HDP Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu, Mecliste düzenlediği basın toplantısında “OHAL’in toplumsal maliyetleri” konulu raporu değerlendirdi.
Farklı mesleklerden 135 bin kişi kamudan ihraç edildi. 1.070 şirkete el konuldu. Mağdurlar ve yakınları ekonomik sıkıntı, itibarsızlaştırılma, sosyal dışlanma ve psikolojik rahatsızlıklara mahkum edildi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Gergerlioğlu toplantıda Mağdurlar İçin Adalet Topluluğu’nun OHAL’in ikinci yılında toplumsal maliyetleri ölçmeye yönelik 993 sayfalık araştırma raporunu açıkladı.
ORTAÇAĞ’DA DA CADININ ÇOCUĞU CADIDIR DENİYORDU
Gergerlioğlu, OHAL döneminde 135 binin üzerinde kişinin ihraç edildiğini, pek çok insanın iş yerleri kapatıldığı için işsiz kaldığını kaydetti.
Gergerlioğlu, “Bugün Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan tam bir cadı avıdır, sivil ölüme mahkum etmektir. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin KHK’lı diye Ege Denizi’nde vefat edenler için cenaze aracı vermemesi Ortaçağ’daki anlayışın günümüzde de devam ettiğini gösteriyor. O zaman cadının çocuğu da cadıdır deyip ateşe atılıyordu. Bugün de KHK’lının çocuğu da KHK’lı muamelesi görüyor.” dedi.
EN BÜYÜK PROBLEM EKONOMİK SIKINTI
Mağdur yakınlarının ekonomik sıkıntılara maruz kaldığını belirten Gergerlioğlu, “Mağdurların yüzde 95,3’ü ekonomik sıkıntı yaşıyor. Yüzde 86,6’sı itibarsızlık ve sosyal dışlanma ile karşı karşıya. Yüzde 84,6’sı ile psikolojik sıkıntılarla boğuşuyor.” ifadelerini kullandı.
MAĞDURLARIN YARISI PSİKOLOJİK DESTEK İHTİYACI DUYDU
OHAL raporundan satırbaşları:
Mağdur yakınları yaşadıkları mağduriyetler nedeni ile yüzde 53,6 oranında tıbbi/psikolojik destek alma ihtiyacı da hissetmişlerdir. İhtiyaç, sadece mağdurların ‘eşleri’ ile sınırlandırıldığında bu oran yüzde 65,3’ü bulmaktadır. Mağdur eşleri yüzde 67,7’si tıbbi/psikolojik desteğe de ulaşamıyor.
YOKSULLUK, GÖÇ VE DIŞLANMA İLE YÜZLEŞEN ÇOCUKLAR
Mağdur yakını olarak araştırmaya katılanların yüzde 49,7’si eşler, yüzde 21,5’i kardeşler, yüzde 9,3 çocuklar ve de yüzde 7,8’i ise anne-babalardır.
Anneleri ile birlikte nezarethane/hapishaneyle tanışan; hapsedilmiş ebeveynlerinden ayrılık sorunları yaşayan, biyolojik/koruyucu ailelerinin ellerinden alınma travmaları yaşatılan; yoksulluk, göç, dışlanma sorunları ile yüzleşen, çocuklar var.
OHAL MAĞDURLARININ İŞSİZLİK ORANI YÜZD 50
İşsiz bırakılan KHK/OHAL mağdurları arasında, mevcut (şimdiki) işsizlik oranı yüzde 50’dir.
Bir işte çalışanların çoğunluğu sigortasız ve/veya düşük kazançlı işlerde çalışmaktadır. KHK/OHAL Mağduru katılımcılar OHAL mağduriyetleri öncesine göre ortalama aylık (3500 TL) gelirlerinin yüzde 77’sini kaybetmişlerdir (800 TL).
Mağdur yakınları da çeşitli sebeplerle yüzde 50 gelir kaybına uğramışlardır.
AİLE VE KOMŞULUK İLİŞKİLERİ ZARAR GÖRDÜ
OHAL/KHK süreçleri mağdurların, aile-içi ve yakın akrabalık ilişkilerine önemli ölçüde zararlar vermeleri yanında; komşuluk ve arkadaşlık ilişkilerine de çok büyük zararlar vermiştir. Ayrıca mağdur aileler arasındaki bölünme, gerilim ve boşanmaları da artırmıştır.
İNTİHAR VAKALARI YAŞANDI
OHAL/KHK mağduriyetlerinin getirdiği sağlık sorunları, travmalar veya bunalımlar neticesi ortaya çıkan intihar vakaları oldu. KHK/OHAL mağdurlarının yüzde 95,8’i kentsel alanlarda yaşamaktadır ve yüzde 50’si, 15 Temmuz 2016 sonrasında bulundukları evlerden, mahallelerden ve şehirlerden göç etmek zorunda kalmışlardır.
