O iftirayı her seferinde yalanladı

O iftirayı her seferinde yalanladı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı sözde ‘paralel yapı' iddianamesinde, 2010 yılında dönemin CHP lideri Deniz Baykal'a yönelik komplo kasetinin bir kez daha Hizmet Hareketi ile ilişkilendirilmeye çalışıldığı ortaya çıktı.
Zaman'dan Habib Güler'in analiz haberine göre, İddianamede, ‘cemaatin CHP'ye sızmak istediği, bunu yapamayınca Baykal'la ilgili görüntülerin ortaya çıktığı' iftirasına yer verildi. Daha önce de gündeme getirilmeye çalışılan bu iddialar, her seferinde bizzat kaset komplosunun mağduru Baykal tarafından yalanlandı. Baykal, geçen yıl dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın bu yöndeki iddialarına, “Ben bu konuda istifa ettiğim günkü açıklamalarımın arkasındayım. Bana yönelik komplonun arkasında, Başbakan'ın işaret ettiği kesimlerin olmadığını biliyorum. Başbakan'ın görevi, bu konuda birilerini suçlamak değil failleri ortaya çıkarmaktır. Bu işin sorumlusu Başbakan'dır.” demişti.

Çelişkilerle dolu iddianamede, ‘Cemaatin CHP ile ilgili çalışma yapmak istediği, Baykal'ın cemaate karşı mesafeli olması nedeniyle çalışmanın yapılamadığı anlaşılmaktadır.' iddiasına yer veriliyor. Ardından ise Baykal'ın istifasına neden olan kaset olayının patlak verdiği savunuluyor. Oysa Deniz Baykal, daha önce de gündeme gelen bu iddiaları net ifadelerle yalanlamıştı. Hizmet Hareketi'nin Baykal'a yönelik komployla ilişkilendirilmek istenmesi, ilk olarak olaydan hemen sonra ulusalcı çevreler tarafından gündeme getirilmişti. Komplodan 4 gün sonra istifa kararını açıklamak üzere basının karşısına geçen Baykal, ulusalcı kesimlerin iddialarını, “Pensilvanya'dan aldığım üzüntü ve destek mesajlarının samimiyetine inandığımı belirtmek isterim.” ifadeleriyle yalanlarken, “Meskene tecavüz ve ileri teknoloji kullanımı yoluyla tezgahlanan, bu komplonun iktidar gücü ve olanakları seferber edilmeden, bir muhalefet partisi genel başkanına karşı bu kadar fütursuzca icra edilebilmesi mümkün değildir.” diyerek olaydan iktidarı sorumlu tutmuştu.

‘BU İŞİN SORUMLUSU BAŞBAKAN'

2011 seçimleri öncesinde seçim meydanlarında Baykal'a yönelik komplo kasetiyle ilgili olarak, “Ne özeli, genel genel…” diyen dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan da 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonları sonrasında ise bu kasetle ilgili olarak Hizmet Hareketi'ni suçlamıştı. Baykal, Erdoğan'ın, “Bize yapılan komplonun benzeri Baykal'a da yapıldı.” diyerek cemaati suçlamasına, “Başbakan'ın değerlendirmesine ortak olabilmiş değilim, bana kanıt getirmesi lazım. İnandırıcı bir tabloyu görmek istiyorum.” diyerek destek vermemişti. Baykal, Erdoğan'ın kendisine yönelik kaseti önceleri savunurken, sonra bu konuda başka kesimleri suçlamasına şu karşılığı vermişti: “Ben bu konuda istifa ettiğim günkü açıklamalarımın arkasındayım. Bana yönelik komplonun arkasında, Başbakan'ın işaret ettiği kesimlerin olmadığını biliyorum. Başbakan'ın görevi, bu konuda birilerini suçlamak değil failleri ortaya çıkarmaktır. Ben, bu konuda konuşacaklarımı ilk gün söyledim. Bu işin sorumlusu Başbakan'dır. Yargı süreci bitip, olay aydınlanana kadar da bu konuda konuşmayacağım.”

KOMPLOYU HÜKÜMETE YAKIN SİTE YAYINLADI

İddianamede yer alan suçlamalar, eski istihbaratçı Sabri Uzun'un geçen yıl yazdığı kitapta da yer aldı. Baykal, benzer iddiaları bu kez ‘spekülasyon' olarak değerlendirirken, “Bunlar boş laflar. Böyle konularda daha sağlam, ciddi verilerle çalışmaya ihtiyaç var. Bu konularda spekülasyon yapılamaz. Herkesi somut delillerle konuşmaya ve ciddi olmaya davet ediyorum.” ifadelerini kullandı. Kaset komplosunu ilk yayınlayan internet sitesinin hükümete çok yakın olan habervaktim.com olduğuna işaret eden Baykal, “Yarın, en yukarı siyasi düzeyden en hassas kurum yetkilisine talimat verildiğini ortaya koyan dinlemeler, görüntüler ortaya çıkarsa ne olacaktır?” sorusunu yöneltti. Olayın aydınlatılması yönünde hiçbir çaba olmadığını, bunun yerine ısrarla belirli kesimlerin suçlanmaya çalışıldığına işaret etti.ZAMAN
09 Kasım 2015 10:16
DİĞER HABERLER