Danimarka'dan yayın lisansı aldığı 2005 yılından bu yana Türkiye ile Danimarka arasındaki diplomatik tansiyonun sürekli yüksek kalmasına neden olan ROJ TV davasında bu günlerde son derece önemli gelişmeler yaşanıyor.
Yıllardır ifade özgürlüğü bahanesiyle olaya yaklaşarak ROJ TV'yi kapatmayı reddeden Danimarkalı yetkililer, bu sefer kendi gazeteleri tarafından köşeye sıkıştırılmış durumdalar. Ülkenin en büyük gazetelerinden biri olan Berlingske Tidende de çalışan gazetecilerden Simon Bendtsen ve ekibi, uzun süreden beri konunun üzerine gidiyor. ROJ TV hakkında ilk haberlerini geçtiğimiz Mart ayı içerisinde yayınlayan Bendtsen ve ekibi televizyona yasadışı yollarla para aktarıldığını belgeleriyle ispat etmişti.
Bu ekip hafta başında daha büyük bir gazetecilik başarısı gerçekleştirerek, ROJ TV yöneticileri ile terör örgütü PKK elebaşlarının Kuzey Irak'ta bir kampta çekilmiş fotoğraflarını yayınladı. Gazetenin manşetten verdiği haberde 10 yıl boyunca ROJ TV'nin direktörlüğünü yapan Manouchehr Zonoozi'nin itirafları da yer alıyor. Yayınlanan belgeler ROJ TV ile PKK arasındaki bağlantıyı iyice gün yüzüne çıkarırken Bendtsen ve ekibi elindeki işi biraz daha ileri götürerek bu sefer halen ROJ TV'nin yönetim kurulu başkanlığını yapan Henrik Caprani Winkel'in PKK elebaşlarından Zübeyr Aybar ve Remzi Kartal ile çekilmiş fotoğraflarını yayınladı. Bu haberler, 29 yaşındaki Bendtsen'i bir anda ülkenin en çok konuşulan gazetecilerinden biri haline getirdi.
BENDTSEN: DANİMARKA'DA PKK'YI DESTEKLEYEN KÜRTLER VAR
Bir yıla yakın bir süredir ROJ TV hakkında araştırmalar yapan Simon Bendtsen, Cihan'ın sorularını cevapladı. Berlingske gazetesinin Kopenhag'daki merkezinde konuşan Bendtsen, "PKK Danimarka'da güç sahibi mi bilmem ama Danimarka'da PKK'yı destekleyen Kürtler var." dedi. Haberlerin yayınlanmasından sonra öfkeli tepki aldıklarının altını çizen Bendtsen, "Elbette herkes PKK'yı farklı şekillerde destekleyebilir. Bazıları daha çok ahlaki olarak ya da fikir bazında destekleyebilir, bazıları da para verebilir. Elbette bu ikisi aynı şey değil." diye konuştu.
"ROJ TV KAPATILMALI MI? HİÇBİR FİKRİM YOK"
Simon Bendtsen'in "ROJ TV ile PKK arasındaki bağlantıyı ortaya çıkaran gazeteci olarak siz ROJ TV'nin kapatılması gerektiğine inanıyor musunuz?" sorusuna verdiği cevap ise Danimarkalıların ifade özgürlüğü çerçevesinde sıkışıp kalan demokrasi anlayışını gözler önüne serdi. Bendtsen bu soruya; "Danimarka'da ifade özgürlüğü var ve ben bunu destekliyorum; ama son yaptığımız haberlerle ROJ TV ile PKK arasındaki bağlantıyı gösteren kesin belgeler yayınladık. Dolayısıyla bir yanım ifade özgürlüğünü savunuyor diğer yanımsa ortada ROJ TV'nin terörist bir örgütle bağlantısı olduğunu gösteren kesin deliller var diyor. Bu büyük bir sorun. ROJ TV kapatılmalı mı? Gerçekten hiçbir fikrim yok." şeklinde cevap verdi.
ROJ TV davasının ne şekilde sonuçlanacağını şimdiden kestirmenin çok zor olduğunun altını çizen Bentsen, Danimarka polisinin ROJ TV konusundaki tavrını ilginç bir örnekle açıkladı: "Son yayınladığımız haberlere konu olan Manouchehr Zonoozi, bugünlerde bizim yayınladığımız şeyleri 1 yıl önce polise başvurup Danimarka Polisine de itiraf etti. Elinde belgeler olduğunu ve ROJ TV ile PKK arasında bağlantı olduğunu açıkça ifade etti. Gelinen noktada 1 yıl geçmesine rağmen hala bir şey olmadı." Bendtsen, sözlerine "Sanırım bu durum Danimarka Polisi'nin tavrını yeterince ifade ediyordur."diye devam etti.
"TÜRK YETKİLİLERDEN YARDIM ALMADIK"
29 yaşındaki genç gazeteci Simon Bendtsen, "Türkiye yıllardan beri Danimarka'ya ROJ TV'yi kapatması için baskı yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 2005 yılında Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen ile gerçekleştireceği basın toplantısına salonda ROJ TV muhabiri var diye katılmamıştı. Peki böyle bir ortamda ROJ TV ile PKK arasındaki bağlantıyı ortaya çıkaran gazeteci Türk yetkililerden herhangi bir yardım ya da destek aldınız mı?" sorusuna şu şekilde cevap verdi: "Biz bağımsız bir gazeteyiz, ne Türkiye'den ne de Danimarka'dan bir resmi makamlarla birlikte çalışmayız. Ama yine de Türkiye yaptığımız haberin bir parçası, dolayısıyla Türkiye tarafına da ulaşmaya çalıştık. Kopenhag'daki Türk Büyükelçiliğine birkaç kez mail yazdık ancak bize geri dönmediler. Bu şekilde neyi ifade etmeye çalıştıklarını anlayamıyorum. "
ELİMİZDE SES KAYITLARI DAHİL PEK ÇOK BELGE DAHA ÇOK BELGE VAR
Berlingske Tidende gazetesi yayınladığı her belgeyle ROJ TV'yi biraz daha köşeye sıkıştırıyor. Eski direktör Manoucher Zonoozi'nin itirafları ve terörist Murat Karayılan ile yan yana çekilmiş fotoğrafları ROJ TV ile PKK arasındaki bağlantıyı net bir şekilde ortaya koymuştu. Ancak Bendtsen ve ekibi bu belgelerle de yetinmedi.
Gazete halen ROJ TV'nin yönetim kurulu başkanlığını yapan Henrik Caprani Winkel ve muhasebeci Flemming Nejstgaard'ın terör örgütü elebaşlarından Zübeyr Aydar ve Remzi Kartal ile çekilmiş fotoğraflarını da yayınladı. Simon Bendtsen "Elimizde ses kayıtları dahil pek çok belge daha çok belge var, önümüzdeki günlerde bunların hepsini yayınlayacağız." diye ekledi. (CİHAN)