O gazetenin başlığı tartışılıyor

O gazetenin başlığı tartışılıyor
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının ardından Türkiye tarihine damgasını vuran davalar birer birer kumpas ilan edilerek, üstü kapatılmaya çalışılıyor.
Ergenekon, Balyoz, İrtica ile Mücadele Eylem Planı ve Poyrazköy davalarının ardından İzmir'de yürütülen "Fuhuş soruşturması" da listeye eklendi.

Geçen hafta aralarında merkez valileri ve yardımcılarının da bulunduğu 59 kişi sözde paralel yapı iddiaları ile ilgili olarak İzmir Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı.

Bürokratları hedef göstermek için de bazı algı haberlerine imza atılıyor. Hürriyet gazetesi, devletin gizli bilgi ve belgelerini fuhuş yoluyla ele geçiren çeteyi masum gösterip, operasyonu yapan polisleri hedefe alarak “Aaa bak delil buldum” manşeti ile bir haber yaptı. Gazete davanın şüphelileri arasında yer alan üniversite öğrencisi Safiye Köten'in evinde yapılan arama görüntülerinin bir bölümünü yayınlayarak, algı oluşturmaya çalıştı. 

Öncelikle söz konusu soruşturmanın ayrıntılarını maddeler halinde sıralamak gerekiyor.

1- İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne, 10 Ağustos 2010 tarihinde genç kızları kandırarak zengin kişilere veya üst düzey bürokratlara para karşılığında pazarlayan bir çete olduğu yönünde ihbar maili geldi. 

2- Konu İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na aktarıldı ve soruşturma için Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç görevlendirildi.

3- Savcı Kılınç, fuhuş yaptırmak amacıyla tehdit, baskı uygulamak suretiyle insan ticareti suçlarını gerekçe göstererek 30 Eylül 2010'da çetenin teknik ve fiziki takibe alınması talimatını verdi.

4- Çete lideri Bilgin Özkaynak, Narin Korkmaz, Safiye Köten ve yabancı uyruklu kadınların da aralarında bulunduğu zanlılar aylarca takip edildi. Yapılan teknik çalışmalarda Safiye Köten'in babasının görevi nedeniyle Foça ilçesinde bulunan askeri birliklerdeki birçok askerle dikkat çekici irtibatının bulunduğu belirlendi. 

5- Korkmaz ve Köten'in elde ettikleri bilgi ve belgeleri de çete lideri olduğu belirlenen işadamı Özkaynak'a aktardığı ortaya konuldu.

6- Teknik ve fiziki takibin sonlandırılmasının ardından Köten'in evinde arama kararı çıkarıldı. Aramaya 5 kişilik bir ekip katıldı ve saniye saniye kayıt altına alındı. Hem emniyet tarafından hazırlanan polis fezlekesi hem de iddianamenin eklerinde bütün görüntüler ayrıntılı olarak yer aldı.

7- Hürriyet'in iddia ettiği gibi görüntüler yeni ortaya çıkmadı. Görüntülerin tamamı incelendiğinde emniyet görevlisi direk delillerin olduğu poşeti bulmuyor. Polis, Köten ve ablasının kaldığı dairenin bütün odalarında arama yapıyor. Aramalarda Köten ile ablası da eşlik ediyor. Resmi verilere göre son arama mutfakta yapılıyor. Farklı noktalarda yapılan aramalar sonrasında tezgâhın üzerinde bulunan delillere ulaşılıyor.

8- Burada aramayı yapan polislerden birisinin eldiven kullanmaması eleştirilebilir. Ancak teknik ve fiziki delillerle desteklenmiş bir soruşturmayı etkisiz hale getirmez.

9- Bununla birlikte polisin aramalardaki yaklaşımı da hukuk çerçevesinde bir sorun taşımıyor. Arama yapan ekip, şüpheliyi suçlayıcı bir yaklaşım içerisinde bulunmuyor. Elde ettiği bütün delilleri de kamera kaydına alıyor. Aramalardan sonra da savcının talimatı üzerine şüpheliyi gözaltına alıyor.

10- Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada TÜBİTAK'tan rapor istendi.

11- Mahkemeye ulaşan ve sanıklardan ele geçirilen 19 adet harddiks ve flaş bellekler üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan Dijital Adli Analiz Raporu'nda, sanıklarda ele geçirilen dijital materyaller üzerinde sahtecilik yapılmadığı sonucuna varıldı.

12- 9 Haziran 2014 tarihli, 69 sayfa ve 17 ek klasörden oluşan raporda uzmanlar tarafından mahkeme, sanık ve avukatları tarafından yöneltilen sorulara cevaplar verildi.

13- Raporda, "Yapılan analizler bütüncül olarak değerlendirildiğinde, delillerde sahtecilik olarak değerlendirilebilecek herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.” denildi. 

BÜROKRAT KADROLAR TASFİYE EDİLİYOR
Soruşturmanın kumpas olarak ilan edilmesinin ise birkaç nedeni bulunuyor. İlk olarak soruşturmayı yapan ekipler sözde paralel yapı iddiaları ile ilgili olarak hedef haline getiriliyor. Ardından açılan soruşturmalar kapsamında meslekten ihraç ediliyor. Kısaca bürokraside bir temizlik çalışması yapılıyor. Bu operasyonlarla da buna kapı aralanıyor. İkinci olarak tasfiye edilen ekiplerin yerine hükümete tabii olan bürokratların ataması yapılıyor.

SORUŞTURMA MÜFETTİŞLERİN RAPORU İLE BAŞLATILDI
Diğer bir konu ise soruşturmanın Genelkurmay Başkanlığı'nın talebi ile başladığı yönündeki iddialar. Soruşturma, Genelkurmay'ın talebi ile değil İçişleri Bakanlığı Mülkiye müfettişlerinin hazırladığı rapor sonrası başlatıldı. Hatta Genelkurmay Başkanlığı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca gönderilen kozmik evrakların gerçek olduğunu kabul etti. Sorumlular hakkında da idari soruşturma başlattı. İzmir'de yürütülen soruşturmayı da sonuna kadar takip etti.

Soruşturmanın kumpas olduğu iddialarına en net cevabı ise dönemin Başbakan yardımcıları Bülent Arınç ile Ali Babacan vermişti. Soruşturmadaki delillerin kendilerine ulaşmasının ardından hem Arınç hem de Babacan ismi geçen onlarca üst düzey bürokratı görevden almıştı. 

Öte yandan soruşturmanın temelini oluşturan ‘pandora' isimli klasörün sadece yüzde 40'ının açıldığı iddia edilmişti. Soruşturmanın yeniden açılmasıyla dosyanın geri kalan kısmında hükümete yakın bürokratların deşifre olmasının önüne geçilmek isteniyor. Bir sonraki aşamada ise delil klasörlerin ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Bu arada soruşturmada çeteye bilgi ve belge sızdırdığı iddia edilen bürokratların bugün etkin yerlere getirildiği iddia ediliyor.



07 Kasım 2015 21:39
DİĞER HABERLER