Covid-19 nedeniyle OECD ülkelerine yönelik kalıcı göç akışları 2020'de yüzde 30'dan fazla azalarak yaklaşık 3,7 milyona, yani 2003'ten bu yana en düşük seviyeye geriledi.
Tüm kalıcı göç kategorilerinde bir düşüş yaşandı ve en büyük düşüşü aile göçü gösterdi. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'ya yönelik insani göç akışları da ciddi şekilde etkilendi. İş gücü göçü ve serbest dolaşım, sırasıyla yaklaşık yüzde 24 ve yüzde 17 azaldı. Geçici iş gücü göçü ortalama olarak yüzde 58 ve şirket içi transferler yüzde 53 oranında keskin bir şekilde düştü.
Euronews Türkçe'nin haberine göre Covid-19 salgını, göçmen entegrasyonunda son on yılda OECD ülkelerinde elde edilen ilerlemeyi de önemli ölçüde durdurdu. OECD'ye göre, hükümetler, büyük olumsuz ekonomik sonuçlara yol açacak ve genel sosyal uyumu tehdit edecek olan göçmen entegrasyonunda kalıcı bir gerilemeye yol açabilecek olan pandemiyi önlemek için "acilen kapsamlı ve eşgüdümlü" eyleme geçmeli.
Rapor, pandeminin başlangıcından bu yana, göçmen işçilerin iş kayıplarından orantısız bir şekilde etkilendiğinin altını çiziyor. Yabancı uyruklu ve yerli doğumlular arasındaki istihdam oranındaki fark OECD ülkeleri genelinde genişleyerek ortalama yüzde 2 puana ulaşırken, işsizlik oranındaki fark şimdi yüzde 3'ün üzerinde.
Rapora göre satın aldıkları ürünlerle dolaylı vergiler ödeyen, iş kuran, gelir vergisini ödeyen ve pazar yaratan göçmenler toplamda 2,5 trilyon dolarlık katkı sağladılar. Onlar için devletlerin yaptığı tüm sosyal harcama giderlerinin toplamı ise 2 trilyon dolar oldu.
Bu zaman aralığında göçmenlerin toplam net mali katkısı, çoğu ülke için GSYİH'nde yüzde -1 ile yüzde +1'i arasında seyretti. Durum elbette tüm ülkelerde aynı değil, ancak bu genellikle göçmen nüfuslarının yaşlarındaki farklılıklardan kaynaklanıyor. Daha yaşlı göçmenler, çalışma çağındaki göçmenlerle aynı düzeyde katkıda bulunamıyor.
Rapora göre en verimli çağındaki göçmenler ile ülkenin aynı yaş, cinsiyet ve eğitim seviyesindeki yerli vatandaşları arasındaki istihdam açığını kapatmak, göçmenlerin toplam net mali katkısını ülkelerin yaklaşık yüzde 30'unda GSYİH yüzde puanını üçte biriden fazla artırabiliyor. Yani göçmenlerine iş yaratabilen ülkelerin ekonomisi bu durumdan oldukça önemli bir fayda sağlıyor.
TÜRKİYE'DE DURUM NE?
2019'da Türkiye, 2018'dekinden yüzde 24 daha fazla olmak üzere 578 bin yeni göçmen aldı.
2019'da yeni gelenler en çok şu ilk üç ülkeden: Irak, Türkmenistan ve Afganistan.
İlk 15 menşe ülke arasında en güçlü artışı 45 bin ile Türkmenistan kaydetti ve Irak bir önceki yıla göre 26 bin kişi azalarak en büyük düşüşü yaşadı.
2020'de ilk sığınma başvurusunda bulunanların sayısı yüzde 44.5 azalarak 31 bine ulaştı. Başvuranların çoğunluğu Afganistan (23 bin), Irak (5 bin 900) ve İran'dan (1400) geldi. 2019'dan bu yana en büyük düşüş eksi 12 bin ile Afganistan vatandaşlarında yaşandı.
Türklerin OECD ülkelerine göçü ise 2019 yılında yüzde 2 artarak 70 bine ulaştı. Bu grubun yaklaşık yüzde 43'ü Almanya'ya, yüzde 9'u Hollanda'ya ve yüzde 8'i Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.
Mart 2020'nin başlarında, Covid-19 krizi Türkiye'yi vurduğunda, Suriyeli mülteciler ve diğer birçok ülkeden Avrupa sınırlarını geçmeye çalışan birçok sığınmacı, mülteci ve düzensiz göçmen sınır bölgesini terk etmek ve yerlerine geri dönmek zorunda kaldı.