Obezite ile boğuşan Batı'da oruca ilgi artıyor

Avustralya, Amerika ve İtalya gibi Batı ülkelerinde yapılan araştırmalara göre, oruç sadece kilo verdirmiyor aynı zamanda uzun yaşamanın da sırrını oluşturuyor. Araştırmalar orucun, kanser, kalp, obezite ve şeker hastalığı gibi kronik hastalıkların da önüne geçebileceğini gösteriyor. Bu nedenle Batı dünyasında bir sağlık kaynağı olarak oruca olan ilgi giderek artıyor.

Yaptığı araştırmalarla obezite ve kilo verme konusunda, Avustralya'nın saygın akademisyenleri arasında yer alan Sydney Üniversitesi'nden Doç. Dr. Amanda Salis konuyla ilgili olarak Cihan Haber Ajansı'na verdiği özel röportajda, oruç tutmanın kilo vermek isteyenler tarafından giderek ilgi gördüğünü belirtti.

Sydney Üniversitesi Boden Enstitüsü'nde "Tempo Diyeti" isimli bir araştırma yapan Doç. Dr. Salis 'hızlı kilo verme yöntemi olarak orucu, diğer diyet yöntemleriyle klinik olarak kıyasladıkları' bir akademik çalışma yapıyor. Salis hızlı kilo vermenin sanılanın aksine sağlığa kanıtlanmış bir zararı olmadığını belirterek, "Pek çok sağlık uzmanı, insanların hızlı bir şekilde kilo vermeleri konusunda oldukça duyarlılar. Ancak hızlı kilo vermenin yanlış olduğunu gösteren gerçekçi bir kanıt yok. Biz de bu noktada hızlı kilo verme ve diğerleri ile birebir kıyaslamalı bir araştırma yaparak reel anlamda orucun fiziksel ve psikolojik faydalarının neler olabileceğini araştırıyoruz." dedi.

ORUCUN DEVAMLILIĞI, FAYDALARIN DA DEVAMINI SAĞLIYOR

Ramazan ayı boyunca insanların ortalama olarak 1,5 kilo verdiklerini belirten Doç. Dr. Salis, orucun sadece kilo verme dışında, fiziksel ve ruhsal faydaları olduğuna işaret ediyor. Salis ancak, bu faydanın kalıcı olmasının oruçta devamlılık gerektirdiğini belirterek, "Belirli aralıklara dayalı bir oruç olan Ramazan orucunu ele aldığımızda, insanların 4 haftalık Ramazan ayı boyunca ortalama 1,5 kilo verdiklerini görüyoruz. Ancak insanların genellikle bu kilo kaybını koruyamadıklarını da görüyoruz. Genellikle Ramazandan sonraki 6 hafta içinde insanlar verdikleri bu kiloyu geri alarak normal kilolarına dönüyorlar. Bu nedenle belirli zaman aralıklarına dayalı oruç uygulamasının kalıcı fayda sağlayabilmesi için belirli dönemlerle tekrar edilmesi gerekiyor." dedi.

Kilo vermek isteyen insanların, toplumdan destek görmelerinin son derece önemli olduğunun altını çizen Salis sözlerine şöyle devam etti: "Hepimiz biliyoruz ki sağlığımızı geliştirmek için hayat tarzımızda değişiklikler yapmak zordur. Bu değişiklikleri uzun süre devam ettirmek de zordur. Araştırmalarımızda ortaya çıkan sonuçlara göre, sağlığını iyileştirmek için gayret gösteren insanlar çevrelerinden destek aldıklarında daha başarılı oluyorlar. Ailelerinden, arkadaşlarından, sağlık danışmanlarından veya toplumdan destek alanlar, sağlıklarını iyileştirici yaşam tarzı değişikliği girişimlerinde daha başarılı sonuçlar alıyor. Dini motivasyonlarla tutulan oruçlar bu kapsama giriyor. Mesela Ramazan oruçları toplumsal birliktelik açısından çok büyük faydalar içeriyor. Çünkü, yılın bir ayı boyunca, dünyadaki 1,5 milyar insan hep birlikte oruç tutuyor."

BATI'DA DİYET YORGUNU İNSANLAR ORUCA YÖNELİYOR

Batılı ülkelerde diyet yorgunu pek çok insanın, kısa zamanda ve hızlı bir şekilde kilo vermek için oruç tutmaya başladığı belirtiliyor. 5-2 yöntemi denilen bu diyet yönteminde haftanın 2 günü oruç tutulurken diğer 5 gün normal yemek yeniliyor.

Haftanın iki günü için günlük 500 ila 600 kalori alınan bu diyet yönteminin pek çok insan tarafından kolay bir yöntem olarak görüldüğünü belirten Doç. Dr. Salis, gelecekte oruca ilginin artacağını şöyle anlatıyor: "Pek çok insan oruçtaki kısa, keskin ve hızlı kilo verme yöntemini etkili buluyor. Mesela, haftanın 5 günü normal yemek yiyerek ve 2 günü oruç yapılan diyetlerde günlük 500 ila 600 kalorilik çok az bir gıda alınıyor. Bu şok edici derecede az bir gıda. Ancak beklenenin aksine böyle günlük bir oruç diyeti pek çok insan tarafından daha kolay bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında, sadece gün batımıyla, gün doğumu arasında tutulan Ramazan orucu da böyle. Oruç diyetinin devamlılığı veya kalıcılığının diğer diyetlerle kıyaslanmasıyla yapılan klinik deneylere göre, pek çok insan bu tür orucu psikolojik açıdan da kolay buluyor. Başarı oranları aynı. İnsanlar bundan hoşlanıyor. Gelecek zamanlarda kilo verme yöntemi olarak oruca olan ilginin artacağını düşünüyoruz." diyor.

Dr. Salis halihazırda Sydney Üniversitesi'nde "Tempo Diet" isimli proje kapsamında, 44-65 yaş aralığındaki kadınlarda oruçla kilo verme konusunda araştırmalar yapıyor. CİHAN
09 Temmuz 2015 10:44
DİĞER HABERLER