"Demokrasiyi sandık olarak gösterenler bize sandığa giden yolda eşit davranmıyor. Bizim paralarımızla yandaşlarına yarım ekmek salam-kaşar dağıtarak oy devşirmeye çalışıyor. Ve bu, buzdağının sadece görünen yüzü…"
Mayısın ortasıydı... Boğaz Köprüsü üzerinde, İBB’nin reklamlarındaki o boş, insanların bacak bacak üstüne attığı görüntülerle hiç ilgisi olmayan sıkış tıkış metrobüsün içinden dışarıya bakarken... Yanımızda koltukları yarı yarıya boş bir belediye otobüsü durdu… Otobüsün ortasında, elinde yayvan bir servis sepetiyle salam-kaşarlı sandviç ve ayran ikram eden göbekli bir adam… Ayaklarını karşı koltuğa uzatmış bir yandan sandviçini yerken bir yandan konuşan kadın… Boş olan bazı koltuklara sopalarıyla birlikte dayanmış AKP bayrakları… Ekmeğini yerken ailesini pikniğe götürür gibi, keyifle otobüsü süren şoför amca…
Geçen pazar iş çıkışı yarım saat metrobüs bekledim… Gelen araç ağzına kadar dolu. Alıştık ite-kaka girmeye ama bu kez öyle de değil… MHP mitinginden gelen gençler doldurmuş içlerini… Bir sorun var: Metrobüs sayısı her zamankinden daha az…
Biraz sokaklarda gezen sanırım sık sık bu görüntülerle karşılaşıyor… Üç gün sonra yapılacak seçimler öncesi partiler arasında kamu imkânlarını kullanma açısından büyük sorunlar var. Yani dün sosyal medyada da karşımıza çıkan TRT logolu AKP TIR’ı değil tek sorun. Çok daha büyük. Elbette daha önceki seçimlerde de görüldü bu olaylar. Ancak her seferinde arttı. Ve sadece bir partinin yandaşlarını devlet imkânlardan haksız olarak yararlandırma dışında... Diğer partilere gönül verenleri o imkânlardan mahrum etmeye doğru ilerledi.
(...)