Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ve Milli Görüş Lideri Oğuzhan Asiltürk yaşamını yitirdi.

Asiltürk, 13 Eylül'de ambulans uçakla İstanbul'dan Ankara Şehir Hastanesi'ne kaldırılmıştı. Asiltürk'ün doktorlar tarafından yapılan tetkikler sonucunda zatürreye bağlı gelişen nefes darlığı yaşadığı belirlenmişti.

Millî Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, Asiltürk’ün vefatını “Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı muhterem büyüğümüz Oğuzhan Asiltürk beyefendi Hakk'ın rahmetine kavuştu... Mekanı cennet, makamı a'li olsun.. Milli Görüş camiamızın başı sağolsun…” ifadeleriyle duyurdu.

OĞUZHAN ASİLTÜRK KİMDİR?

Bir dönem T.C. İçişleri ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak da hizmet veren Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, 25 Mayıs 1935 tarihinde dünyaya geldi. 86 yaşında ölen Oğuzhan Asiltürk ilkokul, ortaokulu ve liseyi Malatya’da okudu.

İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi mezunu olan Oğuzhan Asiltürk bir süre Serbest Müşavir Mühendislik, yaptıktan sonra siyasete atıldı.

Siyasi kariyeri boyunca 14 ve 15. Dönem Ankara; 19, 20 ve 21. Dönem Malatya milletvekilliği ile İçişleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlıkları yapan Oğuzhan Asiltürk evli ve dört çocuk babasıydı.

OĞUZHAN ASİLTÜRK'ÜN SİYASİ KARİYERİ

MSP Davası sebebiyle bir yıl gözaltında kaldı. Sonra yargılandı ve beraat etti. 10 yıl süreyle siyasetten yasaklandı. Yasağı 1987 Anayasa referandumu ile kalktı. Yasağı kalktıktan sonra ilk kongrede RP'nin genel sekreterliğine seçildi. 11 yıl sonra tekrar Malatya'dan milletvekili seçildi. Fazilet Partisi'ne girdi. Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan'ın ölümünün ardından Saadet Partisi'nin YİK başkanlığına seçilen Asiltürk'ün, ayrıca kaleme aldığı "Sosyal Yapının Güçlendirilmesi" adlı bir kitabı bulunmaktadır.

Türkiye siyasetini yoğun biçimde meşgul eden askeri müdahaleler konusunda kendine has fikirler beyan eden Oğuzhan Asiltürk, Ergenekon ve Balyoz davalarıyla orduda bulunan Anti-Amerikancı kadroların tasfiye edildiğini iddia etti. Yine 28 Şubat sürecinin de ordunun tamamına mâl edilemeyeceğini savunan Asiltürk, bir grup cuntacı generalin medya, iş adamları ve diğer siyasi partilerin de desteğiyle 28 Şubat sürecini başlattığını iddia ediyordu.