"AKP'li muktedirlerle özel sohbetlerden biliyorum. Suriye'de bugün yaşanan iç savaşa ülkemizi dâhil eden asıl nedenleri. Bir nevi Hitler'in ‘Yaşam alanı' projesi gibiydi. Temeli ekonomiye dayanan siyasal ve sosyal güç projesi. Sonraları ‘Sünni Kalkanı' olarak adlandırıldı ve Türk basınında da yer buldu kendine."
(...)
-Türkiye'nin desteğiyle Suriye'ye giren İslamcı militanların Halep ve çevresini yağmalaması iddiasıyla uluslararası mahkemelere yapılan milyarlarca dolarlık tazminat başvuruları var.
-Ülkedeki 3 milyon mültecinin kira ve ev fiyatlarında oluşturduğu artış nedeniyle dar gelirli TC vatandaşlarında ortaya çıkan alım gücü düşüyor.
-Mülteciler TC vatandaşlarından daha ucuza çalışarak özellikle hizmet sektöründe fiyat dengesi üzerinde yıkıcı etkiler oluşturuyor.
-Mülteciler nedeniyle başta sağlık olmak üzere TC vatandaşlarının kamu hizmetlerine ulaşım güçlüğü yaşanıyor.
-AKP iktidarının Suriyelilere tanıdığı kamusal iltimasın meydana getirdiği sosyal gerilim ülkenin her yerinde artıyor.
-Esad'ın çekilmesinin ardından Kuzey Suriye'de oluşma sinyalleri veren bir Kürt koridoru, Türkiye'nin Irak petrollerini dünyaya açma konusundaki stratejik değerini riske atıyor.
-Sünni Kalkanı projesinin iflas edip okların Türkiye'ye dönmesiyle Doğu Akdeniz'deki muazzam doğalgaz yataklarında hak iddia etme imkânı yitirildi.
AKP'li muktedirlerin Sünnicilik üzerinden, dar bir bakış açısıyla başladığı Yeni Osmanlıcılık hayallerinin iflas etmesinin daha birçok ekonomik ve sosyal etkisi kuşkusuz önümüzdeki günlerde daha net ortaya çıkacak.
Ama daha acil olan durum; ham hayallerle yola çıkıp, gerçeklerle kendisi ve ülkesinin perişan eden bir iktidarın arkasından bu kez de bir sıcak savaşa girmenin, Türkiye'ye daha neler kaybettirebileceğini hesaplamak olarak gözüküyor.