti.
6-TEK BÖBREKLİ MAHKÛMA SİLİVRİ’DE EZİYET
MAĞDUR: Aysu Baykal-
Yer: İstanbul-Silivri 9 No’lu Cezaevi
Suç Tarihi: 10-17 Ekim 2016
CEZASI: EN AZ 15 YIL
Tek böbreği olan Aysu Baykal’ın gardiyanlar tarafından dövüldüğü ve kanama geçirmesine rağmen tam teşekkülü bir hastaneye götürülmediği ortaya çıktı. Anne Şadiye Baykal, kızını ziyaret ettiği sırada öğrendiği bilgiler basına ve kamuoyuna yansıdı. Ancak Aysu Baykal’ın tedavisinin yapılmadığı gibi işkence ve kötü muamele iddialarıyla ilgili bir soruşturma açılmadı.
7- KADIN MAHKÛMLARA ‘OHAL İLAN EDİLDİ’ DAYAĞI
MAĞDUR: Akil Nergüz ve arkadaşları
Yer: Amasya Cezaevi
Suç Tarihi: 21 Temmuz-19 Ekim 2016
CEZASI: EN AZ 3 İLA 15 YIL
İki cezaevi müdürü ve 40 gardiyanın katıldığı olay OHAL ilanının sabahı başladı akşama kadar sürdü. Mahkûmlar, cop, tekme, ters kelepçe ile mahkûmlar ağır bir şekilde dövüldü. 12 gün revire çıkarılmadı. Mektup ve faks göndermeleri engellendi. 22-25 Temmuz, 3 Ağustos’taki suç duyuruları işleme bile alınmadı. Soruşturma açılmadı.
8-CEZAEVİ NAKLİNDEN SONRA KADIN MAHKÛMLARA DARP VE İŞKENCE
MAĞDUR: S.A. ile K.S.
Yer: Silivri 9 Nolu Cezaevi
Suç Tarihi: 10-13 Ekim 2016
CEZASI: EN AZ 3 İLA 15 YIL
Bakırköy’den Silivri’ye nakledilen kadın tutuklular darb edildi, işkenceye maruz kaldı. K.S., ağır darp, göğüs uçlarına iğne batırılarak işkence; K.S. bileği kırılacak kadar dayak yedi. Açılan soruşturma yok.
9-DEMİR ELDİVENLERLE DARP, SÜNGERLİ ODADA İŞKENCE
MAĞDUR: Mahkûmlar – Heybet Aydemir, Doğan Kara, Lokman Gür
Yer: Manisa T Tipi Cezaevi
Suç Tarihi: 2-3 Ekim 2016
CEZASI: EN AZ 3 İLA 15 YIL
Cezaevi müdürü ve 30 gardiyan, siyasi tutukluları ayakta sayım bahanesiyle darp etti. Önce kameralar kapatıldı. Demir eldivenler dâhil her türlü yöntem kullanılarak mahkûmlar darp edildi. Bazı mahkûmlar süngerli odalarda darp ve işkenceye maruz kaldı. Manisa’da hastaneye çıkarıldıklarında işkence yapıldığı sözleri kameralara yansıdı. Soruşturma açılmadı.
10-ÖNCE DAYAK SONRA İFADE İMZALATMA
MAĞDUR: Öğretmen, polis, memurlar…
Yer: Çanakkale Emniyeti KOM Dairesi -Tüm Türkiye
Suç Tarihi: 29 Temmuz-Ağustos 2016
CEZASI: EN AZ 3 İLA 15 YIL
Önce dayak, fiziki ve sözlü işkence ardından ifade imzalatma uygulaması OHAL’in rutini haline geldi. Gözaltı süresinin 30 günü çıkarılmasıyla bu anlamda polis adeta zaman kazandı. İşkence ettikleri şüphelilerin iyileşmesini bekleme, yakınları ve avukatlarıyla görüştürmeme ile olayların üstü örtülüyor.
18 Mart Üniversitesi’nde görevli akademisyen S.T., 29 Temmuz’da gözaltına alındı. Çanakkale Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürü Selçuk Gedik tarafından ağır işkencelere maruz kaldı. Zorla ifadesi imzalatıldı. Aynı ilde birçok polise işkence iddiaları gündeme geldi. Soruşturma açılmadı. Benzer yüzlerce olayda soruşturma açılmadı.
11- BASKI VE ZULÜM 21 ŞÜPHELİ ÖLÜM VE İNTİHAR GETİRDİ
MAĞDUR: İntihar ettiği iddia edilen kişiler-aileleri
Necmi A., Mutlu Ç., Ahmet B., İsmail Ç., Ömer Ç., Muhammet M., Levent Ö., Hasan Y., Enver Ş., Hasan T., Ö.I., Emrah O., Adem T., Seyfettin Y., Mustafa G., Ferhat D., Halil G., Vedat S., Ali D., Bedih B.,
Yer: Tüm Türkiye
Suç Tarihi: 17 Temmuz-20 Ekim 2016
CEZASI: EN AZ 3 İLA 15 YIL/ADAM ÖLDÜRMEKTEN MÜEBBET
15 Temmuz darbe girişiminden sonra gözalt mekanları, cezaevleri ve çoğu kamu görevlisi sivil hayatta 21 intihar vakıası kamuoyuna yansıdı. Asker, polis, hakim, kamu görevlisi ya da yakın akrabası olan bu isimlerin şüpheli ölümleri intihar diye sunulmasına karşın, idari ve adli soruşturmalar ailelerin talebi olmadan açılmadı. Açılanlardan sonuç çıkmadı.
12- İŞKENCEYİ YAPANLARA DEĞİL, FOTOĞRAFI YAYINLAYANA SORUŞTURMA
MAĞDUR: Darbe iddiasıyla tutuklanan üst düzey komutanlar, astsubay, uzman, er-erbaşlar
Yer: Ankara-İstanbul Emniyeti, sorgu mekânları, askeri cezaevleri
Suç Tarihi: 15 Temmuz-Ağustos 2016
CEZASI: EN AZ 3 İLA 15 YIL
Darbeden hemen sonra 15 Temmuz darbesinden sorumlu tutulan üst düzey komutanların işkenceye uğramış fotoğrafları boy boy basıldı. Yine toplama kampı görüntülerini gösteren çıplak ve ters kelepçeli bekletilen onlarca askerin toplu ve tek tek fotoğrafları ortaya çıktı. Fotoğrafları servis etti diye AA’ya soruşturma açılırken, işkence yapanlarla ilgili hiçbir işlem yapılmadı. Toplama kampı görüntüleri, darp, şişe ile işkence, askıda işkence, ağır dayak, fiili ve sözlü tecavüz gibi suçların işlendiği kamuoyuna yansıdı. Ancak açılan adli-idari soruşturma bildirilmedi.
tr724