SİSTEMATİK İŞKENCEYE MARUZ KALDILAR
OHAL’de tutuklanan mağdurların büyük bir kısmı nezarethanelerde, hapishanelerde, ‘sistematik işkenceye varan’ hak ihlallerine uğramış ve kötü muameleler görmüştür.
OHAL’de gözaltına alınan mağdurların yüzde 79’u ‘iki’ veya daha fazla gün (en fazla 30 güne kadar) gözaltında tutulmuşlardır.
İŞTE MAĞDURLARIN ANLATTIKLARI
Raporda mağdurların anlattıklarına da yer verildi.
Mağdurlar anlatıyor: Hamile bir gelin gelmişti ve sürekli kusuyordu doktora günlerce götürmediler. Eşimin arkadaşı gözaltında iken düşük yaptı. Psikolojik baskı ve tehdit sebebiyle. Yeni hamile bir bayan düşük yaptı. Bırakın hastaneye götürmeyi, revire bile çıkarmadılar.
10 KİŞİLİK KOĞUŞTA 45 KİŞİ KALIYORDU
Mağdurlar anlatıyor: Dilekçeler görmezden geliniyordu. 10-12 kişilik ortak yaşam alanına sahip tek tuvalet ve tek banyolu bir koğuşta ortalama 40-45 kişi kalıyordu. Bu 17 ay için geçerli. Zira sayımız 62’yi de gördü, belki 5-6 ay 50 kişi de kaldık.
Mağdurlar anlatıyor: Kendi imkânlarımızla yaptığımız hobi aletleri dahi elimizden alınıyordu (Sabunluktan satranç takımı, sandalyeden basket potası). Havalandırmaları kafalarına göre kapatıyorlardı.
NAMAZ İÇİN SECCADE VERMEDİLER
Mağdurlar anlatıyor: Namaz için ilk aylar seccadeleri vermediler. Namaz kıldığımız yerleri botları ile kirletiyorlardı. Battaniye üzerinde kılındığı için kavgaya varan tartışmalar oldu. Kışın battaniyelerin bir kısmını aldılar. Yatarken kat kat elbise ile ısınmaya çalışıldı. Zile, ölüm dışında basmanın yasak olduğunu, çok ciddi bir şey olmadan çağrı ziline basarsak işlem yapılacağının söylenmesi. Aramalarda bazı memurların itip kakması, sürekli ezen bir üslupla konuşma. Her zaman acele etmemiz, istenilen kadar çabuk hareket etmezsek aşağılanma.
“BAZEN ÖLMEK İSTİYORUM”
Mağdurlar anlatıyor: Dünyanın berbat bir yer olduğunu düşünüyorum. İnsanların korkunç acımasız çıkarları söz konusu olunca acımasız bencil olduklarını düşünüyorum. Böyle bir dünyada yaşamak istemiyorum. Bazen ölmek istiyorum.
MİT VE POLİS İFADELERİ KARARA GEREKÇE YAPILDI
Mağdurlar anlatıyor: Yargılama laf olsun diye yapıldı. İtirafçıların mahkemedeki beyanları gerekçeli karara geçirilmemiş. Polisteki yanlış ve yanlı beyanları geçmiş. Kesin söylüyorum hâkim ve savcı değil Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve polis ifadeleri karara gerekçe yapılmış. Hâkim, mahkûm etmeye mahkûm.
Mağdurlar anlatıyor: Gizli tanık beyanlarına dayalı soyut ifadeli suçlamalarla yargılanıyoruz ne yazık ki. OHAL Komisyonu da bu iddianamedeki soyut iddiaları, kes kopyala yapıp başvurumu reddetti.
Mağdurlar anlatıyor: Tamamen yasal olan devletin izin verdiği banka ve sendikadan dolayı terör örgütü üyeliği ile suçlanmaktayım.
TAHLİYE TALEP EDEN SAVCI GÖREVDEN ALINDI
Mağdular anlatıyor: Başkan ve savcı değişti. Eski savcı tahliye talep ettiği için görevden alındığı söyleniyor.
Mağdurlar anlatıyor: Tamamen gündeme göre karar verildiğini düşünüyorum. Seçim vs. gibi olaylar olduğu veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) veya Avrupa’dan yetkililer geldiği zaman gazetelerde TV’lerde güzelleme haberler yaptırılıyor. Geri kalan zamanlarda da oyalama şeklinde vakit öldürüyor.