Tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren tiyatro sanatçısı Levent Kırca'nın oğlu Oğulcan Kırca, veda mektubunda babasının güzel bir kardeşlik mesajı verdiğini söyledi. Kırca, babasını yarın Levent Camii'nden uğurlayacaklarını belirtti.
Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Oğulcan Kırca, babasının vefatı sürecini anlattı. "Yakın bir zamanda babanız bir veda mektubu kaleme almıştı, kendisinin durumu çok mu ciddiydi? Kendisine söylenmiş miydi?" sorusunu Kırca, "Kendisine söylenmedi ama o, o kadar zeki bir insanın kendisine söylenmeyen şeyleri bize tepeden ustalardan söylenmeyen şeyleri nasıl değerli köşe yazarlarımız, değerli sanatçılarımız önceden anlıyorsa Atatürk'ün deyimiyle önceden hissediyorlarsa, siz de bu hastalığı ona söylemeseniz de onu hissediyor. Hissediyordu ama yine de insandan en son çıkan şey umuttur. Bir çocuğunun adı da Umut'tur, o kadar değerli bir şey. Yani yakışmıyor diyeceğiz ama şöyle bir şey var, evvela benim babam sıradan bir adam değildir. Herkesin babası kendisi için çok değerli, onlar da babalarını kaybettikleri zaman en az bizim kadar, belki bizden daha fazla acı yaşıyorlar. Bizden daha fazla acı yaşıyorlar diye bir cümle kurmamın nedeni, hepiniz buradasınız, binlerce arayan var, Türkiye'nin her yeri ayaklanmış durumda. Arayanlara yetişemiyoruz, sağolsunlar var olsunlar. Dedelerimizi kaybedeceğimiz bir yaştayken babalarımızı kaybetmek çok kötü. Çok yakın bir dostumun babasını yeni kaybettim, bu yaşadığım ikinci baba kaybı oluyor. İnsan ne diyeceğini, ne düşüneceğini bilemiyor. Ama sizin varlığınız, ben burada şunu öğrendim; bir, insan olgunlaşmaya başlıyor, insan yalnız olduğunu düşünmeye başlıyor. Bir de bir aşıdan zerk edilirmiş gibi, aşıyı nasıl ki bir anda kolunuza zerk edemezsiniz, almaz onu vücut kabul etmez, şu anda siz benim acımı babamın hastanede aldığı morfin gibi yaşatıyorsunuz bana. Sayenizde bütün ailemiz bunu daha az yaşıyoruz. Ama bu yavaş yavaş geçmişi, yaptıkları, yaşadıkları, bunların hepsi ve yalnız kaldığımızda onun yokluğu maalesef gözümüzde büyüyecek, bunu yaşayacağız kaçınılmaz. Ama iyi ki varsınız, bunu biraz daha katlanabilir bir hale sokuyorsunuz." şeklinde cevapladı.
'LEVENT CAMİİ'NDEN UĞURLAYACAĞIZ'
Son günlerinde paylaştığı özel bir mesajının olup olmadığının sorulması üzerine Kırca, şöyle konuştu: "Babam vefat etmeden önce bu mektuba bir veda mektubu demek bize çok ağır geliyordu. Babam ve vefat kelimesini aynı anda kullanmak da şu anda bana çok garip geliyor. Babam vefat ettikten sonra bunun çok güzel yazılmış, çok güzel insanlara söylediğini duyurmak isteyen, sertliği olmayan, son derece barışçıl, ironi ile anlatan, herkesin anlayacağı biçimde yazılan, insanlara kavga etmemesini, birlik içerisinde yaşamasını anlatan, egolardan arınmış, çıkarlardan hesaplardan arınmış, bütün toprakların bir olduğunu, insanların hepsinin kardeş olduğunu anlatan bir mesaj verdi. Bunun için bir cümle söyledi, benim mektupta okurken en çok duygulandığım cümlelerden biriydi. 'Bütün arkadaşlar emek sarf ettik, ben şimdi bu emeklerimin karşılığını göremeyeceğime mi üzülmeliyim? Yoksa daha kötülerini yaşayamayacağıma dair teselli mi bulmalıyım bilemiyorum? diye bir cümle kurmuştu. Çok gerçekçi bir cümle. İnşallah ilk dediğini, yaptıklarının meyvesini göremediği için en fazla üzülmekle kalır, ama o bende yaşıyor, kardeşlerimde yaşıyor, tarihiz, yaptığı her şeyi biliyoruz, yaptığı her şeyin kaynakları bizde var, sadece bizde değil, bütün Türkiye halkında var onu unutmak çok zor. Sıradan bir adam değildi. Yarın Levent Camii'nden öğlen namazından sonra Zincirlikuyu'ya götürülecek ve orada defnedilecek, tüm sevenlerini bekliyoruz."
'BABAM TÖRENLERİ SEVMEZDİ'
Oğulcan Kırca, "Bir tören yapacak mısınız?" sorusuna ise, "Babam pek böyle şeyleri sevmezdi. Şimdi yapanları bir kenara koyuyorum, yapanlar da kendi hislerini yapıyor ama, şimdi burada insanların buluşup tabii ki rehabilite olması, onun hakkında güzel sözler söylemesi hoştur ama babam normal hayatta çok mütevazi bir insandı. Böyle köşelerde dururdu. Vasiyeti değil de, bunu bize söylemiştir. 'Arkamdan gidin Boğaz'a karşı bir yerde oturun, bir şey için' derdi. 'İyi adamdı deyin' derdi, 'dürüst adamdı deyin' derdi. Özellikle dürüstü derdi, 'dürüst olan kazanır' derdi. Müslüman bir adamdı, hepimiz Müslümanız. Artık o kadar ayrıştırılıyoruz ki, kimin ne olduğu hiç belli değil. O yüzden yani, mutlu yaşadı, acısız öldü, ağrısız öldü, ismini sonuna kadar, ölene kadar gururla taşıyacağımız bir baba bıraktığı için, böyle bir yaşam bize bıraktığı için Allah önce ondan razı olsun, bizi bırakmadığınız için de sonra sizden razı olsun. Taziyeleri kabul kısmının alternatifleri var, şu anda aile arasında, tiyatrosu mu olacak yoksa -sağolsun şehir tiyatroları da destekliyor- o belli olacak. Belli olduğu zaman bir şekilde bildireceğiz, muhtemelen bu gün içerisinde de belli olur." cevabını verdi.
Herhangi bir vasiyetinin olup olmadığının sorulması üzerine Kırca, "Öyle şeylerle uğraşmazdı, sadece son yazdığı… Bizi iyi evlat olarak yetiştirdiğini düşünür, bizim iyi kardeşler olduğumuzu düşünür, insanlara karşı da iyi davrandığımızı düşünüyor. Bunun için bize bir vasiyeti yok, zaten beraberiz. Beraber çalıştık, beraber işler yaptık. Benim çektiğim sinema filmlerinde, dizilerde babam vardı, beraberdik. Onun dışında insanlara didişmemeleri için kavga etmemeleri için bir yazı yazdı. Bu yazıyı bence iyi dilek olarak kabul edelim. Çünkü vasiyet biraz antipatik bir kelime gibi duruyor. İyi bir dilek, iyi bir umut olarak gerçekleşmesini umduğumuz bir iyi niyet olarak algılayalım." diye konuştu.
CİHAN