Off-shore skandalında mülkleri gasp edilen işadamları elbette ki yok...

''Vergi mükellefliğini tam mânâsıyla idrak edebilseydik 17/25 Aralık 2013 yolsuzluk belgeleri ortaya çıkınca ne Recep Tayyip Erdoğan ne de Binali Yıldırım o koltuklarda kalabilirdi. AKP’ye yakın olanların vergiye, hukuka, demokrasiye ve dahi hesap vermeye uzak olması sadece iktidarla alakalı bir tefessüh değildir.''
Semih Ardıç / Tr724

Türkiye’de Birgün, Cumhuriyet ve Sözcü haricinde gazeteler elini süremese de Paradise Papers (Cennet Belgeleri) bir kere daha göstermiştir ki balık baştan kokmuş. Başbakan Binali Yıldırım’ın iki mahdumu Erkam ve Bülent’e ait beş şirket Malta’da kayıtlı çıktı.

Daha evvel ortalığa saçılan Panama Belgeleri’nde Yıldırım ailesinin Hollanda’da kayıtlı şirketlerde vergi ödememek için işlemleri Panama üzerinden gerçekleştirildiğine dair imzalı antetli evrak yayımlanmıştı. Saadet zinciri böyle tesis ediliyor demek ki!

Sermaye-siyaset münasebeti tefessüh ettiğinde o listeler sadece başbakan ve diğer siyasetçilerle mahdut kalmaz. Nitekim Fettah Tamince, Ahmet Çalık, Mübariz Mansimov, Mustafa Latif Topbaş, Mehmet Cengiz, Ahmet Nazif Zorlu, Berat Albayrak, Serhat Albayrak ve Orhan Kalyoncu gibi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) gözde isimleri vergi kaçıran dünya zenginleri ile bir arada telaffuz ediliyor.

VATANDAŞA İLAVE VERGİ, OĞULLARA SIFIR VERGİ

Vasatî bir demokraside istifa ve adlî tahkikat icap ettirecek kadar vahim iddialara mukabil Başbakan’ın, “Denizcilik küresel bir iştir. Gizli, saklı değil.” sözlerinin hukuk devletinde zerre kadar kıymeti yok.

Böyle bir skandalın ahlaken müdafaa edilecek tarafı olamaz. Daha iki hafta evvel ettiği hükûmet, vatandaştan 50 milyar liraya yakın ilave vergi talep etti. ‘Dünyanın en pahalısı’ unvanına rağmen Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) ortalama yüzde 30 zamlandı.

Niçin geldi o zamlar? Vatandaş zaten belini doğrultamıyor. Bütçede para kalmayınca hükûmet yine vatandaştan fedakârlık istedi. Başbakan’ın mahdumları ise Türkiye’de tek kuruş vergi ödemediği gibi kara para aklayanların ilk uğrak yerlerinde mesken tutuyor. Müdafaa diye yola çıkıldığında neresinden tutulsa elde kalıyor.

BÜTÜN BUNLAR NORMAL Mİ?

Başbakan’ın ailesinin ticaretle iştigal etmesi, üstelik beş on senede büyük armatörleri bile geride bırakacak kadar yüksek tutarda servete kavuşması haliyle sokaktaki insanın zihninde istifhamları artıyor. Bu kadar kısa müddette bu kadar yüksek serveti ‘başarı hikâyesi’ diye takdim etmek insanların aklıyla alay etmek olur.

Diğer armatörler navlun fiyatlarının yarı yarıya düştüğü 2008’den bu yana denizin dibini boylamamak için adeta çırpınırken Yıldırım ailesinin filosundaki gemi sayısının nasıl 20’ye yaklaştığını anlamak mümkün değil.

EY MASAK! AL SANA VERGİ KAÇAKÇILIĞI

Başlığa döneyim… Malî Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) vazifesini ifa etseydi Türkiye’den siyasetçilerin, onların ailelerinin ve yakınındaki iş adamlarının ismi Lüksemburg, off-shore, Malta ve Panama (Paradise Papers) gibi vergi kaçırma skandallarında geçmezdi. Geçtiğinde de iddialar suç duyurusu kabul edilir derhal teftiş kararı alınırdı.

