Yeni Şafak'tan Merve Şebnem, AKP'nin kurduğu rant düzenini istemeden deşifre etti...
Yeni Şafak yazarı Merve Şebnem Oruç, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘metal yorgunluğu’ açıklamalarına ilişkin yazısında iktidara ‘içeriden’ eleştiriler yöneltti. Oruç, “Milyonluk ofislerinde pahalı ahşap masalarının arkasına bir Erdoğan, bir Abdülhamid Han tablosu koyan, son model arabasının anahtarlığına AK Parti amblemi yerleştiren ihalesini alıp yürüyor” dedi.
Oruç’un bugünkü Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
‘Cumhurbaşkanı ‘metal yorgunluğu’ ifadesiyle ne kast etti?’ diye karşılaştığım tüm AK Partililere soruyorum. Maalesef pek de isabetli cevaplar alabildiğimi söyleyemem.
Yine soruyorum gördüğüm, karşılaştığım Ak Partililere: ‘Kim bu makam mevki sarhoşluğuna kapılanlar?’ Aslında yapmamam lazım ama yine aklımdan geçenleri ipucu diye uzatırken buluyorum kendimi: ‘Uzun yıllar iktidarda olmanın, gücün, paranın getirdiği bir sınavdır bu. Herkes bu sınavı veremeyebilir. Öyle kişiler mi vardı aranızda? Yoksa bir cazibe merkezine döndüğünüz için sizden olmayan menfaatçiler mi kaynadı araya?’ Yine tatmin edici bir cevap gelmiyor.
‘Peki’ diyorum, ‘Cumhurbaşkanı ‘Onlar bugün aramızda yok. Kendilerini gizleyenlerin de hesaplarının görüleceği gün yakındır’ diyor. Gerçekten aranızdan ayrıldılar mı? Öyleyse niye büyük şehirlerden kırsala gördüğümüz, tanıştığımız Ak Parti’ye oy verenler isim bile vererek bazılarından şikayet ediyor? Onlar ‘kendilerini gizleyerek etrafta dolaşanlar’sa hesaplarını görecek misiniz?’
Cevap geliyor: ‘Tabii ki. Elbette.’
‘E peki’ diye devam ediyorum, ‘Nasıl olacak bu? Zor günde ortalıkta görünmeyenler kutlamalarda birbirini ezerek öne geçiyor. Milyonluk ofislerinde pahalı ahşap masalarının arkasına bir Erdoğan, bir Abdülhamid Han tablosu koyan, son model arabasının anahtarlığına AK Parti amblemi yerleştiren ihalesini alıp yürüyor. Sizin okul arkadaşınız Ali hiçbir vasfı olmadığı halde şimdi şurada, akrabanız Veli şimdi burada değil mi?’ Bazısı utanıp susuyor, bazısı hışımla kalkıp gidiyor, bazısı yüzsüzce şakaya vuruyor.”