Anayasa’ya göre “seçilmiş cumhurbaşkanı” iken, Başbakanlığı kaptırmamak için tüm teamülleri yerle bir eden, Cumhurbaşkanı yemininden bir gün önce AKP kongresini toplayıp oy kullanan biri için, yukarıdaki hesap çok mühimdir. O korku, bir koltuktan kalkıp diğerine otururken geçen saniyeleri bile hesap ettirir adama.
tr724 yazarı Tarık Toros, Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP ve MHP'nin 'evet' kampanyasının temelini oluşturan 'Devletin bekası için evet' söylemini masaya yatırdı. İişte o yazı:
ŞU TUĞLAYI ÇEKERSENİZ DUVAR YIKILIR
Okumadan yazıyoruz, bilmeden fikir sahibi oluyoruz, düşünmeden konuşuyoruz. Seyretmişsinizdir, vatandaşa mikrofon uzatılıyor, Anayasa referandumuna neden “Evet” dediğini bilmiyor. “Güçlü Türkiye için evet” diyor, hepsi o. Hayırcıları atlamayalım, onların da 18 maddelik Anayasa değişikliğini okuduğunu sanmıyorum. Hayır deme nedenleri tıpkı evetçiler gibi dört kelime: “Tek adam rejimine hayır!”
SİZİ MİLLET SEÇMEDİ Mİ?
Evetçiler, Cumhurbaşkanı sevdasından evet diyor. Hayırcılar da Saray nefretinden! Anayasa değişikliğini okuyup üzerine 2 dakika konuşacak kaç kişi vardır bilmiyorum, gazeteciler dahil. Dönelim sloganlara; Başbakan dedi ki, “Söz veriyorum, evet çıkarsa terör bitecek”. Cumhurbaşkanı dedi ki, “Millet yönetime el koyacak!” Cumhurbaşkanının bir lafı daha var: “Yeni sistem terör örgütlerinin kabusu olacak.”
GEYİK MUHABBETİ
Bakın referandum tantanasına, karşılıklı laf geçirmeden öte giden bir şey yok. Ana Muhalefet Lideri, “Başbakanla cumhurbaşkanı ayrı partilerden olursa ne olacak?” diye sordu ya, günlerce bunun geyiği yapıldı. Yeni anayasa ile başbakan tarihe karışacak, bunu da en iyi CHP genel başkanının bilmesi gerek, doğru. Lakin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kastettiği şuydu: “Seçimi kazanan partinin başkanı ile cumhurbaşkanı ayrı partilerden olursa ne olacak?”
İSTİKRARA ‘İKİ BUÇUK YIL’ ARA
Aslında, bunun cevabı da 18 maddelik değişiklikte var. “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” öyle maddelerle güçlendirilmiş ki, muhalefet Meclis’te çoğunluğu elde etse dahi ülkeyi yönetemiyor, bilakis satır aralarına yerleştirilmiş manevralarla Meclis adeta tatile çıkarılıyor. Dedim ya, tartışmalar bile düzleminden koparılmış halde, ne yapacaksınız. Oysa, şu tuğlayı çekerseniz duvar yıkılır: Yeni Anayasa, “Birlikte yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda” yürürlüğe girecek (Madde 18/a). Yani 2019’da. Niye mi? Her iki seçim de o tarihte olacak da ondan. Diyeceksiniz ki, “ne olacak seçim erkene alınır.” Meclis’in yenilenmesi kolay, bir erken seçim kararı ile olur, peki ya Cumhurbaşkanlığı seçimi? Ancak makam boşalırsa, yani mevcut cumhurbaşkanı istifa ederse yenilenir. İstifa edip yetkilerini kaybetmek istemeyeceği için mecburen süresinin dolmasını bekleyecek ve görevi başında iken Ağustos 2019’da seçime gidilecek.
‘DEVLETİN BEKASI’NA ERTELEME
Anayasa’ya göre “seçilmiş cumhurbaşkanı” iken, Başbakanlığı kaptırmamak için tüm teamülleri yerle bir eden, Cumhurbaşkanı yemininden bir gün önce AKP kongresini toplayıp oy kullanan biri için, yukarıdaki hesap çok mühimdir. O korku, bir koltuktan kalkıp diğerine otururken geçen saniyeleri bile hesap ettirir adama. Şimdi neden bu tuğlayı çekince duvar yıkılıyor ona bakalım: 16 Nisan’da “evet” çıksa bile bunun hayata geçmesi için iki buçuk sene var. Güçlü Türkiye için, milletin yönetime el koyması için, terörün bitmesi için bu kadar beklenecek mi? Hayır. Tüm bunların 17 Nisan sabahı olacağı vadediliyor. Allah aşkına şu günkü “Olağanüstü Hal” rejiminde her şeyi yapıyorsunuz zaten. Sistem de değişmeyecek, iki buçuk sene boyunca. Elinizi tutan ne? Kaos çığırtkanlığının bunun için olmadığı açık. Bugün AKP ve MHP kampanyasını şu temele oturtmuş durumda, “Devletin bekası için.” Devletin bekası söz konusu ise neden 2019?
BU DENSİZLİKLERİ MUMLA ARARIZ
Bu soruya cevap verilemeği, verilemeyeceği için duvardaki en mühim tuğla, budur. Birileri kımıldatsa dahi, netice alır. Değilse, referandumdan ne sonuç çıkarsa çıksın, iki buçuk seneyi hayal dahi edemiyorum. İçişleri Bakanı’nın, babası yaşındaki gazeteciye “Git Avrupa’da nonoşlarla mı birlikte olacaksın ne yapacaksın onlarla beraber ol” dediği… Devletin haber ajansının, MHP genel başkan adayına, “Şimdi sinirlisiniz. Haberin linki burada, sakinleşince okursunuz. Anlamazsanız döner tekrar okursunuz” diye Twitter’dan ayar verdiği… Başbakan’ın, “Abidik gubidik işler oluyor, hiç aklınıza gelmeyenler başbakan oluyor” dediği… MHP liderinin, rakibi saldırıya uğrayınca “Ülkücü hiçbir şeyi yarım bırakmaz” dediği, diyebildiği bir ülkeyi bile çok ararız.
Tarık Toros/ tr724