Gelin görün ki bütün müesseseler AKP’nin inhisarı altında ne deniliyorsa onu icra ediyor.

Fakir talebeye burs veren, okul, yurt, dershane, etüt merkezi ve üniversite inşa ettirip eğitime katkı sağlayan Akın İpek ve Hacı Boydak gibi yüzlerce işadamı hakkında düzmece raporlar hazırlayan MASAK, Paradise Papers iddiaları hakkında üç maymunu oynuyor.

Dünya ayağa kalktı, herkes gözü doymayan işadamı, sporcu, sanatçı ve siyasetçilerin teşhir edilmesini istiyor. MASAK daha evvelki skandallarda oralı olmamıştı ki şimdi kolları sıvayıp AKP’ye yakın, vergiye uzak işadamlarına bu paraların hesabını sorsun.

ALMANYA BELGELERİ TAHKİK EDECEK

Vergi kaçakçılığı iddialarına Almanya’nın nasıl yaklaştığı tuzun dahi koktuğu Türkiye’de iktidarı ve onun kuklasına dönen MASAK’ı ne kadar alakadar ediyordur, bilemem. Amma velakin Almanya Maliye Bakanlığı gazetelere akseden haberleri dikkatle takip ettiğini kaydederek, hükûmetten vergi kaçakçılığı olup olmadığına dair bahsi geçen belgelerin tahkik edilmesi talimatı geldiğini aktardı. Bakanlık belgelerin Alman malî kurumlarına da açılmasını talep etti.

Brüksel’de Euro Grubu Maliye Bakanları toplantısına iştirak eden Alman Maliye Bakanı Peter Altmaier, “Vergi kaçırmaya imkân veren kanunî boşluklara karşı Avrupa çapında daha sert tedbirler alınmalı” dedi. Altmaier, Brüksel’de meslektaşları ile yayımlanan belgelerden hareketle alınması lazım gelen tedbirleri istişare edeceklerini kaydetti.

Görüldüğü üzere Almanya Paradise Belgeleri’ni ihbar kabul ediyor ve vatandaşının hakkını muhafaza etmek için vergi kaçıranların gözünün yaşına bakmayacağını ilan ediyor. Bunu da hukukî çerçeve içinde yapacağı taahhüdünde bulunuyor.

VERGİ MÜKELLEFİNİN SESSİZLİĞİ

Brezilya, İspanya, İngiltere, İtalya ve Yunanistan’da bakanları hapse götüren vergi skandallarına mukabil Türkiye’de yaprak kıpırdamıyor. Bu aymazlığın, halının altına süpürme merakının sevinilecek bir tarafı yok.

Vergi mükellefliğini tam mânâsıyla idrak edebilseydik 17/25 Aralık 2013 yolsuzluk belgeleri ortaya çıkınca ne Recep Tayyip Erdoğan ne de Binali Yıldırım o koltuklarda kalabilirdi. AKP’ye yakın olanların vergiye, hukuka, demokrasiye ve dahi hesap vermeye uzak olması sadece iktidarla alakalı bir tefessüh değildir.

ŞİRKETLERİNE EL KONAN İŞ ADAMLARI O LİSTEDE YOK

Sabit ve orta gelirli kesim Türkiye’de gelirinin fevkinde vergi yükü altında inliyor. Mamafih dünyanın en yüksek dolaylı vergilerini (vergi gelirlerinin içindeki payı yüzde 77) ödeyen mükellefler hakkını müdafaa etmekten aciz. Vatandaşın ‘aman bana ilişmesinler’ tavrının gelinen noktada hayli payı var.

Hasıl-ı kelam Türkiye’de Paradise skandalından da bir netice çıkmayacak, diğerleri gibi üzeri örtülecek.

Vergi kaçıranlar arasında şirketlerine el konulmuş, hapse atılmış veya hayatını sürgünde idame ettirmeye mecbur kalmış tek iş adamı yok. MASAK ve AKP için moral hayli moral bozucu bir tablo.

Türkiye’de köpekler salındı, taşlar bağlandı derken bunu da kastediyorum.

09 Kasım 2017 15:02
DİĞER HABERLER